İl Başkanı Hasan Hüseyin Uyar Merhaba'da

İl Başkanı Hasan Hüseyin Uyar Merhaba'da

Saadet Partisi İl Başkanı Avukat Hasan Hüseyin Uyar, "Adalete olan güven azaldı. Toplum uçurumun kıyısında. Boşanma oranı, evlenme oranının üzerine çıktı. Milletin bankalara borcu 1 katrilyon 200 milyar" dedi

Saadet Partisi İl Başkanı Avukat Hasan Hüseyin Uyar, Merhaba Gazetesi'nin Yazı İşleri Masası'na konuk oldu. Uyar, gündemdeki konularla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.Uyar, Merhaba Gazetesi İmtiyaz Sahibi Rifat Tankut, Genel Yayın Yönetmeni Kerem İşkan, Spor Müdürü Recep Çınar, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İbrahim Büyükeken, Sayfa Editörü İbrahim Başcı, İstihbarat Şefi Kerim Atıcı, Muhabir Halid Şen, Mehmet Akif Sütçü, Emre Özgül ve Spor Servisi'nden Ferhat Türkoğlu'nun sorularını yanıtladı.

HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSUYORLAR

Kerem İşkan: Saadet Partisi, İsrail'in Mescid-i Aksa'ya saldırısını bir dizi eylemle kınadı. Saldırıları nasıl yorumluyorsunuz? Kamuoyu yeterli tepkiyi gösterdi mi?

-Gençlik Kollarımız milleti şuurlandırmak için bir nöbet eylemi gerçekleştirdi. Bizim gücümüz sınırlı. Eylemlerimizin İsrail ve ABD'yi korkuttuğuna, Birleşmiş Milletleri etkilediğine inanmıyoruz. Tarafımızı belli ediyoruz. Nerde durduğumuzu eylemlerimizle gösteriyoruz. Toplumu uyarıyoruz. Müslümanlara gelişmeleri anlatıyoruz. Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca'nın bir sözü var. Erbakan, 'Bunlar ancak güçten anlar' diyordu. İslam Birliği'nin kurulması adına bir adım atılmıyor. Bu adım atılsa İsrail hiçbir saldırıyı yapamaz. Mescid-i Aksa'yı bile boşaltır. İşgal ettiği alanları terk eder. İsrail'e karşı eyleme geçilmeli. Söylem var, eylem yok. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta yaptığı 'one minuet' eylemi Müslümanların '11 Eylül'ü'dür. 11 Eylül hadisesi herkesi etkiledi. Müslümanlar Davos ile uyutuluyor. Davos eyleminde takılı kaldık. Ciddi bir tepki yok. Irak, Suriye ve Libya'da zulüm var. Ancak kimse bu zülümlere kafa yormuyor. Söylem eyleme geçmiyor. Ümmetin kurtuluşu İslam Birliği'nde. Kabe, bizim kıblemiz. Uluslararası sistemdeki kıblemiz ise İslam Birliği. Ekonomideki önceliğimiz de faizsiz ve adil bir düzen. İstikametimiz belli olacak. Biz içimizdeki ateşi gözyaşlarımızla söndürüyoruz. Çünkü gücümüz sınırlı. Siyasi bir hareketiz. Teşkilatımız, kurumlarımız ve kadromuz var ama etki alanımız sınırlı. Eylemlerimizle tarafımızı belli ediyoruz. Toplum çöküyor. Geçen hafta 3 tane boşanma davasına şahit oldum. 3 çiftin de boşanma nedeni zina. Konya'da 400 cemaat, dernek ve vakıf var. İslami referans alan bu kuruluşlar toplumu düzeltmek adına ne iş yapıyor? Toplum uçurumun kıyısında.

Konya'daki vatandaşların yüzde 80'i kredi kullanıyor. Bir tarafta milyonlar kazananlar, bir tarafta da madende can verenler var. Herkes birilerini kutsuyor. Milli Görüş olarak fitneye karşı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İslam coğrafyasını sıkıntılardan kurtarmak için gayret sarfediyoruz. Biz sayısal rakamlara takılmıyoruz. Biz Kudüs'ün fethedildiği günü, zalimlerin tarumar edildiği günü zafer olarak kabul ediyoruz. Hak merkezli bir sistemin kurulması gerekiyor. Yoksa yüzde 50, yüzde 70 oy alsanız bile sorunları çözemezsiniz. Ülke genelinde İslam'ı referans alan binlerce kurum var. Ancak bunlar haksızlık karşısında seslerini yükseltmiyor.

4-2.20141117143419.jpg

IŞİD'İN KİME HİZMET ETTİĞİ BELLİ DEĞİL

Recep Çınar: IŞİD, Irak ve Suriye'de Müslümanları öldürüyor, katliamlara imza atıyor. IŞİD ile ilgili neler söylemek istersiniz? Bölgede neler oluyor?

-Ülke olarak IŞİD'i Musul konsolosluğuna yaptıkları baskınla tanıdık. Baskınla 49 vatandaşımızı kaçırdılar. Vatandaşımızı bir süre sonra serbest bıraktılar. Vatandaşlarımızı kim aldı? Kim serbest bıraktı? Bu sorulara yanıt vermeliyiz. Örneğin dışarıda 45 derecelik bir sıcaklık var. Yan tarafınızda da 50 derecelik bir termal su var. Serinlemek için ne yaparsınız? Önce termal suya girersin, çıktıktan sonra ise serinlersin. Türkiye'yi de böyle yaptılar. Tezkereyi geçirmek için böyle bir plan yaptılar. Irak'ta bulunan Kürdistan devleti daha tanınmadı. Ama onların askerleri Peşmergeler sınırlarımızda davulla, zurnayla geçti. Bundan yıllar önce Şemdinli Kaymakamı, Barzani'yi 4 saat kapısında bekletti. IŞİD'i kim kurdu? Bu örgüt ne amaçla kuruldu ve kime hizmet ediyor? Bunları kimse bilmiyor. Örgütün arkasında hangi güçler var? Örgütün büyümesini kim istedi? Örgüt bu kadar parayı ve silahı nereden buluyor? Bu sorulara kimse yanıt veremiyor. Sorular yanıtsız kalıyor.

SEÇİMLERE BAĞIMSIZ ADAYLARLA GİRMEYECEĞİZ

İbrahim Büyükeken: 2015 Genel Seçimleri, tarihte bir değişiklik olmazsa Haziran ayında yapılacak. Parti olarak 2015 Genel Seçimleri'ne nasıl hazırlanıyorsunuz? Seçimlere bağımsız adaylarla girme durumunuz var mı?

-Seçim hazırlıkları başladı. Adaylar üzerinde çalışmalara başladık. Seçimlere bağımsız adaylarla girme gibi bir çalışmamız yok. Bazı medya organları partimize ambargo koyuyor. Dün bizim paramızla kurulan bir televizyon bugün bize yer vermiyor. Ambargoyu kırmak için de çalışmıyoruz. Bizim bir davamız var. Bu dava için emek sarfediyoruz. Allah bize yardım edecek. Herkes tarafını belli etsin. Gerisi hikaye. Siyasette meydana gelecek değişikliklere göre hareket edeceğiz. İstedikleri ambargoyu koysunlar. Yeryüzünde fitne ve fesat kalkacak. Nerede durduğumuz belli. Seçimlerde istediğimiz sonucu alacağımıza inanıyorum. İyi bir teşkilatımız ve kadrolarımız var.

MÜSLÜMANLAR GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRMELİ

İbrahim Başcı: Ortadoğu'da kan ve gözyaşı eksik olmuyor. Mezhep çatışmaları arttı. Orada yaşananlar İslam Birliği'nin kurulmasını farz haline mi getirdi? Sizce bölgedeki kan ve gözyaşı nasıl diner?

-İslam Birliği'nin kurulması farz. Müslümanların başka da bir kurtuluş reçetesi yok. Müslümanlar, güç olarak yeryüzünde var olduklarını kanıtlarsa Ortadoğu'daki kan ve gözyaşı diner. Müslümanlar, askeri, siyasi, ekonomik ve teknolojik bir güç ortaya koymalı. Bu da birleşmeyle olur. Bu güç birliği karşısında zalimler duramaz. Müslümanlar güçlerini birleştirmeli. Bu konjonktür içerisinde Türkiye'nin büyük bir devlet olduğuna inanıyor musunuz? Dolayısıyla böyle bir birliğe ihtiyaç var.

ADALETE OLAN GÜVEN ZEDELENDİ

Kerim Atıcı: Türkiye'de adalete olan güven azaldı. Hukuk siyasallaştı. Cezaevleri doldu. İcra dosyalarında yığılma var. Bir avukat olarak bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

-Ülke genelinde cezaevlerinde kalanların sayısı 158 bini buldu. 2000 yılında eski adliye binasında avukatlığa başladım. O dönem eski adliyede 2 asliye hukuk, 3 sulh ceza, 2 sulh hukuk, 6 asliye ceza mahkemesi, 2 tane ağır ceza mahkemesi ve 6 tane icra dairesi var. Konya'nın nüfusu ise 1 milyon 800 bindi. Şu an yeni bir adliye binamız var. Binanın büyüklüğüyle övünüyoruz. Şu an 2 milyon 100 bin nüfusumuz var. Adliyede bugün 5 asliye hukuk, 5 aile, 5 asliye ticaret mahkemesi, 17 asliye ceza mahkemesi, 17 icra dairesi, 5 ağır ceza mahkemesi var. Mahkemeler iş yapmaktan başını kaldıramıyor. Toplumun ahlaki yapısı bozuldu. Bu adliyeler yeterli değil. Binaların büyüklüğüyle övünemezsiniz. Adliyeler ufaksa o toplumda huzur ve barışın olduğunu anlarsınız. Çünkü suç oranı azalmıştır, anlaşmazlıklarda artış yoktur, hukuki haksızlıklar ortadan kaldırılmıştır. Toplumda hırsızlık oranı artıyor. Boşanma oranı evlenme oranının üzerine çıktı. Adalete olan güven zedelendi.

Hukuk sistemimizi Avrupa'dan ithal ettik. Bu sistem uymuyor. Onların ayakkabı numarası 42. Bizimki ise 40. Dolayısıyla zorlarsanız ayakkabıyı patlatırsınız. Elbise bize büyük geliyor. İslam hukukunu uygulamıyorsunuz, bari örf ve adetlerimizden yola çıkarak topluma uygun bir sistem ortaya çıkarın. Mahkemelerin, hakimlerin de eli kolu bağlı. Zina suç olmaktan çıktı. Aileler çatırdıyor. Sanayici bitmiş vaziyette. Yarın bir patlama olabilir. Konya Ticaret Odası başkanı televizyonlarda sürekli varolan iktidarı övüyor. Sıkıntıları dile getirmiyor. Şu an milletin bankalara borcu yeni parayla 1 katrilyon 200 milyar. Tedavüldeki para ise 60 milyar. 'Bu konuda vatandaşın hiç mi suçu yok?' diyorlar. Devlet sistemi iyi kurmalı. İslam coğrafyası tarumar. Ülkemizin durumu hiç iç açı değil. Yanlışlıklar kutsanıyor. İnsanlar mal varlığını veya pozisyonunu kaybetmemek için doğruyu söylemiyor. İstanbul hukukta okudum. Topkapı Sarayı diğer sarayların yanında gece kondu gibidir. Ecdadımız Osmanlı, orada dünyayı yönetiyordu. Ecdad, ne zaman saraylara geçti, dünya onları yönetti. Arabalarımızın yüzde 80 Alman malı. Telefonları hep ithal ediyoruz. Bu mu gelişmişlik ve büyüklük?

TÜRKİYE'NİN 500 MİLYAR BORCU VAR

Mehmet Akif Sütçü: Türkiye'nin ekonomisi nereye gidiyor? Ekonomideki sıkıntılar neler? Sıkıntılar nasıl çözülür? Halk neden tepki vermiyor?

-Kurbağa deneyini herkes bilir. Bir kurbağayı sıcak suya, birini de soğuk suya atıyorlar. Sıcak suya atılan kurbağa hemen zıplayıp çıkıyor. Soğuk suya atılan kurbağa ise, yavaş yavaş kaynayan kazandan çıkmıyor. Bir süre sonra ölüyor. Bu anekdot, genellikle insanların yavaşça gerçekleşen değişikliklere nasıl tepkisiz kaldığını göstermek için mecazi anlamda kullanılır. Toplum borçlu. Sıkıntı içerisinde. Toplumun tepki reflekslerini törpülediler. Bir büyülenme var. Bilgi kirliliği var. Dünya ekonomisi belli merkezlerden yönetiliyor. Bu merkezler birkaç saat içinde ekonomiyi alt üst edebilirler. Yatırımcılara Türkiye'den çıkın deseler kimse birşey yapamaz. Ülke olarak gücümüz sınırlı. İstikameti Brüksel'den, ABD'den, Mekke'ye çevireceksiniz. Faiz sistemini bırakacaksınız. Bu ülkenin ekonomisi 12 sene düşük kur, yüksek faizle yönetildi. İhracat, hep ithalatın gerisinde kalıyor. Ticaret açığı ve cari açık her geçen yıl artıyor. Büyüme oranı yüksek. Çünkü toplumu tüketime alıştırmışlar. 2012 verilerine göre Almanya'nın yıllık ihracatı 1 trilyon 250 milyar Avro, ithalatı 750 milyar Avro, ticaret fazlası ise 500 milyar Avro. Ticaret açığı ise yok. İşsizlik oranı ise yüzde 6. Almanya dünyanın en büyük otomotiv ve beyaz eşya üreticisidir. Almanya'nın büyüme rakamı 0.6. Almanya, İtalya, İzlanda, Fransa veYunanistan'ı da sırtında taşıyor oralarda kriz olduğu için. Türkiye'nin ihracatı 100 milyar dolar, ithalatı 200 milyar dolar, cari açığı 70 milyar. İşsizlik oranı yüzde 10. İç-dış borç toplamı ise 500 milyar dolar. Büyüme oranı yüzde 4. Yani büyüme oranı aldatıyor. O ülkeler ihracatla büyüyor biz tüketimle büyüyoruz. Milletin kredi kartı borçları yaklaşık 350 milyar. Bu bankaların yüzde 80'i yabancıların elinde.

İMKAN YOK AMA İNANÇ VAR

Halid Şen: Parti olarak yerelde ve taşrada çalışmalar yapıyorsunuz, sorunları halka anlatıyorsunuz? Bu çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

-Tüm teşkilatlarımızı ayağa kaldırmak için kolları sıvadık. Sıkıntıları halka anlatıyoruz. Seferberlik ilan ettik. Vatandaşa gidiyoruz. Mahalle teşkilatlarımız halka gidiyor. Bu zafer getirecektir. Teşkilatlarımızda sıkıntılar var. Oy oranımız düşük. Ama en güçlü teşkilata sahip partiyiz. Bütün imkanlarını seferber eden yoldaşlarımız var. İmkan yok ama inanç var. Doğru bildiklerimizi, yanlışları her platformda söyleyeceğiz. Allah yardımcımız olsun.

FUTBOL İLE TOPLUMU UYUTUYORLAR

Ferhat Türkoğlu: Sporla ilgili neler söylemek istersiniz?

-Sporun bir çok dalı var. Ancak biz spor yapmıyoruz. Ya sporu izliyoruz, ya da bunun üzerine yorum yapıyoruz. Bu sporda genelde futbol. 1997 yılında Hulki Cevizoğlu'na 'futbol izler misiniz?' diye sordular. Cevizoğlu da, "Ben beynimi 90 dakika bir topa ayıramam" dedi. Bugün futbolla toplumu uyutuyorlar. Toplum istiyor. Afyon etkisi yaratıyor. İnsanlar orada varolanla gerçeği ayırt edemiyor. Bilinç altına bazı şeyleri yerleştiriyorlar.

SİYASAL VE SOSYAL REFLEKSİMİZİ KAYBETTİK

Emre Özgül: Konya yeterli yatırım alıyor mu? Sizce şehrin sorunları neler? Hizmette aksamalar var mı?

-Konya'nın bir çok problemi var. Şehirde ahlaki, ekonomik, sosyal ve siyasal sıkıntılar var. Ticarette yozlaşma var. Ekonomik sıkıntı had safhada. Yerel yönetimler göz boyamak için göstermelik işler yapıyor. Yeni yapılan tramvay hattı bana göre gereksiz bir yatırım. Kaynaklar yanlış yerlerde harcanıyor. O hat üzerinde insan yoğunluğu yok. Borçla yapılıyor bu hat. Sanayimiz tramvay ve hattı yapabilir. Ama biz paraları Skoda firmasına veriyoruz. Metro bir an önce yapılmalı. Şehir yer altını kullanamıyor. Mevlana Türbesi'nin yakınındaki 100 yıllık ağaçları kestiler. Bunu da hizmet ve başarı olarak kabul ettiler. Şehrin dokusunu bozan adımlar atılıyor. Milyonlar harcandı. Millete faydası olacak yatırımlar hayata geçirilmeli. Konya, sosyal ve siyasal refleksini kaybetti. Toplum bazı şeyleri unuttu, tepki veremiyor. Ümmetin kurtuluşu adına hareket etmeyip, toplumun ahlaki ve ekonomik çöküntü içerisinde olup da bununla ilgili tamir çalışması yapmayanlar da suçludur. Allah herkesi cezalandırır. Ankara'nın gözü Konya'da. Ancak Konya, bazı durumlarda tepkisiz kalıyor.

KERİM ATICI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum