Eskiden Nerede Ne Vardı? -6-

Eskiden Nerede Ne Vardı? -6-

Merhaba Şehir eki nin bu sayısında Arapoğlu Makası nın eski durumundan bahsedeceğim. 90 yıl önce çekilmiş olan fotoğrafta görülen yapılardan günümüze ne yazık ki sâdece Fransız Katolik Kilisesi ulaşabildi.

2000 yılı başlarına kadar Anavatan Partisi il başkanlığı olan, hâlen İnternet Kafe’nin faaliyet gösterdiği, geçmişte Hıristiyan Avukat ‘Arapoğlu Kosti’ nin konağı burada bulunduğu ve atlı tramvay burada makas değiştirdiği için bu semt yıllardır Arapoğlu Makası olarak anılmaya devam ediyor. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca koruma altına alınan Kosti’nin konağını son olarak, birkaç ay öncesine kadar İhsan Atasağun’a ait bulunan Akçeşme Sokağı’nda ‘Konya Köşk Mutfağı’ olan binanın ilk sahibi Niyazi Terzioğlu’nun oğulları İsmail ve Osman Terzioğlu satın almıştı. Eski Dellal Pazarı’nın bitişiğinde bakkaliye dükkânları bulunan Terzioğlu kardeşler, Alâaddin Bulvarı üzerinde koruma altındaki binanın bahçesi olan alana yıllar önce ‘Terzioğlu Apartmanı’ nı yaptırdılar. Günümüzde lokanta olan yerin bir zamanlar ‘Sanat Okulları mezunları cemiyeti lokali’ olduğu hatırlanacaktır.Soldaki büyük bina ABD’li doktorlar William Dodd ve Dr. Wilfred Post’ın hastanesi idi. Daha önce Kayseri Talas’taki Amerikan Hastanesi’nde görevli ve aslında Hıristiyan misyonerleri olan Dodd ve Post, II. Meşrutiyetin misyoner faaliyetlerine sağladığı güven ortamından istifade ile Mayıs 1911 başında Konya’ya gelip, hastane açmak üzere başvurmuşlar, ancak doktorlar Osmanlı tebaası olmadığı için gerekli izin verilmemiş. Bunun üzerine konu Dahiliye Nezaretine yazılmış ve 24 Mayıs’ta gerekli izinin verilmesi yolunda cevap gelince Dodd ve Post, bu binada 80 yataklı bir hastane açmışlar. 1920’li yılların başındaki tehcir hareketinden sonra hastaneye, bir ara Kız Ortaokulu olan, bugün ise Büyükşehir Belediyesi’nin çöp temizlik araçları deposu olan Zafer Meydanı’ndaki tarihî binada bulunan Kolordu Komutanlığı yerleşmiş.
Fotoğrafta Dr. Dodd ve Dr. Post’un hastanesi ile kilise arasında görülen ‘Şahap Fotoğrafhanesi’ de daha sonra yol açmak için belediye tarafından yıktırıldı. Fransız Kilisesi ile Şahap Fotoğrafhanesi’nin arkasında görülen yüksek bina da “Ermeni Kilisesi” idi. 85 yıl önce şehrimizde 19 Mayıs Okulu civarında yaşayan az sayıdaki Ermeni ailenin ibadet ettiği bu kilisenin de Alâaddin Bulvarı açılırken yıkıldığını öğreniyoruz. Bu kilisenin çatısının üzerinde “Halkevi” nin çatısının bir kısmı görülüyor. Orduevi’nin batısındaki bu bina da 1960 öncesi yıkıma uğramaktan kurtulamadı. Geçmişin Arapoğlu Makası’ndan günümüze kalan tek yapı olan ‘Fransız Katolik Kilisesi’ nde 1922’den önce şehrimizdeki Katolikler ibadet ediyorlar, kız çocukları Altınçeşme önünde üst katında büyük bir salon bulunan 3 sınıflı ‘Fransız Okulu’ nda okuyordu. 1963 yılında şehrimizde 16 Ermeni ailesi ikâmet ediyor ve 2 yıl önce vefat eden papaz vekili Kirkor Özararat’ın yönetiminde Fransız Kilisesi’nde ibadetlerini sürdürüyorlardı. Bu tarihte kilisenin bakımını üstlenen Stepan Keskin, avlu kapısının içinde küçük bir kulübede gömlek dikerek geçimini sağlıyordu. Kaynaklar, azınlıklar Konya’dan ayrıldıktan sonra Fransız Katolik Kilisesi’nde görevli olan rahiplerin Fransız Okulu’nda yatıp kalktığını, 1932’den itibaren ismi “Altınçeşme’ olarak değişen okulda Türk çocuklarının tahsil görmeye başladığını kaydeder. Daha sonra 3 katlı okul yıkılarak yeniden inşa edildi ve Musalla Mezarlığı’nın doğusunda bulunan ‘Cumhuriyet İlkokulu’ da yıkılarak burada tedrisata başladı.
Fransız Kilisesi’nin karşısındaki çeşmenin arkasındaki taş duvarlı arsa Balkanlardan getirilerek şehrimizde iskân edilen Serficeli Osman ağa isminde birisine verildi ve kendisi de zamanla buraya 3 katlı apartman yaptırdı. Altındaki kahveyi bir zamanlar Ramazan isimli birisinin işlettiği apartman günümüzde sendikalar tarafından kiralanmış bulunuyor. Kilisenin karşısında ve bu apartmanın bitişiğinde eskiden “Bahar” adlı bir de lokanta yer alıyordu. Orduevi’nin karşısında kilisenin arka cephesinin yanında ‘Yeni’ ve ‘Şahin’ sinemalarından sonra Hasan Altıoklar ve ortağı Cemal tarafından ‘Saray Sineması’ inşa edilmişti. İkisinin vefatından sonra sinema yıkılarak yerine bugünkü pasaj yapıldı. Sinemanın yanındaki sokaktan inilirken solda yer alan ve halen ‘Meram Halk Eğitim Merkezi’ olan tarihî binaya 60 yıl önce bir ara şimdi ‘Mevlânâ Çarşısı’ inşa edilen yerdeki ‘Yanan hâl’ olarak bilinen 2 katlı taş binanın üzerindeki Askeri Hastane taşındı. Daha sonra burası Askerlik Şübesi oldu ve 1959’da ben asker olduğumda burada faaliyet gösteren şübe daha sonra eskiden ‘Ziyad Ebüzziya Köşkü’ nün bulunduğu sokağın içine nakledildi.
Dr. Dodd ve Dr. Post’tan sonra Kolordu Komutanlığına tahsis edilen hastane binasının önünde görülen arsa 1920’li yıllarda park hâline getirilerek, o tarihteki komutana izafeten ‘Fahrettin Altay Paşa Parkı’ adı verildi. Ortasında havuz bulunan ve ben ortaokul talebesi iken havuzun etrafında güller açan park son zamanlarda bakımsızlıktan mutruk hâle geldiği için semt çocuklarının futbol sahası hâlinde idi ve 1960 öncesinde kaldırılarak arsası satıldı, geniş araziyi alanlar bugünkü mevcut binalarla, yakın zamana kadar faaliyette olan Park ve Rüya sinemalarını inşa ettirdiler. Arapoğlu Makası’ndan kuzeye doğru dönerken Kadı Mürsel Camii’nin sağ karşısında Hükümet Alanı’nda pastanesi bulunan İbrahim Dölen’in apartmanı, bitişiğinde Ahmet Hotamışlı’nın evi, yanında ‘Yanyalı Mustafa bey’ in apartmanı, ‘Rampalı Çarşı’nın yerinde sağ köşede ‘Kadın berberi Cavit ve eşi Ayşe Kıpçak’, sol köşede ‘Ahmet Manav’ın pastanesi’ vardı. Vefat edince pastaneyi oğlu Recep işletmiş, daha sonra el değiştirip, ‘Evin çorba salonu’ olmuştu.
Bu yazı dizisi gelecek nesil için eski Konya ile ilgili olarak kubbede hoş bir seda bırakmayı amaçlarken, bizim kuşağa da geçmişi tekrar yaşatmış oluyor. 
NAİL BÜLBÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.