"Hat sabrı öğretir"

"Hat sabrı öğretir"

SÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkafa "Hat sanatı en çok sabrı öğretir.

SÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özkafa "Hat sanatı en çok sabrı öğretir. İnsanın kemale ulaşması için bir vesiledir. İyi bir hattat olmak için pek çok hasleti bir arada bulundurmak gerekir. Bunların başında sabır, temizlik, düzen, çok çalışma ve gayret gelir" dedi

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve hattat Doç. Dr. Fatih Özkafa, hat sanatının en çok sabrı öğrettiğini, insanların kemale ulaşmaları için vesile olduğunu belirterek, "İyi bir hattat olmak için pek çok hasleti bir arada bulundurmak gerekir. Bunların başında sabır, temizlik, düzen, çok çalışma ve gayret gelir" dedi. Mevlana'nın 742. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri kapsamında, Mevlana Kültür Merkezi'nde eserlerini sergileyen Özkafa, yaptığı açıklamada, Mevlevilik ile sanat arasında özel bir ilgi olduğunu söyledi. Hat sanatçılarının Mevlana ve Mevlevilik ilgisinin dikkati çektiğini anlatan Özkafa, "Hüsn-i hat sanatının tarihine baktığımız zaman birçok hattatın Mevlevi veya en azından Hazreti Mevlana'nın muhibbisi (seveni) olduğunu görüyoruz" ifadesini kullandı. Mevleviliğin hat sanatının gelişimine büyük katkı sunduğuna işaret eden Özkafa, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece hattatlık değil, hat ile alakalı birçok sanat da Mevlevilik bünyesinde gelişmiştir. Müzehhipler (tezhip sanatçısı), minyatür ve ebru sanatkarları ve makta ustaları gibi ince iş gerektiren sanatlarla meşgul olanlar, Mevlevilik dergahlarında öğrenim görmüş ve buradan çok güzel ustalar yetişmiştir. Bu gelenek günümüzde de devam ediyor. Her hattatın mutlaka Hazreti Mevlana ile alakalı bir eseri mutlaka vardır.”

SANAT, EGOMUZU BESLEMEK İÇİN DEĞİLDİR

Sanatlarla ilgilenip de tasavvuftan kopuk olan, Mevlevilikle alakası olmayan kişinin yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Özkafa, şöyle konuştu: “İyi bir hattat olmak için pek çok hasleti bir arada bulundurmak gerekir. Bunların başında sabır, temizlik, düzen, çok çalışma ve gayret gelir. Bu hasletler insanda bir araya gelmedikçe başarılı olmak mümkün değildir. Sanatın hangi dalıyla uğraşırsak uğraşalım, niyetimiz samimiyse kamil insan olmaya doğru adım adım yaklaşırız. Sanat egomuzu beslemek, maddi çıkarlar için değildir, insanın kendisini geliştirmeyi ön planda tutması gerekir.” "Osmanlı Sultanları ve Boğaziçi" eserinin, yoğun ilgi gördüğünü anlatan Özkafa, bu eseri 2010'da Avrupa kültür başkenti seçilen İstanbul için hazırladığını söyledi. Özkafa, "Eserimi tamamlamak 8 ay sürdü. Firuze ve mercan kırmızısı özel çiniler kullandım. 75 parça çiniyi harflerin gözlerine yerleştirdik. Bu eserin diğer özelliği ise 36 Osmanlı padişahının ismini ihtiva etmesi. Boğaziçi etrafına tüm padişahların isimleri hat ve istif kurallarına göre kompozisyon şeklinde yerleştirildi" diye konuştu.

SAYILI HATTAT ARASINDA BULUNDU

Özkafa, Türkiye'de çok önemli hattatlar yetiştiğini, bu ustaların yurt dışındaki etkinliklere de katıldıklarını dile getirdi. Uluslararası sergi ve yarışmalara katılarak "sülüs ve talik eserleri"yle ödüller aldıklarını belirten Özkafa, sözlerini şöyle tamamladı: "Beni heyecanlandıran en önemli çalışmalardan biri, ramazanda Dubai'de gerçekleşen Kur'an-ı Kerim yazma etkinliği oldu. 2010 ramazan ayında, Birleşik Arap Emirlikleri Kültür Bakanlığı tarafından organize edilen Uluslararası Mushaf Yarışması çerçevesinde farklı ülkelerden davet edilen 30 hattatın içinde ben de bulundum. Ramazan boyunca birer cüz yazarak Kur'an-ı Kerim'i tamamladık. Kadir Gecesi'nde de tören yapılarak bu cüzler birleştirildi. Bu geleneksel program her yıl tekrarlanıyor. Son 5 yıldır Türkiye'yi temsilen hat ustaları bu etkinliğe katılıyor."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.