Konya çiftçisi obrukları moloz ve taşlarla dolduruyor

Konya çiftçisi obrukları moloz ve taşlarla dolduruyor

Konya Ovası'nda oluşun obruklar vatandaşlar tarafından moloz ve taşlar ile dolduruluyor.

Konya Ovası'nda oluşun obruklar vatandaşlar tarafından moloz ve taşlar ile dolduruluyor. KTÜN Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Eren, “Obrukların jeolojik ve jeofizik yöntemlerle iyice araştırılmadan doldurulması gelecekte birçok sakıncaya ve istenmeyen duruma yol açabilir” dedi.

9-2-dolum-sonrasi-yeniden-coken-obruk.jpeg

Konya Ovası'nda, yer altında zamanla çözünen kireç taşlarının boşluk oluşturması ve zeminin çökmesiyle bu yılın ilk 9 ayında 16 obruk meydana geldi. Obruklar, kireçtaşlarındaki karstlaşma sonucu gelişen mağara sistemlerinin tavanlarının çökmesiyle meydana geliyor. Oluşumunda ise arazinin litolojik özellikleri, yer altı suyunun çekilmesi ve suyun akım yönü etkili oluyor. Vatandaşlar ise oluşan obrukları topraklar ile doldurmaya çalışıyor. 

9-1-doldurulan-obruk.jpeg

Bu durumun incelenmeden yapılmaması gerektiğini belirten Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Eren, “Vatandaşlarımızın bir bölümü, sulama sistemlerinin çalışmasına engel olduğu için, bir bölümü içine insan ve diğer canlıların düşmemesi için, bir bölümünün de yol üzerinde oluşanların geçişlere engel olmaması vb gibi nedenlerle obrukları doldurduklarını gözlemledik. Aynı şekilde Afyon Bolvadin yöresinde Prof. Dr. Tahir Nalbantçılar ile yaptığımız incelemelerde oluşan bazı obrukların tarla ve emlak değerlerini olumsuz etkileyebileceği düşüncesiyle doldurulduğunu gözlemledik. Herhangi bir bilimsel çalışma yapılmadan hareket edilmemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

9-3-prof-dr-yasar-eren.jpg

Prof. Dr. Yaşar Eren, 2020 yılında Konya AFAD’ın obruk alanlarının belirlenmesi projesi kapsamında Dr. Öğr. Üyesi Şeyda Parlar ve Dr. Berkant Coşkuner ile birlikte Karapınar bölgesinde yaptıkları incelemelerde özellikle tarımsal arazide ve yerleşim yerlerine yakın yerlerde oluşan obrukların bir bölümünün vatandaşlar tarafından molozlarla oldurulduğunu gördüklerini belirtti 

ÇEVRESİNDE BOŞLUKLAR OLABİLİR

Oluşan obrukların bilimsel bir çalışma yapılmadan doldurulmaması gerektiğini belirten Eren, “Vatandaşlarımızın bir bölümü, sulama sistemlerinin çalışmasına engel olduğu için, bir bölümü içine insan ve diğer canlıların düşmemesi için, bir bölümünün de yol üzerinde oluşanların geçişlere engel olmaması vb gibi nedenlerle obrukları doldurduklarını gözlemledik. Aynı şekilde Afyon Bolvadin yöresinde Prof. Dr. Tahir Nalbantçılar ile yaptığımız incelemelerde oluşan bazı obrukların tarla ve emlak değerlerini olumsuz etkileyebileceği düşüncesiyle doldurulduğunu gözlemledik. Konu ile ilgili olarak vatandaşlarımıza görüşlerimizi ve çekincelerimizi aktardık. Kanunlarımıza göre obruklar doldurulur mu veya doldurulamaz mı? Bunu bilmiyorum, ancak obrukların jeolojik ve jeofizik yöntemlerle iyice araştırılmadan doldurulması gelecekte birçok sakıncaya ve istenmeyen duruma yol açabilir. Çünkü oluşumları karstik süreçlere bağlı olan ve bu nedenle yer altı mağara ve boşluk sistemleri ile ilişkili olan obruklar alt kesimlerinde daha da çökmeye müsait bir yapıya sahip olabilirler. Diğer bir deyişle yüzeyde gözlenen obrukların altında veya yakın çevresinde değişik boyutlarda boşluklar bulunabilir” ifadelerini kullandı 

DOLDURULANLAR YENİDEN ÇÖKÜYOR 

Doldurulan obrukların zamanla yeniden çöktüğünü ifade eden Eren, şunları söyledi: “Ancak, yeri ve sınırları işaretlenmeden obrukların doldurulması ileri de bazı istenmeyen olumsuzluklara ve can-mal kaybına yol açabilir. Çünkü doldurulan obruk ileri de tekrar çökebilir. Aynı zamanda doldurmayla yüklenen yük obruğun tekrar çökmesine yol açabilir. Sonuç olarak doldurularak izi kaybedilen obruklar ileriki yıl ve günlerde öncelikle kendi yakınlarımıza ve o tarlayı kullanacak sevdiklerimize zarar verebilir. Yörede sürdürdükleri çalışmalarda bunun çarpıcı örneklerine rastladık. Doldurulmuş obrukların kenarlarında tekrar çökmeye bağlı dairesel kırıkların oluştuğunu izledik. Aynı zamanda daha önce oluşmuş olan bir obruğun çökmeye devam ettiğini belirledik. Örneğin 2020 yılında Seyithacı yöresinde incelediğimiz çevresi telle çevrili bir obruk yüzey seviyesinden ortalama 2 m, kenarlarındaki yarıklardan ise görünürde 4 m derinliğinde olduğunu gördük. 2022 yılında yaptığımız incelemelerde obruğun tekrar çöktüğünü ve derinliğinin görünürde 25 m ye ulaştığını belirledik. Diğer bir deyişle obruk en az 20 m daha fazla çöktü (Foto). 12 m çapındaki bu obruk doldurulmuş ve çevresi işaretlenmemiş olsaydı üzerinden geçen canlı veya vasıtalara zarar verebilirdi.”

SAİT ÇELİK 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum