Kadim değil, modern olduk

Kadim değil, modern olduk
Konya'nın sayılı kültür adamlarından Mehmet Ali Uz, “Konya'nın kadim bir şehir olduğunu siyasiler sürekli dillendiriyor. Fakat bugün baktığımızda kadim değil, modern bir şehir görüyoruz” dedi

RÖPORTAJ: BERKHAN PARLAK

KONYA'NIN BİTMEYEN KÜLTÜR HAZİNESİ VAR

Konya'da kültür alanında bir çok çalışması olan Av. Mehmet Ali Uz ile kültür çalışmaları, başkanlık yaptığı kurumlar hakkında ve eski Konya'yı konuştuk. Uz, kendini Konya'nın kültür araştırması yapmaya adadığını belirterek, "Bir çok alanda çalışmalarım oldu. Siyasete girdim, avukatlık yaptım, aynı ayna iki derneğin başkanlığını yaptım. Konya'nın gerçekten de bitmek bilmeyen bir kültür hazinesi bulunmakta" diye konuştu.

ŞEHRİN KADİMLİĞİ ARKA PLANDA KALDI

Konya'nın tarihsel zenginliğini hatırlatan Uz, bugün şehrin kadimliğinin betonlaştığını belirterek, “Konya'yı seviyorum diyen herkes elini taşın altına koymalı. Üstünde yaşadığımız topraklar, bir başkent topraklarıdır. Bastığımız yer yerden tarih akıyor. Ama Konya'nın yerlisi bile bu konulara biraz uzak kalıyor. Çünkü şehrin kadimliği arka planda kaldı. Bugün Konya'nın kadim değil, modern bir görünümü var" ifadelerini kullandı.

17-2.20150609100520.jpg

**Öncelikle geçmişteki yoğun çalışma hayatınızdan bahsedelim. Bu yoğun tempo ve çalışma hırsı nasıl başladı?

-Sizin de dediğiniz gibi bir çok alanda çalışmalar yaptım. Görev aldığım bir çok kurum ve kuruluş bulunmakta. Hatta siyasal anlamda da önemli yerlerde görev aldım. İş hayatına avukatlık ile başladım. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Avukatlık yaptığım süre boyunca Konya'daki yerel gazetelerde köşe yazmayı başladım. Liseden itibaren yazmayı ve okumayı hiç bırakmadım. Okumayı hep önemsedim. Sosyal kurumlarda uzun yıllar görev aldım. Aydınlar Ocağı ve Yeşilay'ın kuruluşunda görev aldım ve uzun süre bu kuruluşların başkanlığını da yaptım. Aşağı yukarı 20-25 yıl Yeşilay'ın Konya Şube başkanlığını yaptım. Bu arada Aydınlar Ocağı Başkanlığı'nı da üstlendim.

 

**Aydınlar Ocağı'ndaki faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

-Aydınlar Ocağı her şeyden önce bir kültür kuruluşuydu. Türk kültür ve tarihine önem veren bir dernekti. Türkiye'de bütün Aydınlar Ocağı bir Genel Merkez durumundaydı. Konya da bir şube değil merkez gibiydi. Önemli, Konya ile ile ilgili anma günleri tertip ettik. Konya'nın yetiştirdiği değerleri unutturmamaya gayret ettik. Bu arada 20 yıl kadar da Selçuk Üniversitesin'de hocalık yaptım. Mimarlık- Mühendislik ve muhtelif yerlerde hocalık yaptım.

 

GELECEĞE BİR KAYNAK BIRAKIYORUZ

**Alanında bir marka haline gelmiş Akademik Sayfalar'dan söz edelim. Çalışmalarınız nasıl başladı?

-Akademik Sayfalar en önemli çalışmalarımdan birisidir. 1998'in sonunda Konya Postası'nda başladık. Tek sayfa olarak. Üniversiteden arkadaşlarla bir ekip kurduk. Bu ekiple çıkarttık. Her çarşamba günü çıkartıyorduk Akademik Sayfaları. 2000'li yıllarda da Konya Postası'nın Genel Yayın Yönetmeni görevinde de bulundum. Bu arada bir mali kriz geçirmişti gazete ve sahibi değişti. Biz de bırakmak mecburiyetinde kaldık. Bir kaç yıl bu böyle geçti. Daha sonra Merhaba Gazetesi'nin teklifi üzerine oradan devam etme kararı aldık. Tabi teklif bana gelmişti ama ben ekibimin de onayı ile bu teklifi kabul ettim. Ve o ekip hiç dağılmadan, hatta takviye de alarak bugünlere geldi. Şimdi 14.cildi devam ediyor. Yani bu Türkiye'de bir ilk. Böyle devamlı kaliteli seviyeli bir kültür eki hiçbir gazetede çıkartamamıştır. Bir ara Tercüman Gazetesi denedi ama arkası gelmedi. Allah'a şükürler olsun halen devam ediyor. Daha da seviye kazındı Akademik Sayfalar. Her geçen gün de bu kalitenin artması için çalışıyoruz. Konya bir başkent ve bu Konyalıların üzerine bir sorumluluk yüklüyor. Biz de bu sorumluluğu yerine getirmek adına çıkartıyoruz Akademik Sayfaları. Konya tarihine ve kültürüne vakıf çok az insan var. Ömrümüz yettiği yere kadar devam ettirmeye çalışacağız. Özel sayılarımız büyük ilgi değil. Ayrıca Akademik Sayfalar sadece Konya ve Türkiye ile sınırlı kalmıyor. Avrupa'dan da tepkiler alıyoruz. Zaman zaman bize kaynak olarak arıyorlar.

 

**Peki yapımı devam eden Konya Ansiklopedisi macerası nasıl başladı ve şu anda ne konumda?

-Konya Ansiklopedisi oluşturmak fikri Büyükşehir Belediyesi'nden geldi. Biz de çok güzel bir eser olacağını ön görerek bu teklifi kabul ettik. Reddetmemiz mümkün değildi zaten. Bir ekip oluşturuldu ve bu ekibin çekirdeğini de Akademik Sayfalar ekibi oluşturuyordu. Bir rapor hazırladı belediye. Konya Ansiklopedisi çalışmaları aslında Mustafa Özkafa zamanında başladı. Aşağı yukarı aynı ekip o zaman da vardı. Biz bir rapor istedi o zamanki belediye ve biz de bir rapor taktim ettik onlara nasıl bir çalışma olacağı ile ilgili. Tabi cesaret edilmedi ve aslında biraz da o zamanki şartlar el vermiyordu. Daha sonra Tahir Akyürek zamanında yeniden bizlere böyle bir teklif geldi. Ekibi oluşturduk ve çıkarmaya başladık. Ama kolay olmadı tabi halen de uğraşıyoruz. Şu anda yüzde 90'ı bitti. Yani 6 cildi basıldı. 7,8,9. ciltler de bitti ama sayfa düzenlemeleri devam ediyor. Biz beş sene önce başladık. Bu arada unuttuğumuz gözümüzden kaçak maddeler oldu. Biz de bir ek cilt çıkartma kararı aldık. Konya Ansiklopedisi Türkiye'de çıkan mahalli ansiklopedilerin en kapsamlısı ve en güzeli. Bir cilt 500 sayfa civarında. Mesela sırf Konya'da değil, Konya dışından da böyle bir ansiklopedi yapmaya çalışıldı. Bizlerden yardım isteyenler oldu, Konya dışındaki belediyelerden. Üniversiteler yine yardım istedi. Gaziantep, Karadeniz'den ve Karaman'dan da yardım talebinde bulundular. Ancak arkasını getiremediler. Çünkü kolay bir iş değil ansiklopedi çıkartmak. Dediğim gibi her şeyin mükemmeli zordur. Bizim de eksik taraflarımız olmuştur. Sonuç olarak kaynak bir eser meydana geldi. Ançak daha önce çıkartılsaydı daha iyi olurdu. Çünkü bir bilgi kaybı olmuş. Sözlü kültür dediğimiz şeylerden bazıları yok oldu.

 

**Konya Ansiklopedisi'ne ilk tepkiler nasıl oldu?

-İşin ehli insanlardan çok olumlu tepkiler aldığımızı söyleyebilirim. Devam ettirildiği takdirde mükemmel bir eser olabilir. Ansiklopedinin tam anlamıyla bitmesi, biraz zaman alacak ancak önümüzdeki Aralık ayına kadar bitirmeyi düşünüyoruz. Her şeyi bitirdik. Yazdık. Sadece ek cilt yazılma aşamasında. Onun dışında tashih işleri kaldı. Umarım yıl sonuna varmadan 10 cilti de tamamlarız.

 

**Milliyetçi Hareket Partisi'nde ne gibi görevleriniz oldu?

-MHP kökenli olduğumu herkes biliyor. Konya'da bir çok görev faaliyette bulundum. Ben MHP'de bir dönem ilçe başkanlığı ve üç dönem il başkanlığı yaptım. Tabi o zaman çok farklı bir ortam vardı. Ayrıca MHP'de de bu zamankinden çok daha farklı bir ruh vardı. 1977 yılında noterliğe adım attığımda, politikayı da fiilen bıraktım.

 

POLİTİKAYI YOZLAŞTIĞI İÇİN BIRAKTIM

**Peki neden bıraktınız?

-Şahsen kültür alanında yoğunlaşmak istediğim için bıraktım. Eğer kültür alanında profesyonel anlamda bir çalışma yapacaksanız bir çok şeyden vazgeçmeniz gerekiyor. Bir diğer neden de siyasetin artık çok kirli ve çok seviyesiz olmaya başladığı zamanlardı. Bu da beni siyasetin dışına itti. Siyaset benim mizacıma ters düşmeye başladı.

 

**Fiilen bıraktım demenizden içinizde halen bir takım şeylerin uyanık olduğu kanısına varabilir miyiz?

-Doğru bir söz olur aslında. Ben fiilen bıraktım ancak hayatımda halen bazı izleri taşıyorum demek doğru olur.

 

SAĞCI GRUPLAR SOLCU POLİSLERİN ELLERİNE VERİLİYORDU

**Darbelerin hepsini gördünüz. Biraz da bizlere darbe dönemindeki Konya hakkında bahseder misiniz?

-Büyük bir baskı hakimdi Konya'da. Çok planlı ve acımasız yönetim hakimdi. Evinde Kur'an çıkan yanıyordu. Düşünün Kur'an'ı bile saklar hale gelmiştik. Ancak daha sonra yönetim biraz daha yumuşadı irtica anlamında ve sağ- sol kavgalarına yöneldi. Öyle bir plan yapmışlardı ki, sağcı gençleri solcu polislere, solcuları da sağcı polislerin ellerine veriyorlardı ve daha acımasız oluyordu gözaltılar. O zamanlar avukat olduğum için bu işleri yakından takip etme şansımız da oluyordu. Mesela tutukladığı gençlerin önlerine bir liste koyuyorlardı. Bu listede faili meçhul suçlar sıralanmış ve gözaltına alınan gençlere bunlardan birini seç beğen al deniliyordu. Adaletten eser yoktu.

 

RAMAZAN'DA DAVUL ÇALDILAR 90 YIL CEZA YEDİLER

**O dönemlerde unutamadığınız bir olay oldu mu?

-Bir çok olay oldu aslında hepsi birbirinden farklı anlamlar taşıyan olaylardı. Ancak dediğim gibi avukatlık yaptığım için olayların tam da merkezinde olma şansım oluyordu. Konya'da sıkı yönetime bağlı bir kazada 9 tane genç Ramazan'da davul çalmışlar, bayramda da para toplamışlar. Hani adetten ya. Bu 9 çocuğu gasptan mahkemeye sevk ettiler. Benim de müvekkillerimdi bu çocuklar. Şimdi hakim soruyor, para verdiniz mi, verdik. Niye verdiniz, diyor hakim. Korktuk da verdik diyor vatandaşlar. Peki sizi tehdit etti mi bu davulcular diye sordu hakim. Hayır etmedi dedi, vatandaşlar. Ve bu 9 çocuğu 90 seneye mahkum ettiler. Tabi yanlış bir karardı. Bir temyiz dilekçesi hazırladım ve isabetsiz bir karar olduğunu söyledim. Sonra da sanıkların mağdur olmaması adına tahliye edilmelerini istedim. Askeri Yargıtay da kararı bozdu ve tahliyelerine karar verdi.

 

KONYA'NIN TARİHİ YENİDEN CANLANSIN

**Konya'nın bir başkent olduğunu söylediniz. Peki Konya'da tarihi başkentliğin izleri var mı?

-Ben bu soruya yeni başbakan olmuş Ahmet Davutoğlu'nun bir sözü üzerinden cevap vereyim. Sayın başbakanımız bir ortamda Konya'nın kadim ve modern bir şehir olacağını söyledi. Ama Konya kadim bir şehir olarak ilerlemedi. Sadece modern bir görünüme sahip oldu. Buraya dışarıdan gelen bir kişi bu şehrin kadim bir şehir, bir başkent olduğunu göremiyor. Çünkü Konya çok hızlı modernleşti. Ancak Tahir Beyin birtakım plan ve projeleri var, Konya'nın tarihi görüntüsünü canlandırmak adına. Mesela son zamanlarda halkın adını duymadığı alimlerin, Selçuklu Sultanlarının türbelerini restore ederek halkın girip gezebileceği daha güzel yapılar haline getirdi. Yine bir Payitaht Müzesi yapma isteği vardı. Ancak Şehir Meydanı kazılarında çıkan temeller projenin durdurulmasına neden oldu. Umarım bir engel olmaz ve proje bir şekilde devam eder. Ayrıca Konya Valisi Muammer Erol da Konya'nın tarihine önem veren bir insan. Ben bu kadrodan çok şeyler bekliyorum.

 

Mehmet Ali Uz kimdir?

1935 yılında dünyaya geldi. İlk, orta ve liseyi Konya'da okuyan Uz, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu ve Konya'ya geri döndü. Konya'da avukatlık yaptığı sıralarda, Aydınlar Ocağı ve Yeşilay Derneği'nin kuruluşunda görev aldı ve başkanlıklarını yaptı. Bir dönem MHP İlçe Başkanlığı ve 3 dönem MHP Konya İl Başkanlığı yaptı. 2004 yılında Merhaba Gazetesi'nde Akademik Sayfaları çıkartarak bu kültür ekini alanında marka haline getirdi. Büyükşehir Belediyesi'nden gelen teklif üzerine Konya Ansiklopedisi'ni yazma çalışmalarına başladı. Bir çok alanda faaliyetlerde bulunan, bir çok dernek ve vakfın kuruluşunda görev alan ve bu kuruluşlara başkanlık yapan, aynı zamanda hukuk adamlığını hiçbir zaman yitirmeyen Uz, şimdilerde Meram'daki bahçesinde inzivaya çekildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum