Ezildim ama bıkmadım

Ezildim ama bıkmadım
Mesleğe gece saatlerinde gazete dağıtarak başlayan Burçak Dağıtım'ın sahibi Yılmaz Dündar, “Hem okuyor hem de çalışıyordum. Çok ezildim ama bıkmadım. Şimdi çok iyi şartlarda verilen iş beğenilmiyor” dedi

Röportaj: Hâlid Şen

BABASINDAN KAÇIP İŞE GİTMİŞ

Burçak İletişim Dağıtım Pazarlama Kargo Nakliyat Şirketi'nin sahibi Yılmaz Dündar ile okul-gazete dağıtıcılığı arasında giden çocukluğunu ve 15 yıl önce Konya’ya gelip bir başına başladığı gazete dağıtım işini konuştuk. Dündar, yorulmadan, bıkmadan nasıl gece-gündüz çalıştığını anlattı. Babasının memur olduğunu bu yüzden maddi imkansızlıklar nedeniyle okul dışında çalıştığını ifade eden Dündar, babasının engellemelerine rağmen geceleri nasıl çalışmaya kaçtığını anlattı.

PARA TATLI GELDİ OKULU BIRAKTI

Çalışmayı çok sevdiğini ifade eden Dündar, hiçbir bahane bulmadan kendini çalışmaya verdiğini belirterek, “Uyumayı sevmem, Konya’ya ilk geldiğimde kalacak yerim yoktu. Gece dağıtım yapıyorduk, sabah yine işler var, dağıtım yaptığım arabanın arkasında 2-3 saat uyuyup işe devam ediyordum. Şimdiki gençler iş beğenmiyor. Masa başı memur gibi iş istiyor. Para daha tatlı geldiği için üniversiteyi yarıda bırakıp işe atılım” dedi.  

2.20150622113736.jpg

**Kendinizden bahseder misiniz?

Sivas doğumluyum, Kayseri’de büyüdüm, Kayseri’de yaşadım. Gazete dağıtımı işine Kayseri’de gece dağıtım işinde işçi olarak başladım. İlkokulun sonlarına doğru idi. Maddi sıkıntılarımız vardı. Babam memurdu. 3 öğrenci vardı. Gazeteler gece 2-3 gibi Ankara’dan gelir, yine gece Kayseri’nin ilçelerine dağıtım yapardık. Ben geceleyin o işe bakar gündüz de okula gitmeden önce patronumun muhasebesine bakardım. Patronumun iki kızı vardı oğlu yoktu. 10 senedir yanındayım beni oğlu gibi yetiştirdi. Hem okuyor hem de çalışıyordum. Gece belirli saatlerde çalıştığım için gündüzü etkilemiyordu. Yazın ful çalışıyordum. Hatta ek iş yapardım. Okuldan gelirdim. Düğün salonlarında garsonluk yapar su satardım. Okul harçlıklarım böyle çıktı. Okulda kredili sistem vardı 3 yıllık okulu 2,5 yılda bitirdim. Hem çalışıyordum hem okuyordum derslerim de iyiydi. Şimdiki gençler iş beğenmiyor. Eleman bulamıyoruz. İş yok deniliyor yalan söyleniyor. Sabah 8.30 akşam 6, cumartesi Pazar 4’te gidiyorlar, bir gün izin, bu şartlarda eleman bulamıyorum. Şimdi üniversite okumak, bitirmek çok kolay.

**Maddi imkansızlıklar nedeniyle mi çalışıyordunuz?

Hem maddi imkansızlıklar hem de çalışmayı sevdiğimden. Babam hatta bu sektöre girmeme izin vermemişti. Evimiz o zaman birinci kattı. Kapıyı kilitlemişti. Hiç unutmam balkondan atlamıştım. Bundan sonra babam ‘bir şey demiyorum sana, kapıyı da açıyorum gidebilirsin’ demişti. İşi seviyordum, hoşuma gidiyordu. Üniversite hazırlıkta kendi paramla dershaneye gittim. Derslerim de iyiydi. Hem dershaneye hem işlere devam ettim. Üniversiteyi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ni kazandım. 3. sınıfa kadar gittim, 4. sınıfta bıraktım. Para çok tatlı geldi. Bu sıralarda futbol ile de uğraşıyordum. Şirinspor, Yolspor, Demirspor, son olarak Kayserispor’a transfer olmuştum. Kayserispor’un altyapısında kaleciydim. İyi bir kaleciydim. Maçlar ve antremanlar genelde cumartesi pazardı. İşlerime engel olmuyordu. Tabi işyerim de beni çok sıkmazdı. Patronum beni severdi. Ne zaman istersem izin verirdi. Şimdi halı saha maçları ile futbola devam ediyorum.

3.20150622113747.jpg

BİR TIR TELEVİZYON OMUZLARIMDAN GEÇTİ

Çok ezildim ama bıkmadım. Şu gün bile günde 3-4 saat uyku ile idare ederim. Uykuyu hayatta sevmem. Eskiden işler daha zordu. Gazete, televizyon verirdi, bilgisayar verirdi kuponlarla. Onlar ekstra bir işti. Bir TIR televizyon gelirdi. Bir TIR televizyonu depoya tek başına indirmiştim. Patron ‘Niye indirdin?’ dedi.

**Konya’ya gelmenize ne vesile oldu? Şirketi nasıl kurdunuz?

Eskiden Aydın Doğan Sabah gazetesini felan tek kalem dağıtıyordu. Dinç Bilgin cezaevindeydi.  Aydın Doğan’la beraber oturup yemek yemişliğimiz vardır. Bilgin, hapisten çıkınca Sabah Gazetesi ayrıldı. Bunu üzerine Konya’da yeni bir yapılanmaya gidilmesi gerekti. Patron dedi ki, Konya’nın dağıtımını sana vereceğiz. Tam Cuma vaktiydi. Akşam 11’de Konya’ya geldim. O zaman askerden yeni gelmiştim, 22 yaşındaydım. Konya’ya geldim, Konya’nı K’sini bilmiyorum. Mevlana civarında bir yerde gazete dağıtmaya başladık. Konya’yı bilmediğim için Yay-Sat’ın arabasının arkasına takılıp öyle dağıtıyordum. Paketlerin üzerine bayilerin isimlerini yazıp, teslim ediyordum. 4 gün böyle devam etti. Şu anki yerimizin bulunduğu bölgede bir dükkan kiraladım. Patron da gitmişti. Hem dağıtıyorum, hem muhasebe tutuyordum. Günde sadece 2 saat uyuyordum. Son olarak şimdiki yerimize taşındık.

4.20150622113800.jpg

‘BİSİKLETLE Mİ DAĞITACAKSIN?’ DEDİLER

 Bir araba aldım. Onunla hem gece dağıtım yapıyordum, hem de arkasında bir yatak yaptım gündüz uyuyordum. Biraz para kazanmaya başladıktan sonra gittim 6 tane motosiklet aldım. 3-4 yıl öyle devam ettim. Yerel gazetelere gidiyorum, gazetenizi ben dağıtayım diyorum, ‘senin araban yok ki bisikletle mi dağıtacaksın’ diyorlardı. Bir gazeteye yılda 3-4 defa giderdim. Hep geri çevrildim ama şu an tüm yerel gazeteler bende hamdolsun. Evrak düzenine, arşive çok önem veririm. Şirketimizin bir katını arşive ayırdım. Zaman zaman geceleri habersizce elemanları denetlemeye giderim.

**Konya’ya ilk geldiğinizde ailenize zor olmadı mı?

Zor oldu. 1-2 aylık evliydim. Hanım hamileydi, Konya’ya 6 ay getirmedim. O orada ben burada. Buraya getirsem ev tutacak param yoktu. 15 yıldır buradayım. 3 tane kızım var, şükrediyorum. Allah herkese helalinden kazanç nasip etsin.

**Bu kadar çalışmayı seviyorsunuz peki ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?

İlk işi kurduğum zamanlar 2-3 saat uyuyordum ama sonradan düzeni kurdum. Sabah namazını kılar gelirim, akşam 6’da kendim kapatırım. Annemin iki uyarısı var. Dükkanını erken aç, dükkanının önünü süpür. Cumartesi, Pazar beni şirkette bulamazsınız. Çıkarım hanımı ve 3 kızı alıp sosyal hayatıma bakarım. Bisiklete çok binerim. Haftada 2-3 halı saha maçım var. Çocuklarımla gezerim. Motosiklet hastasıyım. Hanımdan gizli biniyorum. Çok merakım var yokluk zamanında çok almak isterdim, alamamıştım. Maketlere, silahlara hastayım. Antika eşya biriktiririm. Zaman zaman poligona atış yapmaya giderim. Hakiki Beşiktaşlıyım. Bir dönem yönetime girmeyi düşündüm ama yoğunluktan ilgilenemedim. 17-21 yaşlarında Cine-5 maçları verdiği dönemde maçları izleyemeyince ağlardım.

resim.jpg

**Yaşamınızı etkileyen bir olaydan bahseder misiniz?

Umreye gittikten sonra bu dünyanın gerçekten yalan olduğunu anladım. Gitmeden önce bende hırs vardı. Çalışıyım, şunu bunu alayım diye düşünüyordum. Oraya gittikten sonra azla yetinmeyi, rızkın Allah’tan dağıtıldığı bilincine eriştim. Herkese umreye gitmeyi tavsiye ediyorum. Yokluktan geldim. Paranın nasıl kazanıldığını, kıymetini bilirim. İbadet çalışmaktır diye bir söz var. Çalıştığın zaman Allah veriyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum