Eskiden nerede, ne vardı?

Eskiden nerede, ne vardı?

Merhaba Şehir ekimizin 2. sayısında Selçuklu Payitahtı Konyanın 60 yıl öncesini gözler önüne seren Eskiden nerede ne vardı? dizimizde tarihî bir fotoğrafla sizlere merhaba.

Fotoğraf Anıt Alanı’nın çevresini yansıtıyor ve burada bulunan üç önemli yapı; Anberreis Camii, Atatürk Heykeli ve Konya Lisesi, günümüzde de yerli yerinde duruyor. Heykelin konulduğu kaide 1912’de Mimar Muzaffer Bey tarafından “Ziraat Abidesi” olarak yapılmış, üzerine 1926’da Viyanalı heykeltıraş H. Krippel  tarafından  hazırlanan Atatürk heykeli konulmuş. 1883 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Muzaffer Bey, Hendesehane’den (Mühendis mektebi) mezun olmuş, bir müddet İstanbul’da çalışıp, daha sonra Vilâyet Mimarı olarak Konya’ya tayin edilmiş. Ziraat Abidesi’nden ayrı Dar’ülmuallimin (Erkek öğretmen mektebi-Şimdi Konya Lisesi) ve Dar’ülmuallimat (Kız öğretmek mektebi-Şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) binalarının da mimarı olan Muzaffer Bey, 1920 yılında 37 yaşında iken vefat ederek, Sadreddin-i Konevî Türbesi’nin yanına defnedilmiş, ancak daha sonra kabri türbe çevresinde düzenleme yapılırken burada bulunan birçok mezarla birlikte kaldırılmış.
Eskiden millî bayramlarda, bir ziraat beldesi olan Konya’nın özelliklerini sembolize etmesi amacıyla yapılan Ziraat Abidesi’nin 4 köşesinde yer alan Arslan ağızlarından sular akar ve abideye güzel bir görüntü kazandırırdı. Ne hikmetse yıllardır kaideye çevreleyen havuza bir damla su akmadığı gibi, sanırım yetkililer geçmişte su aktığından bile haberdar değiller. 1912’de yapılmış olmasına rağmen kapısında 1889 tarihini taşıyan Lise binasının yapılış sebebi de oldukça ilginç. Şöyle ki; 35. Osmanlı Padişahı V. Mehmed Reşad’ın saltanatında çıkan Balkan Savaşı’nın İstanbul’a sirayet etme ihtimâli üzerine Konya’da bir saray yaptırılarak başşehrin buraya taşınmasına karar verilerek, 1912 rayicine göre 28 bin altına malolan günümüzde Lise’nin faaliyet gösterdiği bina yapılmış. Daha sonra savaş tehlikesi ortadan kalktığı için sarayın Konya’ya naklinden vazgeçilip, bina Dar’ülmuallimine tahsis edilmiş. 1931 yılında ise, Dar’ülmuallimin başka şehire nakledilince 1931’de Karma Ortaokul’daki Lise bu binaya taşınmış.
Bugün Kız Meslek Lisesi’nin olduğu yerdeki köşe başında geçmişte Bego isimli azınlık vatandaşa ait otel bulunuyordu. Cumhuriyet’in ilân edilmesinden sonra Anıt Alanı’nın önemi artmış, Altıoklar, Necati Kaşıkçı gibi eşraftan bazı kimseler meydana bakan evler yaptırarak taşındılar. Ticaret Lisesi de ilk olarak 1947 yılında buradaki 2 katlı bir evde açıldı ve daha sonra okul şimdiki yerine taşınınca ev yıkılarak yerine Meram Belediyesi tarafından Onkoloji Hastanesi yaptırılan Toprak Mahsulleri Ofisi Bölge Müdürlüğü inşa edildi. DSİ. 4. Bölge Müdürlüğü idari binasının bulunduğu yerde 50 yıl önce Kurtuluş İlkokulu yer alıyordu. Meydanın kuzeyindeki Anberreis Camii’nin yerinde Selçuklu döneminde sipahi askerlerinin başı Anber Reis, miladî 1260’lı yıllarda bir cami yaptırmıştı. Zamanla harab olan caminin yerine 1911’de Konya Valisi Arifî Paşa bugünkü çinili camiyi yaptırmış. Anber Reis’in, cami ile Lise arasındaki yolun başında bulunan türbesi de ne yazık ki şehrimizdeki pekçok türbe, mescit ve tekke gibi 1927 yılında alanda düzenleme yapılırken yıktırılmış bulunuyor.
Meydandaki en önemli değişiklik Devlet Tiyatrosu ve önündeki alanda yer alan, ancak 50 yıl önce kaldırılarak, parka dönüştürülen “Millet Bahçesi” dir. Fotoğrafın sağında kemerli taş kapısı görülen, 1912’de Sarayla birlikte inşa edilen, etrafı üzeri demir parmaklıklı duvarla çevrili bahçenin Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’nin yerinde bir de sahnesi vardı ve burada yaz aylarında Ankara, İzmir ve İstanbul’dan getirilen şarkıcılar konser veriyordu. Bahçe 50’li yılların başında kaldırılarak yerine il kitaplığı ve sinema olarak bugün Devlet Tiyatrosu’nun faaliyet gösterdiği bina yapıldı. Taş Kapısı ise, İmam Hatip Lisesi’nin girişine taşındı. Meram Kaymakamlığı önünden Muhacırpazarı’na giren yolun sol köşesindeki 108 sene önce Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa tarafından yaptırılan tarihi çeşme eskiden Lisesi’nin alana bakan bahçe duvarında idi. Arap harfleriyle yazılmış olan kitabesi ve üzerindeki tuğra maalesef kadir kıymet bilmez kişiler tarafından kazınmış bulunuyor.
İstasyona giderken, Söylemez Konağı’ndan gelen yol ile Atatürk Caddesi’nin birleştiği noktada yer alan meydanın bugün DSİ lojmanlarının bulunduğu otlarla kaplı geniş bir bölümünde harap hâldeki taş binaların ve bir değirmenin kalıntıları mevcuttu. Daha sonra 1950’li yıllarda buraya Halk Bankası lojmanı, bahçeli evler ve DSİ. Lojmanları yapıldı. 1947’de kurulan Stadspor’un ilk binası da Meram Kaymakamlığı’nın doğu bitişiğinde bulunuyordu. Kız Meslek Lisesi bitişiğindeki Yonca Apartmanı da inşa edilen ilk çok katlı binalardan birisiydi. Bu apartmanın bitişiğindeki sokağın sol köşesinde bulunan belediye başkanlarından ve eski milletvekili Samet Kuzucu’nun evi de apartman yapılmak üzere yıkılmaktan kurtulamadı. Bitişiğindeki birbirinin benzeri tarihî evlerden sâdece halen BİM’in faaliyet gösterdiği bina kaldı. Karşıda Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bitişik Çocuk Esirgeme Kurumu apartmanı da bilindiği gibi yıkılarak, derme çatma bir araç parkı hâline geldi. 2 taraflı ulu ağaçların sıralandığı İstasyon Caddesi’nde ise, yer yer yıkılmış kerpiç duvarlar uzayıp giderdi. Dönemin DSİ Müdürü Osman Bibioğlu, bir günde ağaçları söktürerek, caddeyi genişletince cadde rağbete bindi.
Bir fotoğrafa bakın, bir de Anıt Alanı ve çevresinin günümüzdeki durumunu karşılaştırın. Sonra da gelecekte alabileceği hâli düşünün. Şehrin görüntüsü değiştikçe nostaljik önemi artıyor değil mi?


NAİL BÜLBÜL
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.