Konya’nın yetiştirdiği önemli dava adamlarından birisi: Ali Güneri 

Konya’nın yetiştirdiği önemli dava adamlarından birisi: Ali Güneri 

Konya’nın yetiştirdiği önemli dava adamlarından ömrünü İslam’a ve davasına adayan Milli Görüş’ün sembol isimlerinden Gazetemizin kurucularından Ali Güneri vefatının sene-i devriyesinde sevenleri tarafından hayırla anıldı.

Milli Görüş camiasının Konya'daki en önemli isimleri arasında yer alan ve rahmetli Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın dava arkadaşlarından Ali Güneri'nin vefatından sonra arkadaşları merhumu anlattı. Arkadaşları, Milli Nizam Partisi Konya Kurucu İl Başkanlığı da yapan merhum Ali Güneri'nin tam bir dava adamı olduğunu, istikametinden hiç ayrılmadığını ifade etti. Güneri'nin çok cömert olduğunu da kaydeden arkadaşları, “Acımız büyük” mesajı verdi.

ERBAKAN HOCAMIZIN YAKIN DAVA ARKADAŞLARINDANDI 

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Lütfi Yalman, merhum Ali Güneri'nin örnek bir Müslüman ve dava adamı olduğun belirterek şunları söyledi: “Ali ağabey, Milli Görüş davasının ilklerinden biriydi. Bu işin öncülüğünü yaptı. 1969 yılında bu işe başladı, vefat ettiği güne kadar da davasından vazgeçmedi. Kendisi, Milli Görüşün hasbilerinden biriydi. Son nefesine kadar bu davadan vazgeçmedi.

lutfi-yalman-001.jpg

Rahmetli Erbakan Hocamız, kendisine birkaç kez Milletvekilliği teklif etti, kabul etmedi. 'Ben, bu işleri Allah rızası için yapacağım' dedi. Parti teşkilatlarından her zaman keşke her ilin sizin gibi bir Ali Güneri abisi olsa derlerdi. Hocamızın yakın dava arkadaşlarındandı istese her seçimde aday olabilirdi ama bu dünyada makam mevki istemedi adayda olmadı Ali ağabey, Milli Görüş davasının ilklerinden biriydi. Seçim çalışmalarında evi misafirsiz kalmazdı. Evinde çok yemek yedik. Çok misafirperver ve cömert bir insandı. Ali ağabeyin eşinden de Allah razı olsun. Aylarca evinde misafir ağırlardı. Bağımsızlık hareketinin başlangıç sürecinde Ali ağabeyin evi adeta toplanma merkezi olmuştu. Milli Görüş davasına zekasıyla, aklıyla hizmet etti. Erbakan Hocamız ile olan hatıralarını eksiksiz aktarırdı. Hocamız onu çok sever ve ona çok güvenirdi. Biz, kendisinden çok şey öğrendik. Merhaba Gazetesi'nin kurulmasında, televizyonun kurulmasında da öncelik yaptı. Son 15 yılının bir kısmını Medine'de bir kısmını da Türkiye'de geçirdi. Allah, rahmet eylesin. Başımız sağolsun.”

ALİ AĞABEY YARIM ASIR İNSANLIĞIN SAADETİ İÇİN ÇALIŞTI 

Konya Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Mustafa Özkafa, “Ali ağabey, Milli Görüş hareketinin Konya'daki hatta Türkiye'deki kurucularından birisiydi” dedi. Merhum Güneri'nin, rahmetli Erbakan Hocanın 1969 yılında Konya'da başlattığı siyasi hareket sürecinden bu yana her daim yanında yer aldığını söyleyen Özkafa, “Ali Güneri ağabey, yarım asır bütün insanlığın faydasına, ülke halkının hayrına çalıştı.

mustafa-ozkafa-001.jpg

Kendisi Milli Görüş hareketi için son derece önemli bir şahsiyetti. Konya'daki hareketi sırtlayanlardan birisiydi Ali Güneri ağabey. Milli Gazete'nin kuruluşundan tutun da, ülke çapındaki çok farklı hayırlı faaliyetlere öncülük eden bir isimdi. Son derece zeki, gayretli bir insandı. İstikamet sahibiydi. Kıymetli bir insandı. Belli zaman aralıklarıyla bir araya gelir, memleket meseleleri üzerine kendisiyle istişarelerde bulunurduk. Ailecek, bu davanın içinde yer aldılar. Oğulları, çok hayırlı faaliyetler içinde yer aldı. Ali Güneri ağabeyin eşinin de bu davaya büyük emekleri oldu. Ailecek bu işin içindelerdi. Allah, razı olsun. Biz, Ali ağabeyin vefatından büyük üzüntü duyduk. Tesellimiz ise dünya hayatında yaptığı hayırlı işlerdi. Allah, mekânını cennet eylesin” diye konuştu.

adsiz-001.jpg

İYİ Kİ ALİ GÜNERİ’NİN OĞLUYUM 

Merhum Ali Güneri’nin oğlu Mustafa Güneri, “Allah’a şükürler olsun ki bu dünyaya Ali Güneri’nin oğlu olarak geldim. Babam, vakit namazlarını kaçırmazdı. Cemaatle camiye giderdi. İmamın arkasında yeri hazırdı. Elini açan kimseyi de geri çevirmezdi. Cebinde ne kadar para varsa, onu verirdi. İnsanların ihtiyacını gidermenin önemini bilirdi. Babam rahmetli Erbakan hoca ile tanışmadan önce siyasetle ilgilenmezdi. Ancak İstanbul’da bir hoca efendi, ‘Konya’da İslami bir hareket başlayacak o adamın yanında ol’ demiş. Babamın o zamanlar siyaset ile pek arsı yoktu.

adsiz-002.jpg

Bizim parti ile işimiz olmaz demiş. Daha sonra Hacıveysizade efendinin öğrencilerinden bir olan Mehmet amca vardı Allah rahmet eylesin bir rüyasını Hacıveysizade hazretlerine anlatmış Hacıveysizade Efendi, ‘ileride Konya’da bir hareket başlayacak o harekete yardımcı ol demiş’ babam bu rüyanın da yorumunu dinleyince Erbakan hoca ile siyaset hayatına başlıyor. 1969 yılında Erbakan hoca Konya’ya geliyor.  İlk toplantıyı gerçekleştiriyorlar.  Erbakan Hoca, ‘sabah yunak ilçesine ziyarete gidiyoruz’ diyor. O gün bu gündür babam Erbakan hocamızla bu davada yürüdü. Erbakan hoca çok babama ısrar etti ama babam siyasette aktif olarak hiç görev yapmadı. Ben bu işi Allah rızası için yapıyorum derdi her zaman. İnsanların ihtiyacını gidermenin önemini bilirdi. Hiçbir zaman bir iş için kimseyi aramadı. Siyasi gücünü hiçbir zaman kullanmadı. Başını yastığa koyduğu zaman hep şükür ederdi. Babam, çok cömert ve misafirperver bir insandı. İftarlarımız, sahurlarımız misafir geçmezdi. Babam Konya’nın her ilçesinde seçim çalışması yürüttü. Davasından hiç sapmadan davaya hizmet etti Allah kendisine rahmet etsin” ifadelerini kullandı.  

DÖRT OĞLUN VAR BİRİNİ ZEKÂT OLARAK VERECEKSİN

1995 seçimlerinde merhum Necmettin Erbakan'ın “dört oğlun var birini zekât olarak vereceksin” diyerek emir vermesi üzerine siyasi hayatının başladığını belirten Güneri, “Babam gelişen teknolojiyi kullanmaya çalışır ve işinin en uzmanlarıyla çalışmayı tercih ederdi. Siyasi hayatında da bu hassasiyetini devam ettirdi. Planlı, programlı idi, detaylara önem verirdi, çözüm odaklı fikirler geliştirir, çalışma arkadaşlarının düşüncelerine değer verirdi. Hiçbir makam mevki beklemeden gücünün sonuna kadar çalıştı. Erbakan Hocamızın en yakınlarından biri olmasının yanında, İl başkanıyken ve genel merkezde de etkili görevde iken hiçbir zaman milletvekilliği, belediye başkanlığı gibi görevlere talip olmamıştı, hatta kendisine yapılan ısrarlı teklifleri bile şiddetle ret etmişti. Hâlbuki o dönemde nerdeyse bütün il başkanları milletvekili adayı olmuşlardı. Benim milletvekili olmamı da istememiş, biz karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek çalışmaya devam edelim demişti, ben de bu görüşte idim, Ancak 1995 seçimlerinde Erbakan hocamızın “dört oğlun var birini zekât olarak vereceksin” diyerek emir vermesi üzerine emre uymuştuk.Teşkilatı oluştururken, adayları belirlerken kim dava için en faydalı olur hep bu gözle baktı ve hem davaya sadık olacak, hem de en iyi çalışmalar yapabilecek, çok oy alabilecek ve de teşkilatının da istediği kişileri destekledi ve onların aday olması için gayret etti. Bilhassa son saydığım bu iki özelliğinde dolayı da Erbakan Hocamız tarafından çok sevildi, Babam da ona çok sadık kaldı” dedi.

adsiz-001-001.jpg

ÖMRÜNÜ İSLAM DAVASINA ADADI 

Rahmetli Ali Güneri’nin oğlu Eski Devlet Bakanı Teoman Rıza Güneri, "Babam rahmetlinin İslami şuuru Erbakan Hocamızla tanışmasından önce de vardı ama Erbakan Hocamızın ortaya koyduğu, İslam’ın unutturulmuş en önemli yönü olan 'cihat' temelli şuurlanmayı, bütün Milli Görüşçülerde olduğu gibi babamda da çok net olarak görürüz. Ömrünün sonuna kadar bu böyle devam etti" dedi. Teoman Rıza Güneri, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Babamı Hakk'a uğurladıktan sonra her geçen gün daha çok özlüyor ve her geçen gün kubbede bıraktığı hoş sedasını daha iyi anlıyoruz.

teoman-riza-guneri-001.jpg

Ömrüne sığdırdığı değerler, dostlar, hizmetler, mücadele, izler aldığı dualar karşılığında Allah’ın lütfu olarak az insana nasip olduğuna inandığımız yoğunluktadır. Çocuk yaşında evlerinde misafir kalan Sami Efendi Hazretlerine ibrikle abdest suyunu döktükten sonra, Hoca Efendi başını okşamış ve uzunca dua etmiş. Bu duanın bereketi olsa gerek” dedi. Teoman Rıza Güneri sözlerini şöyle tamamladı: “Rahmetli babam Konya’mızın Uluırmak Mahallesinde doğmuş, komşuları olan Tahir Büyükkörükçü hocamız başta olmak üzere çocuk yaşından itibaren, hoca efendilerin sohbetlerinde bulunmuş, manevi terbiyesi gelişmiş, şuurlu bir Müslüman olarak inancının kuvvetlenmesinin temelleri o yıllarda oluşmuştur. Sohbet gruplarıyla haftada 1 gün mutlaka toplanılırdı, bizim çocukluğumuzda da en çok hafızalarımızda iz bırakan bu sohbet toplantılarıydı. Bu sohbet toplantıları yemekli de olurdu, misafirlere hizmetlerimizi yapardık, cemaatle namazlar kılınır, sohbet hocaları tefsir, hadis dersleri yapar, Kur’an okunur, ilahiler okunurdu. Bizim de Annemle, kardeşlerimle en zevk aldığımız günler olurdu. Bilhassa Mübarek gecelerde mutlaka bizim evde toplanılır yemek ikramımızdan sonra yine sohbetler, cemaatle namaz, Kur’an, ilahi okunmasının yanında cemaatle tesbih namazı da kılınırdı. Şimdi kaç evde kaldı bu adetler diye düşündükçe kendi adımıza seviniyorum ama şimdiki nesillerimiz için de çok üzülüyorum. İslami şuuru Erbakan Hocamızla tanışmasından önce de vardı ama Erbakan Hocamızın ortaya koyduğu, İslam’ın unutturulmuş en önemli yönü olan “cihat” temelli şuurlanmayı, bütün milli görüşçülerde olduğu gibi babamda da çok net olarak görürüz, ömrünün sonuna kadar bu böyle devam etti elhamdülillah. Dostluğa, arkadaşlığa çok önem verirdi, çocukluk arkadaşlarıyla bile ömrünün sonuna kadar irtibatını kesmemiştir.”

SAİT ÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.