Güzellikleri yerinde yaşamak

Güzellikleri yerinde yaşamak

Ilgın’da birçok geleneğin halen devam ettirildiği beldelerin arasında yer alan Aşağıçiğil sadece kültürü ile değil doğal güzellik ve zenginlikleri ile de görülmesi gereken bir yer

BELDEDE YAŞAYAN GELENEKLER
Aşağıçiğil Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Yakalı, özelikle genç kızların uyguladığı gelenekleri farklı bir ortamda ve farklı bir gösteri ile tanıttıklarını belirterek, “Beldemizde bir kurs açtık. Sadece bizim yöremize has olan genç kızlarımızın, gelinlerimizin ve annelerimizin günlük hayatta bile kullandıkları otantik kıyafetleri tanıtmak için giysileri birebir anlatan bez bebekler imal ediyoruz.
Bunun için büyük çaba harcadık. Tüm bu güzellikleri gün yüzüne çıkararak Türk kültürüne bir katkı sağladığımızı düşünüyoruz. Genç kızlarımızın yaptığı bez bebekler ve diğer el işleri yöresel bir geleneği anlatıyor. Bu kursta eğitim gören kız öğrencilerimizin yaptığı ve beldemizin giysi geleneğini anlatan bebekler sayesinde ekonomik yönden de büyük bir gelişme yaşandı. Çocuklarımızın üzerinde taşıdığı kıyafetlerin her birinin ayrı manası var. Ancak bu güzellikler ne yazık ki yeterince tanıtılmadı. İnşallah bunu tanıtmak için daha çok çaba harcayacağız” dedi.
YEŞİL PULLU BAŞÖRTÜSÜ
 ‘GENÇ KIZIMIZ SAHİPLİ’
Hüseyin Yakalı, giysilerin taşıdığı anlama ilişkin şunları söyledi: “Genç kızlarımızın ve bebeklerin üzerinde bulunan giysilerin hepsinin ayrı bir önemi ve manası var. Beldemizde bir genç kız eğer sözlenmiş ise giydiği giysi farklıdır. Kız-oğlan birbirlerini beğenip söz kesildiği zaman yemeği yenir. Daha sonra genç kızımızın giydiği ilk kıyafet kahverengi olan takım ve başında yeşil pullu başörtüsü olur. Bu kıyafet kızın sahipli olduğunu gösterir ve bir başkası tarafından bakılmaz.

BEYAZ TAKIM ELBİSE,
‘ÖMRÜNDE BİR KEZ GİYER’
Söz kesiminin ardından düğünden bir gün önce genç kızımız beyaz takım elbise giyer. Ve kız arkadaşları ile veya yengeleri, teyzeleri ile birlikte tüm köyü gezerek komşularını, akrabalarını düğününe davet eder. Davet ettiği kişilere şeker dağıtılır. Genç kızımız kına gecesine kadar bu şekilde giyinir. Bu elbise genç kızlarımız tarafından hayatlarında sadece bir kez giyilir. Saf, temiz ve masumiyet anlamına gelen beyaz kıyafeti genç kızımız ömründe bir kez giyer.

YEŞİL TAKIM ELBİSE,
‘GENÇ KIZIMIZ YENİ GELİNDİR’
Kınadan sonra düğün olur. Düğün sonrası genç kızımız gelin olup gittikten sonra yani ertesi gün giydiği kıyafet farklıdır. Düğünden önce giydiği elbiseler artık sandıklara kaldırılır. Bu elbise yeşil renkli takım olur. Bu kıyafeti de ömründe çok az süre giyer. Düğünün hemen ardından giyilen bu kıyafet genç kızımızın yeni gelin olduğunu ifade eder. Bu giysi düğünden hemen sonra giyilir. Giyim süresi ise gelinin kendi isteğine bağlıdır
KIRMIZI TAKIM ELBİSE, ‘SADECE DÜĞÜNLERDE GİYİLİR’
Düğünün ardından normal giysilerini kullanır. Ancak ne zaman bir yakınını veya arkadaşının bir düğünü olduğu zaman giydiği kıyafet farklıdır. Genç kızımız kendi düğününün ardından gideceği bir başka düğünde kırmızı ağırlıklı bir giysi giyer. Düğünün ardından yeni gelin olan genç kızımız bir başka akrabasının veya arkadaşının düğününe gideceği zaman mutlaka bu giysiyi giyer. Bu giysiyi kendine yakıştırdığı sürece giyebilir. Bunun bir sınırı yok. 10 yıla yakın giyen var. Evlendikten sonra bu giysileri gittiği her düğünde giymesi bir gelenektir.


KOYU RENK ELBİSE,
‘GELİN HANIMIN OLGUNLUĞUDUR’
Gelinin yaşı ilerleyip zaman çoluk çocuğa karıştığı zaman yaşını ve olgunluğunu gösteren daha ağır renkli yani siyah ağırlıklı elbiseler giyer. Bu hem yaşını hem olgunluğunu gösterir. Bu giysileri herkes taşıyamaz. Bu gelenekler bizlere özeldir. Genç kızlarımız şehir düğünlerinin tersine kendi geleneklerine uygun kıyafetler giyerek geleneğimizi ayakta tutuyor. Olurda köyümüzde bir genç kızımız sevdiği bir kişiye kaçarsa o zaman her genç kızın hayatında bir kez giydiği beyaz takım elbiseleri giyemez. Beyaz giyemez ama diğer elbise geleneklerinin aynısını uygular.

AMACIMIZ BU GELENEĞİN HER BÖLGEDE YAYILMASI
Biz bu güzel geleneğimizi el işi olarak yaptığımız bez bebeklerde tanıtıyoruz. Yaptığımız bez bebeklerin üzerinde bulunan her giysinin anlattığım gelenekler ile bir bağlantısı vardır. Amacımız bu geleneği mümkün olduğu kadar ayakta tutmak ve daha geniş kitlelere tanıtmak. O zaman belki bizim kültürümüz ile bağdaşmayan düğün kıyafetleri yerine bunlar tercih edilir. Bez bebekler üzerinde geleneklerimizi ve genç kızlarımızın giydiği giysileri anlatmamız buranın geleneklerine bağlı olduğunu gösterir. Bebekler üzerindeki elbiseler ayrıca yeni nesil gençlere de birer örnek olacaktır.  

KUMDÖKEN SUYU ŞİFA KAYNAĞI
Ilgın’ın 7 beldesinden birisi olan Aşağıçiğil doğal güzelliklerinin yanı sıra halen ayakta tutulan ve günlük yaşantıda bile uygulanan gelenekleri ile göz dolduruyor. Aşağıçiğil Belediye Başkanı Hasan Hüseyin Yakalı, tüm belde sakinleri ile birlikte geleneklerine bağlı bir yaşamlarının olduğunu ifade ederek, gençlerin de kendi kültürlerine sahip çıkmalarının güzel bir gelişme olduğunu söyledi. Yakalı, “Ilgın yöresinde bulunan Kumdöken Suyu ve ormanlık alanı sayesinde birçok insan burada şifa buldu. Doktorlarımızın özellikle tavsiye ettiği bu su sayesinde böbrek rahatsızlığı olan kişilerin rahatladığı biliniyor. Gerçekten birçok insan burada şifa buldu. Buna şahit oluyoruz. Suyumuzun yanı sıra çam ormanının içinde oluşturduğumuz mesire alanı var. Buranın havası, doğal güzellikleri hemşehrilerimizin vazgeçemediği yerler arasında geliyor” dedi.
BELDE MARKA OLMA YOLUNDA
Yakalı, Kumdöken Suyu’nun markalaşması için çalıştıklarını da dile getirerek, “Buralara büyük emek ve maddi külfetler harcandı. Bunu bir şekilde tanıtarak, markalaşarak geliştirmek istiyoruz. Suyumuzun, doğamızın tanıtılmasının bir getirisi olacak. Bu tür çalışmaları yapacağız. Kış ortasına rağmen halen insanlar buralara akın ediyor, pikniğini yapıyor, suyunu doldurup gidiyor. Çam ormanlarının içerisinde bulunan yaylalarımızda insanlarımız yaşıyor. Ilgın merkeze yapılacak olan trafo merkezinin tamamlanması ile bu bölgeyi ışıklandıracağız. Elektriğin gelmesi ile buraların yol üzerinde bir mola yeri olacağına inanıyoruz. Aşağıçiğil, her yönü ile özel bir belde. Ilgın yöresinin asaleti olan nadir yerleşim yerlerinden biriyiz. Halen yaşayan kültürümüz var, ayakta kalan geleneklerimiz var. Bizler kültürümüzü yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu anlamda Aşağıçiğil marka olma yolunda. Organik çilek ve çeşitli ürün yetiştiriciliği ile bölgede önemli bir boşluğu dolduruyoruz. Her türlü yatırımlarımız ve ayakta kalan geleneklerimiz ile marka olma yolundayız” diye konuştu.
İLÇELİK AŞAĞIÇİĞİL’İN  HAKKI
Aşağıçiğil olarak ilçelik haklarının defalarca ellerinden alındığını da hatırlatan Yakalı, “Aşağıçiğil gerçekten gezilmesi ve mutlaka görülmesi gereken bir belde. 80 dekar arazide çilek, 3 bin dekar arazide sulu tarım yapılan, yaylalarımız ve ormanlıklarımız ile bölgenin önemli beldelerinden birisi. Çiğilimiz kendisini hayran bıraktıran özellikler ve kültüre sahip. En fazla şehit veren, Kurtuluş Savaşı’na en çok katılımın olduğu, Kore Gazilerimizin olduğu Güneydoğu Şehidimiz ile adından gururla söz ettiren bir belde. Bunun yanında belde olarak mağduriyetimiz de oldu. Buraya ilk olarak ilçelik hakkı verilmiş ancak her nedense son anda vazgeçilmiş. İlçelik elimizden alınmış. 13 bin nüfusu yakalamışken böyle bir ilçelik hakkı verilmiş iken insanlarımız ümitsizliğe düşmüş. Aşırı derecede göç verilmiş. Şu anda nüfusumuz 5 binin altına indi. Böyle iken bile Konya’nın birçok ilçesinden daha fazla nüfusa sahibiz. Biz siyasilerimize müracaat ettik. Yukarıçiğil ile birleşerek Çiğil adı altında ilçe olmak için girişimlerimiz devam edecek. Bu yönde hakkımızı aramaya çalışıyoruz. İnşallah muradımıza ereriz. Bunu ısrarla söylüyoruz. 84 bin kilometre karenin üzerinde bir toprağımız var. Beyşehir ve Doğanhisar’a dayanan sınırımız var. İlçelik bize yakışır” diyerek ilçe olma kararlıklarının devam edeceğini söyledi.
 ALİ SAİT ÖGE

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum