İsrail’den hain tuzak

İsrail’den hain tuzak

AYDER ve İHHnın iftar yemeğine katılan Filistin mücadelesinin sembol ismi Fevziye Sudki Cabir, İsrailin Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksayı sinagoga çevirmeyi planladığını belirtti

Anadolu İnsani Yardım Derneği(AYDER) ve İnsan Hak ve Hürriyetleri Derneği(İHH)’nin düzenlediği iftar programına Filistinlilerin ‘Cesur yürek’ olarak adlandırdıkları Fevziye Sudki Cabir katıldı. İstanbul Barış Platformu’nun davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Fevziye Sudki Cabir, Filistin de yaşadıklarını anlattı. AYDER Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Erdim, 2008 yılında evi İsrail askerleri tarafından yıkılan, aynı saldırıda kocasının kaybeden Kudüs’teki direnişin sembol ismi Fevziye Sudki Cabir’in İstanbul Barış Platformu’nun davetlisi olarak Türkiye’ye geldiğini aktararak, Fevziye Sudki Cabir’in, direnişinden dolayı tüm dünyadan büyük bir destek gördüğünü anlattı. İsrail’in 21 Ağustos 1969’dan itibaren Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’yı yıkma girişiminde bulunduğunu belirten İhsan Erdim, Mescid-i Aksa’nın birçok yakılma ve yıkılma girişimiyle karşı karşıya kaldığını ve Aksa davasının Müslümanların yüreğinde kanayan bir yara haline geldiğini söyledi. Filistin’de evi yıkılan ve yıkıntılar arasında çadırda yaşamaya çalışan Fevziye Sudki Cabir, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Eski İsrail Turizm Bakanı evimi 15 milyon dolara satın almak istiyordu. Ben ise satmak istemedim. Bunun üzerine bir sabah 3 bin kadar İsrail askeri evime gelerek beni ve eşimi evden çıkarıp, buldozerlerle evimi yıktılar. Yaşanan bu olayda kocam kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti. Ambulansın dahi evimin oraya girmesini engellediler. O günden beri küçük bir çadırda evimin yıkıntıları içinde yaşamaya devam ediyorum.” Çadırda bile rahat bırakılmadığını ve yedi kez çadırının İsrail askerleri tarafından yıkıldığını ifade eden Cabir, bununla da yetinmeyen İsrail askerlerinin çok ağır para cezaları kestiğini, fakat kendisinin tüm bu zorlamalara rağmen, çadırını tekrar kurduğunu bildirdi. Kurduğu çadırda mücadelesine devam ettiğini ve birçok çevreden destek gördüğüne de işaret eden Cabir, “Ben bu çadırda İsrail Devleti’nin yalanlarını ortaya çıkarıyorum. Herkese İslam’ın barış dini olduğunu gösteriyorum. İsrail kendisine karşı dünyada 61 soykırım yalanı ortaya attı. Fakat ben yaşadıklarımla bu yalanların hepsini çürüttüm. Hatta bir Amerikalı vatandaş bana, ‘Siz İsrail’in yalanlarını ortaya çıkararak, dünyanın İsrail’e karşı fikrinin değişmesini sağladınız. Bunun için size çok teşekkür ediyorum’ dedi. Bu mücadelemin başarıya ulaşması açısından kanıtıdır” diye konuştu.  
İSRAİL AMACI KUDÜS’TE YERLEŞİM BİRİMİ KURMAK
İsrail özellikle Kudüs sınırları içerisinde bir İsrail yerleşim birimi kurmak istiyordu. Bunun içinde Kudüs çevresine çektiği duvarlarla Mescid-i Aksa’yı Filistin bölgesinden ayırmıştı. Filistin’i Batı ve Doğu Şeria olarak ayıran İsrail, bölgeyi de kendi denetime altına almıştı. Cabir, İsrail’in duvardan sonra Mescid-i Aksa’yı kendi denetimi altına aldığını söyleyen, “İsrail bölgede 250 haneli bir Yahudi yerleşim yeri kurmaya başladı. Bölgeye özellikle 35 yaş altı kişilerin alınması yasaklandı. Duvarın dışında olanlarda içeriye hiçbir şartta giremiyor. Ama Mescid-i Aksa bir ibadet yeridir. Göğün kapısıdır. Bu yüzden Filistinliler olarak bu mescitten vaz geçmeyeceğiz. Direnişimiz sonuna kadar devam edecektir.” İsrail’in 2020 yılına kadar Kudüs’ün çevresinde Filistinlilere ait toprak bırakmamakta kararlı olduğunu söyleyen Cabir, bunun için İsraillerin evleri yıkamaya devam ettiğini ve bölgenin yüzde 75’ni Yahudilerden oluşan bir yer yapmayı planlandığını dile getirdi. Mescid-i Aksa’da da İsrail Devleti’nin 61 tane sinagog yaptığına dikkat çeken Cabir, “Sinagogların inşaat çalışmaları devam etmektedir. Mescid-i Aksa’nın altına onlarca tünel kazarak sinagoglar inşa ediliyor. Bu durum ise mescitte çökmelere ve yıkılmalara sebep oluyor. Bu yüzden tüm İslam âlemini bu kutsal yeri korumaya çağırıyorum. Bu kutsal mekânın tamamen İsraillerin eline geçmesine izin vermememiz gerekiyor” diye konuştu.
FİLİSTİN’İN TAPULARI TÜRKİYE’DE
Türk halkına Filistin davasına verdikleri destekten dolayı teşekkür eden Cebir, aynı zamanda yüzyıllarca Kudüs’ün İslam toprağı olduğunu kanıtlayan tapuların Türk Devleti tarafından saklandığı içinde minnettar olduğunu söyledi. Bu tapuların, İstanbul’da Başbakanlık Osmanlı Arşivinde son derece sağlıklı bir şekilde muhafaza edildiğine vurgu yapan Cabir şunları kaydetti: “Biz bu arşiv malzemelerini İstanbul da iken inceledik. Bu arşivlerden gerekli örnekleri aldık. Arşivlerle hakkımızı daha kolay savunacağız. Bu toprakların yüzyıllarca Filistin toprağı olduğunu dünyaya göstereceğiz. Bu yüzden Türk Devleti’ne bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.
HASAN AYHAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.