'Karada gemiler yapıyoruz'

'Karada gemiler yapıyoruz'
Saadet Partisi Konya İl Başkanı Av.Hasan Hüseyin Uyar, “Gelecek nesiller bizim çalışmalarımızdan övgüyle bahsedecektir. Buna inanıyoruz ve karada gemiler yapıyoruz. İnanıyoruz ki Allah bir gün denizi ayağımıza getirecektir” dedi

RÖPORTAJ: HÂLİD ŞEN

YENİ DÖNEMDE NASIL ÇALIŞACAKLAR?

29 Haziran'da yapılan Saadet Partisi İl Kongresinde İl Başkanlığı'na seçilen Av.Hasan Hüseyin Uyar ile Gazze'de ve Müslüman ülkelerde yaşanan sorunları başta olma üzere kongre sonrası oluşturulan yeni yönetim listesini, yeni dönemdeki çalışma usullerini, Konya ve ülke problemlerini konuştuk. Uyar, yeni dönemde Saadet Partisi Konya İl Teşkilatı'nın yapacağı çalışmalar hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.

GAZZE'NİN KURTULUŞU NEYE BAĞLI

Türkiye'nin kendine has bir dış politikası olmadığının altını çizen Uyar, hükümetin tutarsız dış politikası ile Ortadoğu'daki problemin bir parçası olduğunu ifade etti. Müslümanların zulümden kurtulması için tek yolun İslam Birliği'nden geçtiğini belirten Uyar, “Uluslararası alanda Türkiye'nin başarılı olması, İslam coğrafyasının kan ve gözyaşından kurtulması ve tüm insanlığın saadeti için İslam Birliği'nin kurulması elzemdir” dedi.

**İl Başkanlığı görevine neden talip oldunuz?

Bizde görev istenilmez, görev verilir. Çaycılıktan başkanlığı partide bir görev alındığında da ardına bile bakmadan bu görevin ifa edilmeye çalışılır. Milli Görüş harekatı bir siyasi hareket olmakla beraber asıl amacı bütün insanlığın saadet ve selameti için çalışan, yeryüzünün hak merkezli yeni bir sistemle ihyası için çalışan bir harekattır. Bu sebeple bizim teşkilatımızda en ufak görev ile genel başkanlık görevi arasında mana açısından hiç bir fark yoktur. Fark sadece yüklenen görevin ağırlığındadır.

11-1.jpg

DAVAMIZIN MOTORU GENÇLERDİR

**Kongre sonrası oluşturduğunuz yönetimi hangi kriterlere göre belirlediniz?

Yönetimde olan arkadaşlarımız en büyük rüzgarlarda, en güçlü akımlarda yalpalamayacak ve istikamet değiştirmeyecek arkadaşlardan olmasına dikkat ettik. Nerede, nasıl ve kimin yanında ne adına durduklarına baktık. Ondan sonra ehliyet, liyakat ve kifayet noktasına baktık. Daha sonra genç arkadaşlarımızdan oluşturmaya çalıştık. Bunun amacı da Erbakan hocamızın 'bizim davamızın motoru gençlerdir' sözü olmuştur. Ama öncelikli seçimimiz duruş noktasında olmuştur.

**Yönetiminizle birlikte nasıl bir çalışma sergileyeceksiniz?

Genç arkadaşlarımızla çalışmaya ağırlık vereceğiz. Yönetim içerisinde oluşturulacak 20'ye yakın komisyonumuzun aktif bir şekilde çalışmasını sağlayarak. Bu komisyonlarımız ilgili alanlarında çalışmalarını tamamlayıp rapor olarak sunulacak. Bu raporları halkımıza izah edeceğiz. Sorunlar, bu sorunların irdelenmesi ve gerekli çözüm önerilerinin sunulması gibi çalışmalar olacak. Teşkilatlarımızın sokak temsilciliğine kadar aktif şekilde çalışması sağlanacak.

'AK SAÇLILAR' BÖLME OYUNUDUR

**Saadet Partisi'nde yaşlıların gölgesi gibi bir sorun var mıdır?

Bu nereden baktığınıza sağlı. Partimizde bir kısım medyanın ak saçlılar diye nitelendirdiği abilerimiz yapılan tüm çalışmalara ve oluşturulan rüzgarlara rağmen hiçbir yere savrulmamışlar, davalarında ve ayaklarında dik durmuşlardır. Tüm teşkilatlarımızda bir gençleşme olması lazımdır fakat şu an genel başkanımız çok genç biri olsa, partimizin yüzde 80'i genç de olsa vatandaşımız oluşturulan suni akımlarla gidip yine başka partiye oy verecektir. Bizim teşkilatlarımızda gençler, yaşlılar, ak saçlılar ve onların karşıtları gibi bir durum yoktur. Bu dışarıdan oyuşturulmaya çalışılan akımdır. Milli Görüş Harekatını tekrar bölmek için birilerinin planı ve oyunudur.

**Geçtiğimiz 30 Mart yerel seçimlerinde siz de Partinizin İl Yönetim Kurulu Üyesiydiniz. Bu seçimlerde alınan sonuçlar bir yenilgi midir? Oy oranının az olmasının sebepleri nelerdir?

Matematiksel olarak bakılırsa Konya'daki çıkan oy oranı düşük bir orandır. Bu oranın mutlaka yükselmesi lazımdır. Bunun için bütün çalışmalar yapılacaktır ve yapılmaktadır. Olaya diğer açıdan bakarsak; bu harekatın içerisinde bulunanlar, heyecanla ve gayretle çalışırlar niçin? Biz Afrika'da bir damla suyu ve ilacı bulamadığı için ölen çocuğu kurtarmanın heyecanıyla çalışırız. Bu topraklarda evde hasta yatağında yatan annesine ekmek götürebilmek için yalın ayak koşan çocuğu kurtarmak heyecanıyla çalışırız. Hatta New York sokaklarında eroin çekmek zorunda bırakılan çocukları kurtarmak heyecanıyla çalışırız ve bunun neticesinde Allah'ın bize ecir ve sabır vereceğine inanırız. Asıl mükafatın yeryüzünde değil ahirette verileceğini biliriz. Matematiksel izahın dışında bizim çalışmalarımız başarılıdır. Bizim tüm teşkilatlarımız diri ve aktif şekilde çalışmışlardır.

TAHİR BEY ARKASINA ERDOĞAN'I ALDI

**Belediye yönetimi 3 dönemdir AK Parti elinde. Başkanların üst üste seçilmeleri başarılarından mı kaynaklanıyor sizce?

Hayır. Belediye seçimlerinde bizim adaylarımızla başbakan yarışmıştır. Tahir Bey, arkasına Başbakan Erdoğan'ın desteğini almadan bizim adayımız Mustafa Özkafa Bey ile yarışmış olsaydı, Tahir Akyürek'in kazanma ihtimali bile yoktu. Seçim öncesi 17 Aralık operasyonu ile başlatılan operasyon ile hükümetin karşı tarafı vatan düşmanı, kendilerini vatansever algısı uyandırmalarıyla oyların tekrar kendilerinde toplanmasını sağladılar. Aday, liyakat ve proje bazında değerlendirildiğinde bizim adaylarımızın karşısında duracak kimse yoktu. Bu şu anki başkanların bir başarısı değildir. Seçim sırasında medyanın bize uyguladığı ambargo da es geçilemez. Bir zamanlar kendi kurduğumuz televizyon bile bize ambargo uyguladı. Aynı oyun şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de uygulanıyor. 30 tane kanal üzerinden yönlendirilme yapılıyor. Böyle bir ortamda alınan seçim sonuçlarının galibiyet mi mağlubiyet mi olduğunun takdirini de halkımıza bırakıyoruz.

**Konya'nın en büyük sorunu sizce nedir?

Hukukçu olmam hasebiyle toprağın altı ve üstü yatırımlarından ziyade, Konya'nın 20 yıl önceki Konya olmadığını biliyorum. Ahlak ve maneviyat yönünden zaafa uğratılmış bir Konya var. Alt üst geçit, bilim merkezi yapılmasından ziyade ahlaki yapının bozulduğunun herkes tarafından görülmesi gerekir. Gençlik ve aile yapısı bozuldu. Muhafazakar bir şehirde düne kadar boşanma sebeplerinin yüzde 60-70'i şiddetli geçimsizlik iken bugün bu sebep 'zina' olmaktadır. Mahkemeler yetersiz geldiği için sulh-asliye mahkemeleri 2-3 kat artmıştır. Nüfusu aynı olan bir şehirde mahkemelerin bu kadar artması ne demektir. Ahlak ve maneviyatı kalkındıracak çalışmalar yapılmazsa sorunlar artmaya devam edecektir. Bu sadece yerel yönetimlerin değil, hükümetin de problemidir. Alt-üst yapıya gelirsek kaynaklar israf ediliyor. Mesela Mevlana Meydanı'na büyük meblağlar harcandı. Boş bir taş yığını. Kenar mahallelerimizde hala asfalt yapılmayan yerler var.

**Filistin-Gazze meselesi gündemde. Dış politikada Türkiye Cumhuriyeti olarak ne durumdayız? Filistinlilerin yanında durabiliyor muyuz?

Türkiye'nin kendine has bir dış politikası yoktur. Milli politika olarak sundukları proje iflas etmiştir. 0 sorun olarak başladıkları işe 0 dost olarak devam ediyorlar. ABD'nin 28 ülkenin sınırlarını değiştireceği Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP) hükümetimiz destek vermişlerdir. Başbakanımız bu projenin eş başkanıdır. Proje kapsamında İsrail'in çevresi boşaltılacak ve Büyük İsrail'in kurulması sağlanacaktır. Bu projeye hükümetimizle birlikte STK'lar, kanaat önderleri destek vererek yaşadığımız acı tabloların oluşmasını sağlamışlardır. Suriye, Irak, Libya gibi ülkelerdeki hadiselerde Türkiye'nin etkisi vardır. Başbakan Erdoğan 'NATO'nun ne işi var Libya'da' derken, bir ay sonra 'NATO, Libya'nın Libyalılara tescili için oraya girmelidir.' demiştir. Bu Türk dış politikasının tutarsızlığının göstergesidir. Bizim Suriye'de yanan ateşe benzinle gitmemiz, Suriye'nin bu hale gelmesine neden olmuştur. Ecdadımızın savunduğu Libya'nın işgal edilmesine ön ayak olduk. Bize Esadcı, Kaddafici diyenler şimdi haklı olduğumuzu söylüyorlar. Bizim 2 yıl önce söylediklerimize siz reel politiği bilmiyorsunuz diyerek elleriyle ittiler ve şu an orta doğudaki zulme ortak olmuşlardır. Arap Baharının arkasında siyonizm olduğunu söyledik, haklı çıktık. Mevcut iktidarın dış politikası bitmiştir. Uluslararası alanda Türkiye'nin başarılı olması, İslam coğrafyasının kan ve gözyaşından kurtulması ve tüm insanlığın saadeti için İslam Birliği'nin kurulması elzemdir. Bu birliğin kurulması için çalışmak tüm Müslümanlar için farzdır.

**Şu anki Müslüman ülkelerle bu birlik kurulabilir mi?

1997 haziran ayını hatırlayalım. Rahmetli Erbakan Hocamız D-8 projesini hayata geçirmiştir. İran, Mısır, Nijerya, Bangladeş, Malezya, Endenozya, Pakistan, Türkiye'nin önderliğinde bir araya geldi. Bu ülkelerin yöneticilerine baktığımız zaman bir araya gelinmeyeceği zannedildi. İslam Birliği kurma taraftarı olmayan Demirel'e bu karar imzalatılarak birliğin toplanması sağlanmıştır. Müslümanlar bu yolda çalışırlarsa Allah mutlaka yardım edecektir. Bu yolda çalışmak boynumuzun borcudur. Milletimiz de bu yolda çalışan Saadet Partisi'ne destek vermelidir.

AB ADINA YAPILANLAR KABUL EDİLEMEZ

**İslam Birliği yerine AB'ye girme çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özellikle Başbakanımızın ve Başbakan Yardımcılarımızın Gazze saldırıları sonrası söylemlerine bakarsak üzüntü ve elem duyduklarını görüyoruz. Ama onlara şunu sormak lazım. 13 yıllık iktidarınız boyunca Avrupa Birliği Bakanlığı kurulmuşken, AB'nin istediği tüm düzenlemeler yapılmışken ve Ümmetin kurtuluşunun İslam Birliği'nde olduğunu biliyorken neden gerekli çalışmaları yapmadınız. Niçin bu yönde bakanlık kurmadınız. Onlar için Türkiye'nin dış politikası Türkiye'nin eline bırakılamayacak kadar önem arzettiğinden dış politikalarımızı başkaları yönlendiriyor. Biz AB'ye aslında girmek istemiyoruz ama takiyye gereği bunları yapıyoruz diyeceklerdir fakat, domuzun kasaplık hayvan sınıfına sokulmasının, zinanın suç olmaktan çıkarılmasının, gaylara eşcinsellere dernek kurma hakkının verilmesinin, Türk gıda kodeksinde oynamalar yapılmasının takiyye ile adlandırılmasının imkanı yoktur. İktidar Avrupa birliğine hakikaten inanmıştır. Girmek için tüm gayreti sarfetmiştir ve sarf etmeye devam etmektedir. Hata yapmaktadır. Yönünü batıdan dönüp doğuya dönmeli, İslam Birliği'nin, Adil Ekonomik düzenin kurulması için çalışmalıdır.

**Ülke ekonomisinin gidişatını iyi buluyor musunuz?

Türkiye'nin ekonomisini makyajlı ekonomi diye belirtmek istiyorum. 70 yaşında birini makyajla 25-30 yaşında gösteriyorlar. Örnek olarak hükümetimiz IMF'e borcumuzun bittiğini söylemektedir. Rakamlara bakacak olursak. 2002'di iş başına geldiklerinde Türkiye'nin dış borcu 129,6 milyar dolardı. İç borcu ise 155,2 milyar TL idi. Toplam borcumuz 232,2 milyar dolardı. Siz IMF borcunu gösterip de tüm borcu göstermezseniz milleti kandırmış olursunuz. 2013 yılı itibariyle Türkiye'nin borcuna bakalım. Dış borç 388,2 milyar dolar, iç borç ise 430,9 milyar TL dir. Toplam borç 613,7 milyar dolardır. Bu mudur başarı? Türkiye'nin pek çok üreten kuruluşu, fabrikaları batan geminin malları misali özelleştirme adı altında satılmıştır. Burada elde edilen gelirlerle de faiz paraları anca bir kısmı ödenebilmiştir. Avrupa'nın büyüyen 1. ülkesiyiz gibi rakamlar söylüyorlar. Bu büyüme neye göre büyümedir. İç tüketimle büyüyen ülkeler bir süre sonra sekteye uğrayacaklardır. Önemli olan üretimle, ihracatla büyümedir. Almanya'nın 2013 yılında yaptığı ihracat 1 trilyon 493 milyar dolar ve 260 milyar dolar dış ticaret fazlası veriyor. Türkiye'nin ihracatı ise 167,6 milyar dolar. 75 milyar dolar dış ticaret açığımız var. Genç nüfusumuzda işsizlik yüzde 20 civarında. Borçlar almış başını gitmiş. Kredilerle vatandaş bankaya borçlanmış. Biz adil bir ekonomik düzenin kurulması için çalışıyoruz. Biran evvel faizsiz düzene, havuz sistemine geçilmeli, kapitalist sistemin bu ülkeden çıkarılması için çalışmalar yapılmalıdır. Faizin firdiği toplumların ayağa kalkması mükün değildir.

**Son olarak ilave etmek istediğiniz bir şey var mı?

1.Husus Halkımızın 'Önce ahlak ve maneviyat' diye yola çıkan Milli Görüş'e, Saadet Partisi'ne destek vermesi lazımdır. 2.Olarak Uluslararası alanda ülkemizin başarılı olabilmesi, İslam coğrafyasının kan ve gözyaşından kurtulması, zulme devam eden İsrail kangrenini vücudumuzdan atabilmek için İslam Birliği'nin kurulması gerekmektedir ve bu yolda çalışmak gerekmektedir. 3.Husus, bu şekilde devam edilirse büyük ekonomik sıkıntılarla yüzleşmemiz gerekecektir. Bu faiz belasından ve kapitalist sistemden biran önce kurtulmamız gerekmektedir. Biz Allah rızası için çalışan bir topluluğuz. Bu yoldaki çalışma metodumuz Erbakan Hocamızın dediği gibi Cihattır. Şunu herkes bilsin ki doğu da istese batı da istese veya istemese de Allah yeryüzünden fesadı kaldırıp Hak ve adaletle ıslah edecektir. Önemli olan bu noktada bizim durduğumuz yerdir. Bizim çalışmalarımızın kısa zaman aralığında bir ehemniyeti yokmuş gibi gözükebilir fakat unutmayalım ki gelecek nesiller bizim çalışmalarımızdan övgüyle bahsedecektir. Biz buna inanıyoruz ve karada gemiler yapıyoruz. İnanıyoruz ki Allah bir gün denizi ayağımıza getirecek, yeryüzü Hakk ve adalete kavuşacaktır.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum