Evlilikte denge ve uyum önemli

Evlilikte denge ve uyum önemli

Aile Danışmanı Nazlı Çalışkan, özellikle yeni evlenen çiftlere önemli önerilerde bulundu. Evlilikte denge ve uyumun önemine dikkat çeken Çalışkan, "Evliliğimiz bir yuva mı, yoksa ev arkadaşlığı mıdır?" sorusuna yanıt verdi

Evliliğin püf noktaları hakkında bilgi veren Psikolog ve Aile Danışmanı Nazlı Çalışkan, "Son yılların sık rastlanılan problemlerinden birisi de yuva ve ev arkadaşlığı kavramlarının birbirlerinin yerine kullanılmasıdır. Bu Türkçe'nin bir yanlış kullanımı değil, bunlar yaşadığımız hayatı farklı görüyor olmamızdan kaynaklanan yanlışlardır. Yuva, eşlerin ve çocukların içinde huzur bulduğu, ayrı kalındığı takdirde özlem çekildiği, okul veya iş çıkışlarında hızlı bir şekilde varılmak istenen temeli saygı, sevgi ve güvene dayanan uyum içinde yaşanan bir sistemdir. Ev arkadaşlığı ise, kişilerin birbirini anlamadığı, aynı dili konuşamadığı, paylaşımın olmadığı karşılıklı doyum ve menfaatler üzerine kurulmuş bir sistemdir" diye konuştu.

EŞ SEÇİMİ ÇOK ÖNEMLİ

Milyonlarca kişinin eşleriyle sadece ev arkadaşlığı yaşadığını belirten Çalışkan, "Evliliklerin yuva olarak değil de ev arkadaşlığı gibi görülmesinin nedenlerine baktığımızda, ilk başta eşimizi seçerken hatalar yaptığımız göze çarpıyor. Bir bakıyoruz ki danışmanlık sürecinde hanımefendi yada beyefendi kendilerinde olmayan ya da taşıyamayacakları özelliklere sahip kişileri zamanında eş olarak seçmişler. Bayan ilkokul mezunudur ama üniversite mezunu eş isteyip evlenmiştir, çiftlerden biri romantik olmadığı halde romantik bir kişiyle evlenmiştir. Ya da sorumluluk sahibi değildir eşlerden biri prensipli sorumluluk sahibi bir kişiyle evlenmiştir. Dış görünümüne önem vermeyen bir kişidir gayet bakımlı bir eşle evlenmiştir. Bunun gibi binlerce çift eşini seçerken ilk yapması gereken kendini tanıması ve daha sonra bir erkekte veya kadından neler beklediğini tanımalı ve son olarak da ben bu kişiyi taşıyabilir miyim diye sorgulamalıdır. Evliliklerin olmazsa olmazı denge ve uyumdur" sözlerini kullandı.

AŞK İDEOLOJİSİNE KAPILDILAR

"Çiftler, son yıllarda medyanın da etkisiyle bir aşk ideolojisine kapıldı" diyen Çalışkan, şunları söyledi: "Çiftler evliliklerinden maximum düzeyde bir beklenti içine girmişlerdir. Beklenti düzeyi yüksek olduğundan dolayı da eşlerinin mutluluk için attıkları küçük adımları göremez olmuşlardır. İnsan doğası gereği atmış olduğu küçük adımlar takdir edilmedikçe adımları atmaya devam etmeyecek ve ya bir diğer ihtimal o adımları takdir gördüğü başka kişilere atmaya başlayacaktır. Evliliklerimizden beklentimizi azalttığımız zaman mutlulukta beraberinde gelecektir. Yuva kurmayı beceremeyen çiftler birbirinin dilini anlamıyor. Aynı evin için adeta erkek Fransızca kadın Almanca konuşuyor. Birbirlerini anlamıyorlar. Dertlerini, sıkıntılarını, mutluluklarını dile getiremiyorlar. İnsanın temel ihtiyaçlarına baktığımızda ise anlaşılmak göze çarpmaktadır. Eşler aynı dili konuşmaya çalışmalı, birbirini anlamalı."

ÇİFTLERE HEYECAN VERMİYOR

Son dönemde yapılan bir çok evliliğin menfaatler üzerine kurulduğunu ifade eden Çalışkan, sözlerini şöyle tamamladı: "İyi bir iş, güzel bir ev, lüx bir araba, kusursuz bir düğün ailelerinde desteği ile çiftlere daha evlenirken sunuluyor. Bu nedenle çiftlerde iki durum karşımıza çıkıyor. Birincisi birçok şeyi elde eden çiftlerin tek bir yumruk olarak mücadele ederek kazanarak elde etmeleri gereken bir amaç oluşmuyor ve evlilik bireysel olarak çiftlere heyecan vermiyor. İkincisi ise çiftler elde etmeleri gereken şeyleri kolay elde ettikleri için sabretmeyi öğrenemiyorlar. Birbirlerini asıl ihtiyaçları olan sevgi, saygı, güven noktalarında beslemek yerine belirli görevleri yerine getirip ilişkileri adına her şeyi yaptıklarını düşünüyorlar. Erkeğin bütün gün çalışması, lüx bir yaşam sağlaması, eşini çocuklarını kimseye muhtaç ettirmemesi kadının ise, ev işlerini kusursuz yapması, lezzetli yemekler hazırlaması, çocukların öz bakımıyla ilgilenmesi gibi görevlerin yerine gelmesini yuva olmak adına yeterli olacağı düşünülmektedir. Bu sebeple ise kadın veya erkek sevgi ve güven noktasında beslenemedikleri için başka kişilere yönelmeye başlamaktadırlar. Bu şekilde ki yaşam biçiminde meydana gelen aldatmalarda yıkılan biten yuva değil maalesef ki ev arkadaşlığıdır."

KERİM ATICI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.