Kamalak: Türkiye her sorunu biz çözeriz

Kamalak, partisinin Elazığ il teşkilatının bir düğün salonunda düzenlenen genel kurulunda yaptığı konuşmada, Kurtuluş Savaşı'nda 3 yılda ülkede verilen şehit sayısının 10 bin 835 olduğunu, 1985'ten 2009 yılına kadar terör olaylarında Türkiye'de kaybedilen insan sayısının ise resmi rakamlara göre 50 bin olduğunu kaydetti.

''Peki biz hangi devletle savaşıyoruz da bu kadar şehit veriyoruz?'' diyen Kamalak, ''Batıl sistemin yetiştirdiği gençlerle mücadele ediyoruz, sizin paralarınızla yetiştirilmiş bu terörist dedikleri gençler. Hem de sizin paranızla kurulmuş okullarda, sizin paranızla maaşı ödenen öğretmenlerimiz tarafından ve sizlerin parasıyla basılmış olan milli eğitimin kitapları okutularak'' ifadelerini kullandı.

Kamalak, konuşmasına şöyle devam etti:

''Şu an terörist denilen o gençleri bu bozuk sistem yetiştirmiştir. Biz bu sebeple diyoruz ki, bugünkü eğitim sistemi, ancak Milli Piyango kadar millidir, daha fazla değildir. Bunu düzeltmek sizlere düşüyor. İktidardan uzak kaldığınız her bir gün bu ülke için, İslam alemi için emin olun çok büyük kayıplara yol açmaktadır. Duruma el koymaya mecbursunuz. Terörü olsun, ülkenin diğer problemleri olsun milli görüşten başka, Saadet Partisi'nden başka bir parti önleyemez. Bu ülkenin problemlerini çözemez.''

Kamalak, İslam dinini dışlayan hiçbir projenin, planın terörü durduramayacağını, çünkü İslam'ın milletin ortak değeri, harcı, karakteri ve ruhunu birbirine bağlayan manevi zinciri olduğunu belirtti.

Partisinin teşkilat mensuplarına saygı duyduğunu ifade eden Kamalak, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Çünkü sizler emin olun Van depreminden daha şiddetli saldırılara maruz kalmış insanlarsınız. Dışarıdan saldırılar, içeride ihanetler ama buna rağmen çevikleşmiş imanınızla siperlerinizi korudunuz. Hak yol budur dediniz, taviz vermediniz. Şunu unutmayınız, hiçbir zaman bir davanın haklılığı geçici kuru kalabalıkların çokluğu ile değil, ilahi iradeye bağlılığı ile ölçülebilir ancak. Ve en büyük zaferler de geçici şuursuz kalabalıklarla değil, yine inanmış, çelikleşmiş, hedefe kilitlenmiş iman sahibi yiğit erlerle kazanılabilir.''