Hayatın sonu değil!

Hayatın sonu değil!

İlk kez bu yıl uygulamaya konulan YGS sisteminin mağdur ettiği öğrenciler, stres ve aile baskısı dolayısıyla yanlış yollara yöneliyor. Uzmanlar, öğrenci ve velileri uyararak, “Başarısızlık ve engeller, hayatın sonu değil. Güzel düşünmek gerekiyor” dedi

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)'nin çilesi bitmek bitmiyor. Öğrenci ve velileri, zorlu günlerden geçiyor. YGS’de bu yıl ilk defa başlayan uygulamayla, adaylardan, saat 10.00’da başlayan sınav için en geç saat 09.45’te okullara giriş yapmaları istenmişti. Bazı şartlardan dolayı, sınava yetişemeyen öğrenciler olmuştu. Sınav salonlarının girişi “Hayatlarının 2-3 dakika ile bittiğini” söyleyen öğrenciler ile dolmuştu. Tüm bunlara bir de sınav sonuçlarının açıklanması ile beklediği puanı alamayanlar eklenince, sıkıntı daha da büyüdü. Türkiye, son günlerde YGS için canına kıyan öğrencilerin üzücü haberleri ile sarsıldı. Bunalıma giren bazı öğrenciler, intihara kalkıştı. Hayatını kaybedenler kadar, tedavi altına alınanlar da oldu. Uzmanlar, hem öğrencilere hem de velilere önemli tavsiyelerde bulundu.

SUÇLAYICI SÖYLEMLER YANLIŞ

2-4sabit-gokmenoglu.jpg

Psikolog Sabit Gökmenoğlu, sınava giremeyen veya sınavda istediği sonucu alamayan öğrencilerin kendini değersiz görebilme psikolojisi içine girebileceklerini belirtti. Öğrencilerde bıkkınlık halinin ve yaşama sevincinin azaldığına dair belirtilerin de gözlemlenebileceğini dile getiren Gökmenoğlu, daha sonra şunları kaydetti: “Sınav sebebiyle canına kıymak isteyen öğrencilerin olduğunu üzüntü ile duyuyoruz.  Bütün çevresi ile ilişkisini kesen ve kendisini odaya kilitleyen öğrenciler de olabilir. Kaliteli bir destek, öğrencileri bu sıkıntıdan kurtarabilir. Aile bireylerine bu anlamda önemli görevler düşüyor. Kesinlikle bir kıyaslama içine girilmemeli. Çocukları suçlayıcı söylemlere yönelmemek gerekiyor. Beklentiyi yüksek tutmak bazen hayal kırıklığı oluşturabilir.”

ÇOCUKLAR ÇEVRESİ İÇİN YAŞIYOR

Algıların değiştiğini aktaran Gökmenoğlu, “Çocuklar, artık çevresi için yaşıyorlar. Kendi geleceklerini kurmaktan ziyade eşini, dostunu ve akrabalarını memnun etmek için uğraşıyorlar” şeklinde konuştu. Zamanla çocukların benlik değerlerinde düşüşlerin yaşandığını hatırlatan Gökmenoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başarısızlığı utanılacak şeymiş gibi gören öğrenciler var. Aile bireyleri ve eğitimciler bile bilmeden genellemeler yapabiliyor. Başkası yaptı ben yapamadım düşünceleri doğru değil. Öğrencilerin gerilimi arttı.”

KIYASLAMADAN UZAK DURUN

2-5psikolog-ibrahim-ertabak-(1).jpg

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Psikolog İbrahim Ertabak da sınava hazırlanma sürecinin hayli zor olduğunu ve çoğu öğrencinin sınava büyük bir özveri ile çalıştığını dile getirdi. Olası bir başarısızlık karşısında öğrencilerin yılgınlığa düşmemesi gerektiğini yineleyen Ertabak, sorunlarla baş etmenin yollarını aramanın alınacak en doğru karar olacağını söyledi. Ertabak, “ Öğrenciler, yoğun bir tempoyla ders çalışıp konuları bitirmeye çalışırken, diğer taraftan da sınavı kazanamama ve çevresine karşı mahçup olma kaygısıyla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Kaygının belirli düzeyde olması normal. Fakat insanı sıkıntıya düşürecek seviyeye gelirse doğru olmaz. Bu stresli maratonda hem zihinsel hem de psikolojik anlamda oldukça yorulan öğrenciler çok hassas ve kırılgan olabilir, bazen de yaşadıkları sınav stresinin etkisiyle çevresindekilere özellikle de ebeveynlerine karşı agresif davranışlar sergileyebilirler. Onlarla sıkı bir iletişim içinde olabilmeli. Onları kıracak söylemlerden uzak durulmalıdır. Çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamayın” açıklamalarında bulundu.

EMRE ÖZGÜL merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.