Kültürel zenginlikler ortaya çıkarılıyor

Kültürel zenginlikler ortaya çıkarılıyor

Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Bülent Bayram, “Türk dünyası ile ilgili yaptığımız çalışmalar ile birlikte coğrafyamızdaki kültürel zenginlikleri ortaya çıkarmaya devam ediyoruz” dedi

RÖPORTAJ:FETHULLAH HALLAÇ

Öncelikle, yeni bir yıla adım attığımız şu günlerin; sizlere, tüm yurdum insanına, tüm Türk dünyasına ve tüm İslam alemine hayırlar getirmesini diliyorum.Bu köşede ulu Türkistan’a dair konuları ele almaya çalıştığımız malum. Bugüne kadar yayınlanan yazılarımız da hep bu minvalde oldu. Bugün de bu konunun üst kimliği ve daha bilimsel çerçevede bu işleri yürüten Türkoloji’ye değinmeye ve öğrencisi olduğum Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde yer alan Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü ile sizleri tanıştırmaya çalışacağım.Geçtiğimiz günlerde Ahmet Yesevi Üniversitesi (AYÜ) Türkistan yerleşkesi kütüphanesinde gerçekleşen bir etkinlikte, enstitünün düzenli yayın organı olan akademik Türkoloji Dergisi’nin 20. yılını kutladık.

TÜRKOLOJİ ÇALIŞMALARI ÇOK ÖNEMLİ

Bu vesile ile hem bu çalışmaların hem de Türkoloji’nin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissetmiş oldum. Kendi alanım olmaması hasebiyle çok içerisinde yer almadığım ama üniversiteye başladığım günden bu yana çalışmalarını sürekli takip ettiğim AYÜ Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü hakkında bir şeyler yazmasam bu köşeye haksızlık etmiş olurum diye düşündüm. Enstitünün halihazırda müdürü olarak görev yapan kıymetli hocamız Prof. Dr. Bülent Bayramile mütemadiyen bir araya gelip ilminden istifade etmeye çalışıyorum. Bu etkinlik sonrasında kendisiyle enstitü hakkında ve dergi hakkında da ufak bir söyleşi yaptık. Prof. Bülent Hoca azami zorluklar karşısında azami gayretle çalışmalar yürüterek enstitüyü daha iyi noktalara taşımakta kararlı. Kendisiyle soru cevap şeklinde yaptığımız söyleşiyi de kısaca burada paylaşmak istiyorum.

 

TÜRK DÜNYASI İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR SÜRECEK

**Hocam öncelikle enstitünün kısaca tarihini özetler misiniz?

-Bildiğimiz üzere Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte bağımsızlığını kazanan cumhuriyetlerle Türkiye arasında hızlı bir şekilde ilişkiler kurulmaya başlandı. Bunun bir neticesi olarak Türkiye ile Kazakistan arasında yapılan ikili anlaşmalarla Hoca Ahmet Yesevi’nin de türbesinin yer aldığı ve Türk dünyası için önemli bir konumda bulunan Türkistan şehrinde üniversitemiz kuruldu. Üniversitemizin kuruluş amaçları, vizyonu ve misyonu dikkate alındığında özellikle ortak tarih, dil, edebiyat, kültür gibi alanlarda yapılacak çalışmaların da öne çıkması beklenmişti. Bu çerçevede üniversitemiz kurulduktan hemen sonra çalışmalar yapmaya başlanmış ve Türkoloji araştırmaları da üniversite bünyesinde enstitümüz kurulmadan önce farklı fakülte, enstitü ve araştırma merkezleri tarafından yürütülmüş. İlerleyen zamanla birlikte 2000 yılında üniversitemiz senatosu tarafından Kazakistan Tarihi ve Arkeoloji Bölümü temelinde Türkoloji Araştırmaları Enstitüsü açılmış. Enstitümüzün temel programını da; Milli uyanış çerçevesine Türk kültürünün devamlılığı: Türkoloji bilimi alanında dil, tarih, kültür, arkeolojik mirasla ilgili teorik ve metodolojik çalışmalar olarak açıklayabiliriz.

 

**Bu çerçevede enstitü çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

-Türk halklarının kültür ve edebiyatını, tarihini ve etnografyasını, dilini, dinini, folklor eserlerini ve soy kütüklerini, toplumun aktif insanlarının ve sanatçıların sanat ve manevi miraslarını günümüzün gereklerine uygun olarak ele almak, Türk halklarının hayata dair ve ruhani bütün değerlerini kapsamlı bir şekilde incelemek şeklinde özetleyebileceğimiz Türkoloji çalışmalarını yerine getirebilmek adına; dünya Türkologlarını bir araya getirmek ve Türkoloji’nin güncel konularına açıklık getirmek amacıyla 2 yılda bir Uluslararası Türkoloji Kongresi düzenlemekteyiz. Enstitümüzün en düzenli faaliyetlerinden biri olarak iki ayda bir yayınlanan uluslararası Türkoloji dergisinin sürekliliğinin sağlanmasını ve derginin etki faktörü yüksek bir yayın seviyesine çıkarılmasını takip ediyoruz. Ulusal, uluslararası ve yerel bilimsel toplantılara katılıyor ve yapılan bilimsel çalışmaların sonuçlarını paylaşıyoruz. Bunların yanı sıra yabancı temel bilimsel araştırma enstitüleri ile bağlantılar kurarak Türkoloji ile ilgili el yazması ve materyalleri merkezimize topluyor, arşivimizde tutulan Arapça, Farsça, Kazak Türkçesi yazma eserler üzerine çalışıyor ve Çağatay Türkçesi, Arapça, Farsça eski el yazmaları ve nadir kitapların bilimsel yayınlarını hazırlayarak bunları araştırma nesnesi haline getiriyoruz. Bunların yanı sıra bugüne kadar daha çok yerel ve mikro kapsamda ele alınmış olsa da enstitümüz bünyesinde bilimsel projeler de yürütmekteyiz. Her ne kadar Kazakistan şartlarında prosedürlere takılı kalmış olsa da şu anda en güncel ve önemli projelerimizden birisi olan ve çok yakın zamanda çıktısını yayınlayacağımız ‘’Türk Dünyasının Entegrasyonu Sürecinde Anahtar Bir Kavram: TÜRKİSTAN (Tarihi ve Edebi Metinlerde Ortak Vatan)’’ projesini örnek gösterebiliriz.

 

ZENGİN BİR İÇERİK GÖZE ÇARPIYOR

**Hocam konu buraya gelmişken enstitünün yayınlarına da değinebilir miyiz?

-Yayınlarımızı iki ana başlık altında değerlendirebiliriz. Bunlar kitaplar ve yaklaşık yirmi yıldır yayımlanan akademik Türkoloji dergisidir. Bugüne kadar enstitümüzün kitap boyutunda yayımladığı 151 eser zikredilmektedir. Ancak arzu edilen düzeyde bir yayın geleneği oluşmadığını söyleyebilirim. Dergimiz ise 9-12 Ekim 2002 tarihinde düzenlenen Uluslararası Türkoloji Kongresinde alınan kararla yayın hayatına başlamış süreli yayınımızdır. Yayın dili Türkiye Türkçesi, Kazak Türkçesi, Rusça ve İngilizce olarak belirlenmiş olan dergimizin son olarak 112. sayısı yayımlandı. Türkoloji dergisinin ilk yıllarında makale, yazar çeşitliliği, makaleleri yayımlanan yazarların ülkelere göre dağılımı, makalelerin Türkoloji içerisindeki alanlara ve Türk coğrafyasına göre dağılımı dikkate alındığında oldukça zengin bir içerik göze çarpıyor. Genel Türkoloji çalışmalarının artzamanlı ve eşzamanlı olarak derginin içeriğine yansıdığını da görmekteyiz. Özellikle 2040 Vizyon Belgesi ile somut bir şekilde ortaya koyulan entegrasyon süreci enstitümüzün çalışmalarını da etkiledi. Çünkü ortaya koyulan vizyonun hayata geçirilmesinde dil, edebiyat, tarih, folklor gibi alanlarda gerçekleştirilmesi gereken ciddi çalışmalar var. Bu çerçevede modern akademik dünyanın güncel taleplerini de dikkate alarak faaliyetlerin güncellenmesi yönünde adımlar atılmaya başlandı. Modern akademik dergicilik standartlarına uygun bir şekilde yayın yapma imkânı veren DergiPark sisteminde yayın süreci başlatılarak mevcut arşiv de bu sistem üzerinden ilgilerin hizmetine 2021 yılından itibaren sunuldu. Son dönemlerde derginin mevcut durumuyla girebileceği bazı indekslerde taranması sağlanmakla birlikte halen Kazakistan için ulusal indeks durumunda olan VAK ile Türkiye ayağında TR Dizin tarafından taranması sağlanamadı.

 

**Hocam enstitü arşivi hakkında da bilgi verir misiniz?

-Enstitümüz bünyesinde nadir eserleri içeren bir arşivimiz mevcut. Arap, Kiril ve Latin harfli metinler arasında Arapça, Farsça, Çağatay Türkçesi ve Kazak Türkçesi eserler yer alıyor. Türkistan çevresinden derlenmiş çok zengin folklor malzemelerinin geniş bir yer tuttuğu arşiv malzemeleri arasında el yazmaları, el yazma bası eserlerin kopyaları, matbu eserler de bulunuyor. Günümüze kadar yayımlanmamış çok sayıda metin ya da yayımlanmış eserlerin farklı varyant ve nüshaları da arşivimizde mevcut. Ayrıca arşivde malzemelerin iyi koşullarda muhafaza edilmediğini de belirtmek gerekir. Bazı eserlerin uzun vadede zarar görmesi de muhtemeldir. Bu nedenle nadir eserler ile ilgili olarak öncelikle onların korunma şartlarının düzeltilmesi ve eserlerin tahribata uğramadan en azından metinlerinin yayına hazırlanması, eserlerin dijital ortama aktarılarak sanal ağ üzerinden araştırmacıların hizmetine sunulması öncelikli çalışmalarımız olarak önümüzde durmaktadır.

 

**Hocam son değerlendirmenizi ve enstitü hedeflerinizi aktarabilir misiniz?

-Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki; Sovyet Türkolojisi’nin Türk halkları arasında dil, kültür, gelenek görenek farklılıklarını ön plana çıkaran bakış açısının etkisini ve gücünü koruduğunu görmekteyiz. Siyasi açıdan bakıldığında bu durum dönemin şartları ve bakış açısı içinde anlaşılır kabul edilebilir. Fakat günümüzde çok farklı bir siyasi ve kültürel ortam ortaya çıkmıştır. Bu taleplerle enstitünün misyon ve vizyonuna uygun çalışmaların uyumunun sağlanması düşünüldüğü seviyeye gelememiştir. Tüm bu aksaklıkları giderebilmek ve hız kazanmak adına enstitü akademik kadrosu ve yönetimin seçiminde hassas davranılarak Türk halklarının ve dünyanın önde gelen Türkologlarının enstitü bünyesine dahil edilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Dergimizin ciddi indekslerce taranan dergiler seviyesine çıkarılması ve uluslararası akademik e-dergi kriterlerine uygun bir şekilde yayın faaliyetinin yürütülmesi de önceliklerimiz arasında. Ayrıca yine en önemli faaliyetlerimizden olan Türkoloji Kongresi’nin devam ettirilmesi ve akademik kalitesi ile tanınırlığının artırılmasıyla birlikte de sadece nitelik değil nicelik bakımından da gerçek bir uluslararası kongreye dönüştürülmesini hedeflemekteyiz. Arşivimizin fiziki imkanlarını güçlendirmek, başka enstitü ve merkezlerle karşılıklı iş birlikleri sağlamak, spesifik ve çeşitli projelere ev sahipliği yaparak literatüre katkı sunmak, panel ve sempozyum gibi etkinliklerin de devamlılığını sağlamak önümüzde duran çalışmalar arasında.

Yazımı burada noktalarkenkıymetli Prof. Dr. Bülent Bayram Hocama teşekkür ediyor tüm enstitü çalışanlarını tebrik ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum. Bahsi geçen Türkoloji dergisinin son sayısının bağlantısını da buraya ekleyerek bitirmek istiyorum. İlgililer inceleyebilirler: https://dergipark.org.tr/tr/pub/ayt/issue/7424

**PROF. DR. BÜLENT BAYRAM KİMDİR?

-1976’da Adana’da dünyaya geldi. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nde öğrenim gördü (1995-1999). Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı (2001-2010). Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans (2004), Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dünyası Araştırmaları Anabilim Dalı’nda doktora öğrenimi gördü (2008). “Çuvaş Türklerinin Kahramanlık Anlatmaları” (İnceleme-Metinler) doktor unvanını aldı. Rusya Federasyonu Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nde İdil-Ural bölgesinde yaşayan Tatar, Çuvaş ve Başkurt Türklerinin kültürleri konusunda çalışmalar yaptı. 2007-2008 ve 2011 yıllarında Macaristan’da Macar Türkoloji araştırmalarında İdil-Ural bölgesi Türkleri hakkında yapılan çalışmalar ve Macarlarda ölüm ile ilgili gelenekler üzerine araştırmalar yaptı. 2011’de Macaristan ve Romanya’da Macarların ölüm gelenekleri üzerine derleme çalışmaları gerçekleştirdi. 2010 – 2019 yılları arasında Kırklareli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde görev yaptı. Bu dönemde çalışmalarını İdil-Ural Bölgesi’nde yaşayan Çuvaş, Tatar, Başkurt gibi Türk boylarının dil, halk kültürü ve edebiyatları üzerine yoğunlaştırdı. 2019 yılından bu yana Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm başkanlığı, Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanlığı ve son olarak da Türkoloji Araştırmaları Enstitü Müdürü olarak görevler yürüttü. Halen de enstitü müdürü olarak akademik hayatına devam etmektedir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.