İdare Hukuku Uzmanı Günday: 27 Mayıs Ve 12 Eylül'ü Bugün Yeniden Yaşıyoruz

Torba yasalarla idare hukuku alanında yapılan değişikliklere yönelik eleştiriler devam ediyor. İdare hukuku uzmanı Prof. Dr. Metin Günday, hükümetin bilerek Anayasa’yı çiğnediğini söylüyor. Bugünkü durumun 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül dönemleriyle benzerlik gösterdiğini anlatan Günday, “Polis devletine doğru gidiyoruz.” diyor.

2014 yılı içinde kanunlaşan torba yasaların içinde idari yargılama ile ilgili çok önemli düzenlemelere gidildi. İdare hukukunun önde gelen isimlerinden Prof. Dr. Metin Günday, Zaman Gazetesi'ne yaptığı değerlendirmelerde değişikliklere önemli eleştiriler getiriyor. Haziran ayında getirilen ivedi yargılama usulüne ilişkin, “Asıl mesele etkili bir yargı denetimi, idarenin denetlenmesi, hukuk devleti. İvedi yargılama usulü deyim yerindeyse yağmadan mal kaçırmaya benziyor. İvedi yargılama yapılacak işlemleri kanun saymış. En temel, en önemli, ekonomik boyutu önem arz eden işlemlerin hepsi adeta denetlenmesin, biçimsel bir denetim yapılsın diye ivedi yargılamaya tabi tutmuşlar. Yargılamanın süratlendirilmesinden yanayız ama süratlendirirken yargılama yapmama anlamına gelmesin bu.” diyor.

Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen düzenlemelere değinen Günday, değişikliklerle 17 Aralık sonrası görevden alınan kamu çalışanlarının göreve dönüşünün önünün kesilmesinin amaçlandığını anlatıyor. Yolsuzluk soruşturmalarından sonra 6 bini bulan kolluk görevlisinin görevden alındığını hatırlatarak, “Bunlar da dava açtılar. İdare mahkemeleri yürütmeyi durdurma kararı verdiler. Ne yaptılar da görevden alıyorsun? Yavan gerekçelerle… ‘Takdir hakkımı kullandım’ diyor. İdare hukuku ilkeleriyle bağdaşmayan şeyler. İdari yargıda iptal ya da yürütmeyi durdurma kararı verildiğinde, o kararı alan personelin eski görevine iade edilmesi lazım.” ifadelerini kullandı. Metin Günday, sürecin darbe dönemleriyle benzerlik gösterdiğini anlatıyor. Günday, “Bunlar kalkışma halindeler. ‘Bizim bunlardan kurtulmamız lazım’ diye düşünüyorlar. 27 Mayıs’ta kurulan Yassıada mahkemeleri de diktatörlükle mücadele ediyordu. Faşist askerî mahkemeler 12 Mart, 12 Eylül’de yapılanlar da bununla mücadele ediyordu. Onlara da sorsan ‘Memleket elden gidiyor, sen hâlâ hukuktan bahsediyorsun.’ Bunda da bu mantık var.” ifadelerini kullandı.

İKTİDAR YANLISI HUKUKÇULAR DA YANLIŞ OLDUĞUNU BİLİYOR

Metin Günday, son dönemde yapılan düzenlemelerin Anayasa’ya aykırılığının açık olduğunu söylüyor. Günday, “Tartışılması dahi mümkün değil. İktidar yanlısı hukukçuların bile sıkıştığında ‘Bunlar yanlış da Anayasa Mahkemesi’nden döner’ dediği şeyler. Hatasız kul da, idare de, yasa da olmaz. Olmayacağı için de hukuk devleti mekanizmaları oluşturmuş ama bunlar hata değil. Bunlar hukuk tanımazlık, bunlar keyfilik, bunlar göz göre göre anayasa kurallarını çiğnemek. Bir kural yaparsınız anayasaya uygun olup olmadığı tartışılır. Ama bunlar öyle değil. Bunu yapan adamlar bunu biliyor. Anayasa Mahkemesi iptal eder, etmez, o arada atı alan Üsküdar’ı geçer. Asıl benim için facia olan, böyle bir zihniyetin Türkiye’yi yönetmesi. Çünkü bunu iptal eder, yarın gelir yine aynısını yaparlar bunlar. Hukuk tanımazlık bir zihniyete yerleşmişse, en acısı o. Yeni Türkiye benim gördüğüm kadarıyla polis devletine evrilecek gibi. 2015 seçimlerinde parlamentoda Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğa ulaşırlarsa, bunları Anayasa’ya yazarlar. Kanun Anayasa’ya aykırı olamaz. Bizde kimi zaman kanunlar Anayasa’ya uygun olmak zorundadır. Hukuk devletinin en önemli şeyi Anayasa’nın üstünlüğü, bizde ise kanuna uygun anayasa yapmak var. Bu zihniyet anayasayı değiştirebilecek bir çoğunluk elde ederse, yaptığı şeyi anayasanın içine yerleştirecekler. Buna da hukuk devleti denmez. Bu düzenlemeler AİHS 6. maddeye de aykırı. AYM iptal etmezse bunlar AİHM’den döner.” CİHAN