"Hz. Mevlana asırlardır insanlığa ışık tutuyor"

"Hz. Mevlana asırlardır insanlığa ışık tutuyor"

Hz. Mevlana'nın asırlardır insanlığa ışık tuttuğunu dile getiren Prof. Dr. Ali Temizel, "Hz. Mevlana birçok konuda insanları birleştirdi. Eserleriyle, düşünceleriyle insanlığa ışık tuttu" dedi

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Fars Dili Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ali Temizel, Bosna Hersek Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde Mevlana'nın Günümüze Yansımaları konulu bir konferans verdi. Mevlâna’nın dini kimliği, şahsiyeti, ailesi, Konya’ya göçü, çevresi ve eserleri hakkında açıklama yapıldıktan sonra aşağıdaki özet bilgiler konuşuldu.

MEVLANA MANEVİ BİR REHBER OLARAK GÖRÜLDÜ

Prof. Dr. Ali Temizel, Mevlâna'nın birçok konuda eserleriyle ve eserlerindeki görüşleriyle insanlığa ışık tuttuğunu söyledi. Mevlana döneminde insani diplomasinden bahseden Prof. Dr. Ali Temizel, “Mevlâna’nın yaşadığı dönemde I. Alaaddîn Keykubad dönemi hariç, Türkiye Selçuklu Devleti’nin, Moğollara haraç veren bir beylik durumunda olduğu bir dönemdi. Anadolu’da Haçlı akınlarının izleri henüz silinmemişti. Halk Moğol saldırıları karşısında korku, dehşet ve güvensizlik ortamında çaresizlik içerisindeydi. Çoğu küçük yaşta tahta çıkan sultanlar, Moğol yöneticilerinin nüfuzları karşısında etkisiz kalmıştı. Yöneticiler birbirlerine karşı güvensizdi. Mevlâna, Türkiye Selçuklu Devleti’nin bu çöküş döneminde fikir ve eserleriyle halk ve yöneticiler için güven vermiş, gelecek adına yeşeren bir ümit ve manevi bir rehber olarak görülmüştür. Mevlâna, bu rekabet ortamında herkes ile dost olmuş, halk ve yöneticiler üzerinde önemli etkileri olmuştur. Mevlâna, bu çalkantılı dönemde ümitsizleri hayata bağlamış ve onlara yaşama sevinci vermiştir. Bu da gerçek bir mutasavvıfa yakışır şekilde Mevlâna’nın insanların faydası için o günkü yöneticilerle barış ve dostluk işinde yaşadığını göstermektedir” dedi.

adsiz-001.jpg

ESERLERİYLE İNSANLIĞA IŞIK TUTTU

“Birçok konuda eserleriyle ve eserlerindeki görüşleriyle insanlığa ışık tutan Mevlâna, sağlık ve yardım konusundaki düşüncelerini çeşitli vesilelerle dile getirmiştir” diyen Prof. Dr. Ali Temizel, şunları söyledi: “ Türklerde yardım ve mazlumlara sahip çıkma geleneğini geçmişten bu yana devam eden bir gelenektir. Türklerin bu yardımlarının temel düşüncesi ortaya koyan Topkapı Sarayı'nın kapısındaki kitabede şu ifade yer almaktadır "Sultan yeryüzünde Allah'ın adaletinin gölgesi ve mazlumların sığınağıdır. Covid-19 hastalığına bağlı olarak Pandeminin ilk başladığı zamanlardan itibaren Türkiye’den başta İspanya ve İtalya gibi ülkeler olmak üzere 160’a yakın ülkeye sağlık ile ilgili büyük yardım paketleri gönderildi. Bu yardım paketlerin üzerinde yardım gönderilen ülkelerin ve Türk bayraklarının hemen altında Mevlâna’nın Mesnevîsinden alınan aşağıdaki beytin Türkçesi ve yardım gönderilen ülkelerin dillerindeki tercümesi yer almaktaydı: Türkiye Mevlâna’nın bu sözüyle uluslararası diplomasiye ve uluslararası ilişkilere gönülden sıcak mesajlar vermekteydi. Uluslararası yardımın ve iyiliğin nasıl yapılacağını hatırlatmaktadır. Bu cümle, bu sözü yazdıran Sayın Cumhurbaşkanımızın uluslararası ilişkilerdeki nezaketini ve inceliğini göstermektedir. Ayrıca Mevlâna üzerinden nezaketli bir diplomasinin nasıl yürütülebileceğinin de mesajı verilmektedir. Yaşadığımız bu “küresel felakette”, insanlığın her saniye “dostluk ve dayanışma imtihanından geçmektedir. Böyle bir dönemde, uluslararası bir yardım paketinin üzerine böyle bir «inceliği, umudu ve güveni» yazmak önemli bir mesajdır.

BİR ÇOK MİLLETTEN İNSANI BİRLEŞTİRDİ

Mevlâna şöyle demektedir ve burada gönül dilinin önemine işaret etmektedir: “Aynı dili kullanmak, akrabalık ve bağlılıktır. İnsan, yakın olmayanlarla bir arada tutsak gibidir. Nice aynı dili konuşan Hindu ve Türk vardır, nice yabancılar gibi iki Türk vardır. Öyleyse yakınlık dili bizatihi başkadır. Aynı duyguları paylaşanlar aynı dli konuşanlardan daha iyidir. Amerikalısından Japonyalısına birçok milletten insan Mevlâna'ya sevgi besliyor. Mevlâna'nın eserlerinde ortaya koyduğu düşünceler, fikirler ve yaşam biçimi Kur'an-ı Kerim kaynaklı, Hazreti Peygamber'in hadis ve sünnetlerine, İslam ahlakına bağlı bir söylemdir. İslam'ın bir sevgi, barış ve dostluk dini olduğuna inanan Mevlâna'nın öğretileri de bu doğrultudadır. Dolayısıyla yukarıdaki batılıların açıklamalarından anlaşıldığı üzere Mevlâna’nın, Batı dünyasında "aşk ve sevgi" dili üzerinden kabul gördüğü sanılmaktadır.

MEVLANA PASAPORTU İLE DÜNYANIN HER YERİNE GİDEBİLİRİZ

Bütün bunlardan "Mevlâna’nın düşünce ve sözlerini diplomasi dili olarak kullanmamız gerektiği anlaşılmaktadır. Mevlâna'nın bir uluslararası diplomatik yönünün olduğunu unutmamamız gerekiyor. Çünkü kültürel diplomasi çok önemli, çok temiz bir diplomasidir. «Mevlâna pasaportu» ile dünyanın her yerine gidebiliriz. Mevlâna'yı tanıyan, algılayan insanlar, Mevlâna'yı özümsemektedirler. Mevlâna'nın aşk çağrısı tüm yaratılmış olanları sevmektir. İslamafobi yaşayan insanların, bir bölümü de Mevlâna’nın eserlerinde geçen Hz. İsa ve Hz. Musa hikâyelerinde kendi dinlerini bulmaları gerekir. Özellikle Mesnevîdeki Musa ve Çoban hikâyesinde insanların şekline, şemailine, diline bakılmayacağı, Allah âşıkları arasında ayrımcılık yapılmaması gerektiği vurgulanır. Buna bağlı olarak hikâyede Hz. Musa Allah tarafından “Biz seni birleştirmek ve kavuşturmak için gönderdik, ayırmak ve uzaklaştırmak için değil” beytiyle uyarılır. Aslında günümüzde Hıristiyan, Yahudi ve hatta ateist biri bile Mevlâna’nın bu hikâyelerdeki birleştiriciliğinden etkilenmektedir ve etkilenmelidir.”

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.