Fiyatlar
Fiyat, bir malın alınması karşılığında ödenen bir para meblağıdır. Fiyatlar iki kısma ayrılır.
1) Piyasa fiyatları
2) Narh fiyatları
Piyasa fiyatları arz ve talebe göre rekabet sonucu oluşur. Narh fiyatları ise devlet tarafından belirlenir.
Kapitalist bir ekonomi, piyasa fiyatlarının bir türü olan tam rekabet kurallarına göre işler görünse de, mutlak tekellerin hâkim olduğu bir fiyat oluşumu ile çalışır. Bir ekonomi de bir malın üretim miktarı, tüketim miktarına denk olmalıdır. Böyle olduğu takdirde piyasada fiyat istikrarı sağlanır. Eğer talepten fazla arz varsa, fazla mallar üreticinin elinde kalır. Bunun tersi olarak talepten az arz varsa, bu defa da bir kısım talep karşılanmamış olur.
Fiyatın fonksiyonu, bir malın hem arzı hem de talebidir. Talep ve arzı birbirine eşitleyecek olan vasıta da fiyattır.
Bir grafikte arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktaya tekabül eden fiyat denge fiyatıdır. Bu fiyatta bir malın üretim miktarı ile tüketim miktarı birbirine eşittir. O halde bir malın fiyatı arz ve talebine göre tespit edilir.
Türkiye’de fiyatlar 1980’e kadar devlet denetiminde “Fiyat Kontrol Komitesi” tarafından tespit edilmekte idi. Fakat bu komite gerekli denetimi yapamadığından piyasada çift fiyatlar teşekkül etmiştir. Bazı mallarda ucuz, bazı mallarda pahalı fiyatlar ortaya çıkmıştır. Bu fiyat farkları daha ziyade Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) ürünleri ile özel teşebbüs ürünleri arasında görülmüştür. Daha sonra alınan bir kararla fiyatlar serbest bırakılmıştır. Fiyatların serbest bırakılması ve sürekli “zam” politikası ile yüksek fiyatlar oluşmuştur. Piyasada denge fiyat politikasının sağlanamaması sonucu, genel ekonomi içinde büyük istikrarsızlık baş göstermiştir. Yüksek fiyat oluşumu, gelirleri sınırlı ve mahdut olan geniş tüketici kitlelerine, büyük külfetler yüklemiştir.
1) Piyasa fiyatları
2) Narh fiyatları
Piyasa fiyatları arz ve talebe göre rekabet sonucu oluşur. Narh fiyatları ise devlet tarafından belirlenir.
Kapitalist bir ekonomi, piyasa fiyatlarının bir türü olan tam rekabet kurallarına göre işler görünse de, mutlak tekellerin hâkim olduğu bir fiyat oluşumu ile çalışır. Bir ekonomi de bir malın üretim miktarı, tüketim miktarına denk olmalıdır. Böyle olduğu takdirde piyasada fiyat istikrarı sağlanır. Eğer talepten fazla arz varsa, fazla mallar üreticinin elinde kalır. Bunun tersi olarak talepten az arz varsa, bu defa da bir kısım talep karşılanmamış olur.
Fiyatın fonksiyonu, bir malın hem arzı hem de talebidir. Talep ve arzı birbirine eşitleyecek olan vasıta da fiyattır.
Bir grafikte arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktaya tekabül eden fiyat denge fiyatıdır. Bu fiyatta bir malın üretim miktarı ile tüketim miktarı birbirine eşittir. O halde bir malın fiyatı arz ve talebine göre tespit edilir.
Türkiye’de fiyatlar 1980’e kadar devlet denetiminde “Fiyat Kontrol Komitesi” tarafından tespit edilmekte idi. Fakat bu komite gerekli denetimi yapamadığından piyasada çift fiyatlar teşekkül etmiştir. Bazı mallarda ucuz, bazı mallarda pahalı fiyatlar ortaya çıkmıştır. Bu fiyat farkları daha ziyade Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT) ürünleri ile özel teşebbüs ürünleri arasında görülmüştür. Daha sonra alınan bir kararla fiyatlar serbest bırakılmıştır. Fiyatların serbest bırakılması ve sürekli “zam” politikası ile yüksek fiyatlar oluşmuştur. Piyasada denge fiyat politikasının sağlanamaması sonucu, genel ekonomi içinde büyük istikrarsızlık baş göstermiştir. Yüksek fiyat oluşumu, gelirleri sınırlı ve mahdut olan geniş tüketici kitlelerine, büyük külfetler yüklemiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.