Gediz Nehri Havzası İçin Meclis Araştırma Komisyonu Kurulması İstendi

Gediz Nehri Havzası İçin Meclis Araştırma Komisyonu Kurulması İstendi

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Gediz Nehri havzasıyla ilgili TBMM’ye bir araştırma önergesi sundu. Gediz'in kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaştığını kaydederek, bunun sebeplerinin, sanayi ve çevre ilişkisinin araştırılarak bölgenin...

CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, Gediz Nehri havzasıyla ilgili TBMM’ye bir araştırma önergesi sundu. Gediz'in kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaştığını kaydederek, bunun sebeplerinin, sanayi ve çevre ilişkisinin araştırılarak bölgenin kurtarılması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını talep etti.

Milletvekili Özel’in önergesinde, özellikle nüfusun yoğun olduğu bazı ilçelerde ya hiç ya da yeterli kapasitede arıtma tesisi bulunmaması sebebiyle bu havzada yaşayan milyonlarca insan ve diğer canlıların tehdit altında kaldığına dikkat çekildi. Önergede, “Ülkemizin en önemli havzalarından biri olan böylesine önemli bir alanda yaşanan kirlilik, son yıllarda ciddi boyutlara ulaşmıştır. Dünyada eşi az bulunur bir verime ve berekete sahip olan havza, olağanüstü bir kirlenmeye uğramış ve adeta can çekişir hale getirilmiştir. Gerek sanayi atıkları gerekse evsel atıkların Gediz Nehri’ne dökülmesiyle havzada ekolojik denge yıldan yıla bozulmuştur.” denildi. Özgür Özel, Ege Bölgesi’nin bereketli topraklarını sulayan nehirdeki kirliliği önlemek için kurulan Gediz Havzası İlleri Çevre Koruma Hizmet Birliği’nin çalışmalarının istenen seviyede sürdürülmediğini, Mayıs 2008'de yürürlüğe giren Gediz Havzası Koruma Eylem Planı'nın da hiçbir şekilde işlemediğini ve bir arpa boyu yol alınmadığını iddia etti. Araştırma önergesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Gediz'deki arıtma tesislerinin tamamlanacağı ve 2012 yılı sonunda nehirde balık tutulacağına yönelik sözlerinin üzerinden yıllar geçtiği, henüz kalıcı hiçbir önlem alınmadığı ve balıkların ölüme terkedildiği belirtildi: “Bugün sahip olduğu canlı türü ve biyolojik çeşitliliğiyle büyük bir öneme sahip olan Gediz deltası, insanlar için olduğu kadar hayvanlar için de ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Sanayi kuruluşlarının atıklarını nehre vermesi, balıkların üreme ve beslenme alanlarının daralmasına neden olmakta ve adeta ölüm saçmaktadır. Özellikle Manisa Çal Dağı bölgesindeki nikel madeninde kullanılan sülfürik asit ve diğer kimyasalların şiddetli yağışlarla Gediz’e karışması, sudaki ağır metalleri ve toksik elementleri arttırmakta ve sudaki bu maddelerin, sınır değerlerinin çok üzerinde çıkmasına neden olmaktadır. Gediz Nehri, şu anda her türlü bulaşıcı hastalığı içinde barındıran bir bataklık görünümündedir ve kirlilik nedeniyle bölgedeki tarım alanlarında yüzde 65’lere varan ciddi kayıplar yaşanmaktadır.”

Arıtma tesislerinin kurulmamasına dikkat çekilen önergede, trilyonları bulan bu yatırımlara belediyelerin gücünün yetmediği ileri sürülerek, konunun hep ertelendiğini ya da, "Biz kesinlikle kirletmiyoruz." diyerek sorumluluğun başkalarına atıldığı kaydedildi: “İnsan doğanın hakimi değil, bir parçasıdır. Bugün tüm dünyada ekosisteme zarar vermeden üretim yapılması anlayışı gelişirken ülkemizde yetkililer, sadece yatırımı ve sermayeyi birincil önemde görmekte, vahşi kapitalizmin tüm kurallarına riayet edilirken yatırımın çevreye vereceği zararlar gözardı edilip insan sağlığı ve doğa hiçe sayılmaktadır. Bu nedenle son yıllarda ciddi boyutlara ulaşan Gediz havzasındaki kirlenmenin nedenlerinin, sanayi ve çevre ilişkisinin araştırılarak bölgenin kirlilikten kurtarılması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa'nın 98., Meclis İç Tüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.” CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.