Fidansız tek bir yer kalmayacak
ÖNCELİĞİMİZ YANGINLARI ENGELLEMEK
Görevine 1 ay önce başlayan Konya Orman Bölge Müdürü Bekir Karacabey ile orman yangınlarının azalması, Konya'nın ağaçlandırılması ve müdürlüğün arazideki çalışmaları hakkında konuştuk. Konya'dan memnun olduğunu dile getiren Karacabey, "Yaz aylarındaki en tehlikeli aylar Ağustos ve Eylül'dür, asıl görevimiz orman yangınlarını engellemek oluyor. Burada vatandaşlarımızdan da duyarlı olmalarını bekliyoruz" diye konuştu.
KONYA'DAKİ AĞAÇ SAYISI YETERLİ DEĞİL
Ağaçlandırma faaliyetlerinin tüm hızıyla katlanarak devam edeceğini söyleyen Karacabey, "Türkiye yüz ölçümünün yüzde 27'si ormanlık alanlarla kaplı. Konya'nın yüz ölçümünün ise sadece yüzde 13'ü ağaçlarla kaplı. Bizim öncelikli amacımız bu rakamı Türkiye ortalaması seviyesine çıkartmaktır. Daha sonra ise Türkiye ortalamasının üstünde bir orman alanı oluşturmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
ORMAN YANGINLARI AZALIYOR
**Öncelikle orman yangınlarından bahsedelim. Konya'da orman yangınları geçtiğimiz yıllara oranla bir düşüş gösterdi. Bunun sebebini hava şartlarına mı, yoksa müdürlüğünüzün çalışmalarına mı bağlıyorsunuz?
-Türkiye genelinde bu yıl orman yangınlarında bir düşüş var. Yani sadece Konya'da düşmedi bu rakam. Yaz aylarının başlarında bile zaman zaman uzun süreli yağışların Konya'da etkili olduğunu biliyoruz. Ancak asıl neden vatandaşlarımız orman yangınları konusunda bilinçlenmiştir artık. Bakın Türkiye'deki orman yangınlarının yüzde 98'i insan kaynaklı çıkıyor. Burada hava şartlarından ziyade insanımızı bilinçlendirmeye yoğunlaşmalıyız. Yani bizim asıl hedefimiz yüzde 2 değil, yüzde 98 olan sorunu halletmek olmalı. Biz de planla ve programlarımızı ona göre düzenliyoruz. Yangının çıkabileceği alanlardaki vatandaşlara eğitimler veriyoruz. Onlara küçük bir dikkatsizliğin 20-25 hatta 50 yıllık emeğe nasıl mal olduğunu söylüyoruz. Ayrıca orman yangını çıkabilecek alanlardaki köy muhtarlarına ve imamlarına seminerler verip onları bilgilendiriyoruz. Bizim görev alanımız büyük bir alan diğer bölge müdürlüklerine göre. Konya, Aksaray ve Karaman, bizim bölge müdürlüğümüzün sorumluluğu altında. Ayrıca yangına müdahale ekiplerimizi tek bir noktada bekletmek yerine, kritik noktalarda devriye gezdiriyoruz. Gördükleri en ufak yangına da erken müdahale ettikleri için de yangın büyümeden kontrol altına alınmış oluyor. Bölgemizde 16 tane gözetleme kulemiz var. Bunun yanında 177 Orman Yangını İhbar Hattı'nı 24 saat açık tutuyoruz. Vatandaşlarımız da eskisi gibi değil. Onlar da bilinçlendi artık. Bu telefon numarasını onlar da biliyorlar. En ufak bir duman gördükleri zaman bu numarayı arıyorlar ve biz oraya en yakın ekibimizi yönlendiriyoruz.
HER AN TETİKTE BEKLİYORUZ
**Peki bölgede kaç tane personeliniz orman yangınına müdahale için alarmda duruyor?
-Toplamda bölgemizde 256 tane personelimiz tetikte bekliyor. Zaman zaman devriye gezmeleri talimatını veriyoruz. Orman Genel Müdürlüğü'nün makine ekipman açısından gücü de önemli ölçüde arttı, geçtiğimiz yıllara kıyasladığımız zaman. Her geçen gün daha modern araçlarla bu yangınla mücadele filomuzu güçlendiriyoruz. Bu tabi Konya Bölge Müdürlüğü'ne yansıyor aynı şekilde. Şu an bizim toplamda 84 tane yangına müdahale aracımız var. Bu araçların içinde su ikmal araçları, arazör, ilk müdahale araçları, dozer ve greyderler bulunmakta. Ayrıca 26 tane de ekibimiz mevcut. Toplamda da yangına müdahale ekipleri içerisinde toplam 256 tane personel bulunmaktadır. Biz yangınlarla etkin mücadele için her türlü tedbirimizi almış, hazırlıklarımızı yapmış bulunmaktayız. Aslında biz açık işletmecilik yapıyoruz. Her türlü hava şartlarına açık çalışmalar yapıyoruz. Örneğin rüzgarın çıkmasını veya hızını, yönünü biz ayarlamıyoruz ve buna müdahale de edemiyoruz.
**Ankara'dan geldiniz daha önce de bir çok alanda çalışmalarınız oldu. Peki sizce Konya bölgesi zor bir arazi mi?
-Zorlukları var. Yok değil. Büyük bir bölge her şeyden önce. O yüzden mesela uç noktalarda bir yerlerde bir yangın çıktığı takdirde yol uzun olduğu için bir dezavantaj oluşturuyor. Haliyle orman arazileri bizim çalışma alanımız olduğu için, çok kırıklı yerlerde çalışıyoruz. Örneğin bir Ermenek arazisi çok engebeli ve yer yer uçurumların olduğu alanlar. Tabi ki önümüzde bu zorluklar da var. Bu zorluklara rağmen bizim temel hedefimiz kısa zamanda yangını kontrol altına almak. Bizim bu aylarda birincil önceliğimiz orman yangınlarını engellemek oluyor. Diğer çalışmalarımızı buna göre planlıyoruz. Diyelim ki çok kritik havalarda, nemin çok düştüğü, sıcaklığın yükseldiği, şiddetli rüzgarın olduğu alanlarda biz diyoruz ki bütün ekiplerimiz araçlarının yanında bulunsunlar. İhbar geldiği anda harekete geçecek gibi konuşlansınlar.
GENİŞ BİR BÖLGEDE ÇALIŞIYORUZ
**Bölge Müdürlüğünüzün üç ili kapsaması zaman zaman dezavantaj oluşturuyor dediniz. Peki müdürlüğünüzün ormanlık alan bazında görev alanı ne kadar?
-Konya Orman Bölge Müdürlüğü olarak 733 bin 760 hektar. Yani 7 milyon 333 bin dekara karşılık geliyor. Bu ormanlık bölgeler dağınık bir biçimde olduğu için bir takım sıkıntılar da baş göstermeye başlıyor. Mesela Aksaray'da bir parça orman var. Ilgın, Beyşehir, Karaman derken dağınık ve geniş arazi sizin sorumluluğunuzda oluyor. Zorluklar da şöyle oluyor, Beyşehir'deki bir ekibimizi Ermenek'teki bir yangına takviye gönderirken uzun bir zaman geçiyor. Dezavantaj olarak bunları gösterebiliriz.
SULTAN DAĞI'NDA TÜRK ORMANCISI DESTAN YAZMIŞTIR
**Ağaçlandırma faaliyetleriniz ne şekilde devam ediyor ve göreve yeni geldiniz, nasıl planlarınız var ağaçlandırma faaliyetleri hakkında?
-Toplam da 2014 yılında ağaçlandırma, mera ıslahı, toprak muhafaza şeklinde üç ayrı ağaçlandırma faaliyetlerimiz bulunmaktadır. Bu çalışmalarımızın da toplamı 2014 yılı için 6 bin 350 hektar, yani 63 bin 500 dönüm arazide biz 2014'ün sonuna kadar fidan dikim çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ayrıca suni tensin dediğimiz 200 hektar sahamız var. Yani bir orman alanı ama bozuk bir orman alanı. Bizim oradaki mevcut ağaçların tohumundan fidan dikmemiz mümkün değil. Biz kendi imkanlarımızla yetiştirdiğimiz fidanları dikeceğiz. Bu ilk başta küçük bir rakam gibi gelebilir ama Konya gibi ağaçlandırma açısından çukur bir arazide büyük bir proje. Ayrıca Konya'nın yıllık yağış miktarı da çok düşük. 250 ile 350mm arasında değişen bir rakamlarda yağış düşüyor. Aksaray'dan örnek verecek olursak, Aksaray'ın yıllık aldığı yağış miktarı 250mm. Ancak yılda kaybettiği su ise miktarı 350mm'dir. Yıllık sürekli bir açık söz konusu. İşte biz buna rağmen burada bu ağaçları yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu tabi bizim işimizi zorlaştırıyor. Ancak imkansız değil. Geçmişte bizim meslektaşlarımız çok güzel çalışmalar yapmışlar. Mesela Sultan Dağı denen bir efsane var. Yani orası Türk ormancısının yazdığı bir destandır. Çünkü hakikaten zor bir arazi. O günkü şartlarda makine yok. Tek tek elle, insan gücüyle işleyerek fidan dikmişler ve yüzde 90'ın üzerinde bir başarı elde etmişlerdir. Bu çok değerli bir başarı bence.
**Diktiğiniz fidanları siz mi yetiştiriyorsunuz?
-Diktiğimiz fidanların önemli ölçüde olan bir kısmını biz kendimiz yetiştiriyoruz. Kendi fidanlıklarımız var. Şu anda 2014'te 10 milyon fidan ürettik biz. Ve kendi yetiştiriğimiz fidanları kendi görev alanlarımızda kullandığımız gibi, diğer illere de buradan fidan gönderiyoruz. Ayrıca belediyelerin de fidan taleplerini oradan karşılıyoruz. Ürettiğimiz fidanlar sadece çam fidanı değil. Çok çeşit türde fidanlarımız da var. Mesela zerdali fidanı, mahlep, ceviz, badem, iğde, alış, hatta kuşburnu fidanı da üretiyoruz. Kesinlikle biz fidan üretilim, bunlar büyüsün, keselim ve satalım da cebimize para girsin gibi bir düşüncemiz yok. Çok büyük bir bölge olmasının yanında şiddetli erozyona da maruz kalan bir coğrafya. Biz burada kapari denen otsu bir bitkiyi dahi kullanıyoruz. Kapari ile toprağı yerinde tutmayı amaçlıyoruz. Toprak kaybolmasın ki biz oraya ağaç dikelim.
BOŞ BULDUĞUMUZ YERE FİDAN DİKECEĞİZ
**'Her Üniversiteliye Bir Fidan' projesi ne durumda?
-Halen devam eden, kısa zamanda bittiği taktirde güzel sonuçları olacak bir proje. 15 Nisan'da sayın başbakanımızın start verdiği bir projedir. Bu çerçevede biz de Konya'daki üniversitelerimizle protokol imzaladık. Bu çerçevede Necmettin Erbakan Üniversitesi'nin kampüs alanında halen çalışmalar devam ediyor. O alandaki boşluklarda fidan dikimi yapıyoruz. Üniversitelerin bize gösterdiği alanların dışında kalan boşluklara da ağaç dikiyoruz. Biz öğrencilerin adına dikiyoruz. 5 milyon tane fidan dikimi olacak Türkiye'de. Uygun yer varsa kampüslerinde, yoksa da kampüs yakınında uygun bir yer varsa oraya dikeceğiz.
**Devam eden başka ağaçlandırma projeleriniz var mı?
-Ayrıca bizim yine çok önem verdiğimiz köylülere gelir getirici türlerde yaptığımız ağaçlandırma faaliyetlerimiz var. İster ormanlık alan olsun ister köyün tüzel kişiliğine ait alanlar olsun oralarda yörenin şartlarına uygun dikim yapıyoruz. Eğer arazi ceviz yetiştiriciliğine uygun ise ceviz, badem gibi türlerle ağaçlandırma yapıyoruz. Ayrıca bu diktiğimiz fidanların da 3 yıllık bakımını kendimiz yapıyoruz. Yani onlar hazır bir şekilde hiçbir ücret ödemeden teslim alabiliyorlar. Bu fidanları da her köylüye 50 ağaç düşecek şekilde kura yoluyla veriyoruz. Kesinlikle bedelsiz. Ancak bir tane şartımız var. O da o ağaca mutlaka baksınlar. Yani orada mutlaka ağaç olacak. Eğer biz 3 yıl bakımını yapıp teslim ettikten sonra ağaca bakılmıyor ise o köylüden o ağacı teslim alıyoruz. Kurursa da yenisini yine dikeceğiz.
TÜRKİYE'DEKİ AĞAÇ SAYISI AZALIYOR ALGISI YANLIŞ
**Peki kamuoyunda giderek betonlaşıyoruz gibi bir algı var. Sizce böyle bir şey gerçekten var mı?
-Kesinle böyle bir algının yanlış olduğunu düşünüyorum. Çünkü sadece Konya'da değil Türkiye genelindeki ağaç ve ormanlık alan sayısında her geçen yıl sürekli bir artış gözlemlenmektedir. Artık devir değişti. Ağaca kalem, sıra, masa veya kapı olarak bakılmıyor. Artık asıl değerli olan ağacın gölgesi. Biz bunun bilincinde olduğumuz için ileride büyük sıkıntılar çekmemek için ağaçlandırma faaliyetlerinde arı gibi durmadan çalışmamız gerekiyor. Ayrıca vatandaşlardan da isteğim biraz daha duyarlı olmaları. Orman yangınlarının başlama yeri genelde piknik alanları ve yol kenarları. Yani yol kenarından duyarsız bir vatandaş sigarasını atıyor ve bir anda büyük bir yangın başlıyor. Yazıktır. O ormanlarda 80-100 yıllık ağaçlar yanıyor. 80 yıllık bir emek bir vatandaşın duyarsızlığı yüzünden mahvolmasın. Yine pikniklerde közü döküp kalkmayalım. İyice söndüğünü gördükten sonra bırakalım közümüzü. Bir de anız yangınlarında çiftçilerimiz lütfen biraz daha dikkat etsinler ki hepimizin üzerinde hakkı bulunan ormanlarımız yanmasın.
**Peki kısaca Konya bölgesi için hedefiniz nedir?
-Tek cümle ifade etmek gerekirse, Konya'da fidansız bir yer bırakmayacağız inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.