İşte Mahkemenin Gerekçeli Kararı: Değil Somut Delil, Olgu Dahi Yok

İşte Mahkemenin Gerekçeli Kararı: Değil Somut Delil, Olgu Dahi Yok

İzmir'de hükümete yakın bir gazetenin kupürü ihbar kabul edilerek yapılan operasyonda suç örgütü suçlamasıyla tutuklanan 11 polisten 9'u, geçen cuma günü tahliye edilmişti. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliyelerle ilgili 9 sayfalık...

İzmir'de hükümete yakın bir gazetenin kupürü ihbar kabul edilerek yapılan operasyonda suç örgütü suçlamasıyla tutuklanan 11 polisten 9'u, geçen cuma günü tahliye edilmişti. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliyelerle ilgili 9 sayfalık gerekçeli kararında, tutuklamalara gerekçe olan suçlamalarla ilgili değil somut delil, olgu dahi bulunmadığı belirtildi. Mahkeme, örgüt suçlamasını "hukuki garabet" olarak değerlendirdi.

Emniyet mensuplarına tahliye kararı veren İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararında tutuklama kararına imza atanlara hukuk dersi verdi. Dosyada örgüt suçlamasına ilişkin bağlayıcı tek belge olan iddianame dahilinde başka delil ve dayanak gösterilmediği belirten 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2013/146 sayılı kararını referans gösterdi. 6352 sayılı kanunla değişik 5271 sayılı CMK'nın 101/2 maddesinde belirtildiği gibi kuvvetli suç şüphesini, tutuklama sebeplerinin varlığını, tutuklu tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren delillerin somut olgularla gerekçelendirilerek açıklanmadığına vurgu yapan mahkeme, İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği'nin tutuklama müzekkerelerinde gösterilen hususların da gerekçesiz olduğunu belirtti. Heyet, "Örgüt suçlamasının dosyasındaki bağlayıcı tek belge olan iddianamesi dahilinde delil ve dayanakların gösterilmemesine, delil ve dayanakları gösterilmeden düzenlenen örgüt suçlamasının atfı ile yönetici sanıklar hakkında TCK 220/4 (Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.) eylemlerin 31'er kez uygulanması gerektiğine ilişkin hukuki garabete..." diyerek örgüt suçlamasıyla yöneticiler hakkında istenen cezaları hukuki garabet olarak değerlendirdi.

Mahkeme ayrıca tutuklamalara gerekçe olarak gösterilen kuvvetli suç şüphesinin yerini, kanun koyucunun yaptığı düzenlemeyle somut delillerin aldığını hatırlatarak, "Yasa koyucu tarafından, tutuklama nedenleri dahilinde kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların yerini somut delillerin aldığı değişikliğinden habersiz biçimde gerekçe düzenlendiği ve söz konusu suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ne olduğu her suç tipi için açıklanmadan, dosya içerisinde var olan bilgi notu ve üst yazı doldurmak suretiyle mahkemesinden usulsüz istihbari dinleme taleplerine zayıf bir atıf yapılarak, TİB yazıları da delil olarak gösterilerek tutuklama kararı verildiği anlaşılmıştır." denildi.

'ÖRGÜTÜN DELİLİ YOK'

Tahliyelere gerekçe olan mahkeme kararında, Cumhuriyet Savcısı Okan Bato tarafından hazırlanan iddianamede açıkça ve yalın biçimde suç örgütünün varlığından bahsedildiği, izinsiz istihbari dinleme yapıldığı, ileride dinlemelerin örgütün amacı ve hedeflerine hizmet etmeye yarayacağı ve şantaj unsuru olarak kullanılacağı kanaatin oluştuğu ifadeleri hatırlatıldı. Savcının bu tespitine karşılık mahkeme heyeti, bazı sanıkların neden yönetici ya da kurucu oldukları, bunun delillerinin ne olduğuna dair hiçbir izah ve delilin bulunmadığının altını çizdi. Kararda, "31 şahsın ismi ve işleminden hareketle anlatımda bulunulmuş ancak varlığından söz edilen örgütün adı, amacı, faaliyet alanının ne olduğu, çalışma yöntemleri, sanıkların birbirleriyle varsa görüşmeleri, dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine yönelik veriler ve varsa teknik araçlarla izleme ve gizli soruşturmacı görevlendirilmesi yoluyla tespit edilen bulguların neler olduğu, varsa görüşme tapeleri ile aralarındaki bağlantının izahı, yönetici olarak seçilen ve iddianamedeki sıraya göre 7, 11, 16, 23, 30, 31 numaralı sanıkların neden yönetici ya da kurucu oldukları, bunun delillerinin ne olduğu, üye olan şahısların da neden üye olarak görüldüğü, örneğin tek eylemi bulunan şahısların neden örgüt üyesi olmadan örgüt adına faaliyette bulunan/yardım eden sıfatını edinmediğinin hiçbir izah ve delilinin bulunmadığı anlaşılmıştır." denildi. Ayrıca kovuşturmada tek bağlayıcı belgenin iddianame olduğu hatırlatıldı. İddianamede anlatılmayan ve desteklenmeyen hususlardan dolayı sevk maddesi yazılmasının, sanıkların hukuken durumlarının ağırlaştırılmasını gerektirmediği gibi tutuklama talep yazılarında eylemlerin 31 kişiye karşı ve her bir fiilden resen belirlenen yöneticilerin eyleme katılıp katılmadığına bakılmaksızın sorumlu tutulmasının olanaklı olmadığı vurgulandı.

'SUÇLAMALARA GEREKÇE OLAN DEĞİL SOMUT DELİL, OLGU DAHİ BULUNMAMAKTA'

Ayrıca bütün dinlemelerin dosya kapsamında imha edildiğinin görüldüğü ve sanıklar tarafından bu dinlemelerin depolandığına dair somut delil elde edilemediği vurgulanarak, "Sanıkların şantaj suçunu amaçlayarak biraraya geldikleri, bu amacı gerçekleştirmeye yönelik usulsüz dinleme yaptıkları ve araç gereç bakımından amaç suç için araç gereç edindiklerine dair somut delil bulunmadığı..." belirtildi. İftira suçlaması için de 10. Ağır Ceza Mahkemesi, "Sanıkların icra hareketlerini gerçekleştirdiklerine dair değil somut delil, olgu dahi bulunmamakla birlikte tüm sanıkların bu suç bakımından tamamlanmış suç gibi cezalandırma maddesinin. dinleme yapılan şahıs adedince sayılmasının hukuka aykırı oluşuna..." tespiti yapıldı. Heyet, suç uydurma suçlamasıyla ilgili de değil somut bilgi ve belge, olgu dahi olmadığı yönünde karar verdi.

Kupür davası kapsamında tutuklu bulunan diğer iki emniyet mensubunun itirazının ise bugün görüşülmesi bekleniyor. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.