Fatma Sezer:  Konya’nın Kısa Tarihi

Fatma Sezer:  Konya’nın Kısa Tarihi

Siyasi partilerin Konya’daki il Başkan Yardımcıları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

CHP Konya İl Başkan Yardımcısı Fatma Sezer 

Konya’nın Kısa Tarihi

"Kendilerinden önce nice nesilleri yok etmemiz bunları doğru yola getirmedi mi? Yok edilenlerin oturdukları yerler de yürüyüp dolaşmaktadırlar. Şüphesiz ki bunda sağduyu sahipleri için nice açık belgeler ve ibretler vardır."

Yüce Allah, Tâ'hâ Sûresi 128. ayette yaşamakta olan milletlerin dikkatlerini arkeolojik eserlere, toprak altında gömülü kalıntılara çekiyor. Böylece hayatımızı düzene sokmamız için tarih bilgimizi geliştirmemizi dolaylı biçimde emrediyor.

Ben de bu hissiyat ile içinde yaşadığımız şehrin tarihi gelişimini kısaca anlatmak istedim.

Konya'da yerleşimin Prehistorik Çağ’da başladığı bilinmektedir. İlk yaşam Neolitik Çağ’a (M.Ö 8000-5500) kadar inmektedir. Ayrıca Karahöyük ve Ereğli'de yapılan araştırmalar Hitit döneminde de yerleşim olduğunu göstermekte. Neolitik Çağa ait ilk bulgular Canhasan, Çatalhöyük ve Erbaa'da ortaya çıkmıştır. Alaaddin Tepesi ve Karahüyük'te yapılan kazılarda ortaya çıkan çanak, çömleklerin ilk Tunç Çağına ait olduklarını görmekteyiz. Bu bakımdan Konya Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinin bulunduğu bir ildir.

Konya'nın Çumra ilçesinin 10 km. doğusunda yer alan Çatalhöyük'te yapılan kazılarda 13 yapı katı ortaya çıkarıldı. UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi'nde yer alan Neolitik Çağ yerleşim yeri Çatalhöyük, dünya arkeoloji çevrelerinde merak uyandıran kazı alanlarının başında gelmekte. 1960'lı yıllarda İngiliz Arkeolog James Mellaart tarafından keşfedilen Çatalhöyük, daha sonra yine İngiliz bilim adamı Profesör Dr. Ian Hodder’in bugüne kadar süren çalışmalarında 9000 yıl önce yaşamış insanlara ait ayrıntılar dünyada büyük ilgi yarattı. İnsanların ilk buğdayı burada yetiştirdikleri de yapılan araştırmalarda ortaya çıktı. Çatalhöyüğ'ü İngiltere Prensi Charles'ın 8 kez, Japon Prensi’nin 11 kez ziyaret ettiğini biliyoruz. Dünyanın bu kadar önem verdiği Çatalhöyüğ'ü daha çok tanıtmak ve kültür turizmine açmak ancak yerel yöneticilerin vizyon sahibi olmaları ile mümkündür. Elbette bu bir zihniyet meselesidir. Bu zihniyet bugün bizi yönetenlerde maalesef mevcut değil.

Anadolu ve Suriye topraklarında büyük bir imparatorluk kuran Hititler, Konya'ya da hakim olmuşlardı. Hititler'den sonra Frigler'in egemenliğine giren Konya, daha sonra Lidya'lılar, Persler ve Büyük İskender'in istilasına uğradı. Anadolu'da Roma hakimiyeti başlayınca Konya Iconium olarak varlığını korumuştu.

1071 Malazgirt Savaşı ile beraber Anadolu'ya egemen olan Büyük Selçuklular bölgedeki uzun Bizans hakimiyetine son verdiler. Süleyman Şah'ın 1076 yılında Konya'yı Anadolu Selçukluları'nın başkenti yapmasıyla Konya, Türk-Türk-İslam sentezinin mimari eserleri ile bezenmiş ve kısa sürede Anadolu'nun en gelişmiş kentlerinden biri olmuştu. Bu dönemde Konya, kültür ve sanatta 'Altın Çağını' yaşamıştır. Devrin ünlü bilginlerini, filozoflarını, şairlerini, mûsikîşinaslarını bir araya getirmiştir. Bahaeddin Veled, Mevlana Celaleddin başta olmak üzere Kadı Burhaneddin, Sadreddin Konevî gibi bilginler, Muhittin Arabi gibi mutasavvıflar Konya'da yerleşmişler, şehri bir kültür merkezi haline getirmişlerdir. 'Gez dünyayı gör Konya'yı' deyimi bu dönemi bizlere en güzel şekilde anlatır. Türk-İslam sentezini yansıtan eserlerin pek çoğu ne hazindir ki günümüze ulaşamamıştır. Bizden sonraki kuşaklara 'Eski Konya' diye gösterebileceğimiz bir semt bulunmamaktadır. Bu durum yerel yönetimlerin, sorumsuzca ve hatalı tutumlarından kaynaklanmaktadır. Bedrettin Tebrizî tarafından yapılan ve Kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe) denilen muhteşem Mevlana Müzesi bugünkü görüntüsüne Cumhuriyet döneminde kavuşturulmuştu.

 

1467 yılında Sultan II.Mehmet'in Karamanoğulları'ndan Konya'yı almasıyla kalıcı olarak Osmanlı hakimiyetine geçmiştir.

Osmanlı Rus Savaşı ve Balkan Harbi sonunda Göçe zorlanmış yüzlerce Müslüman Arnavut, Çerkez, Boşnak kökenli Balkan ve Kafkas muhaciri Konya ve ilçelerine iskân edilmişlerdi.

Milli Mücadele'nin başlaması ile Konya, bu kutsal mücadelenin içinde yer almış, ancak istenmeyen ve Konya halkınca pek tasvip görmeyen bazı olayların gelişmesi, gerçekle ilgisi olmayan yorumlara yol açmıştır. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, bütün engelleme çabalarına rağmen kurulmuş, bu cemiyetin kadınlar şubesi de açılmıştır. Konya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Sivas’lı Ali Kemal'in çalışmaları Mustafa Kemal Paşa tarafından takdir ve taltif edilmiştir. Anadolu'yu işgal eden işgalcilere karşı Konya'da protesto mitingleri düzenlenmiştir. Hele ilk kadın protesto mitinginin Konya'da yapılmış olması, işgale karşı Konya'lı kadınlarımızın tepkisi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutladığımız şu günlerde oldukça önem arz etmektedir.

Selçuk Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr.Vedat Çakır'a göre kuruluşu tarih öncesi çağlara dayanan “Konya'nın yaşayan kültürü şüphesiz geçmişin izlerini taşımaktadır. Konya'nın yaşayan kültürünün iki temel ayırt edici özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birisi Konya ile özdeşleşmiş muhafazakârlık, diğeri de muhafazakârlık ile oldukça önemli zıtlıklar içeren eğlence hayatıdır. Modern kültür geleneksel kültür etkileşiminde geleneksel kültürün en önemli taşıyıcısı olan eğlence kültürünün örneklerinin bir bir kaybolmaya yüz tuttuğu da bir gerçektir”.

Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Konya,günümüze gelindiğinde yerel yönetimlerin yetersizliği nedeniyle kent kimliğini maalesef oluşturamamıştır.Kimlik oluşumu,geçmişten gelen kimlik ögelerini yok ederek değil,geçmişe sahip çıkarak,onu yeniden yorumlayarak günümüze taşımak suretiyle mümkündür.Yukarıda bahsettiğim gibi bu sosyal demokrat bakış açısıyla mümkündür.Bugün CHP’li Belediye Başkanları’nın yönettiği şehirlerimiz,sosyal demokrat anlayış farklılığını yaşayarak görmekteler.CHP’li Belediyeler de çalışan işçilerimize verilen yüksek asgari ücret buna en güzel örnekdir.    

Konya’mızda da sosyal demokrat belediyecilik anlayışını fazla geç olmadan görmek ve yaşamak dileklerimle…..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum