"Erdoğan, Bu Seçime Bulunduğu Makamı Terk Ederek Girmeliydi"

"Erdoğan, Bu Seçime Bulunduğu Makamı Terk Ederek Girmeliydi"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, adil olmayan namüsait şartlarda bir seçimin idrak edildiğini savunarak,"Aday Erdoğan, etik değerleri dikkate aldığımız vakit bu seçime bulunduğu makamı terk ederek...

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, adil olmayan namüsait şartlarda bir seçimin idrak edildiğini savunarak,"Aday Erdoğan, etik değerleri dikkate aldığımız vakit bu seçime bulunduğu makamı terk ederek girmesi gerekirken ki, bu ölçüyü de 30 Mart seçimlerinde kendisi koymuştu. 3 bakanın kanunlara baktığımız vakit istifasını gerektirecek bir husus olmamasına rağmen kendisi etik değildir, deyip seçimlere giderken 3 bakanı istifa ettirmişti. Ama sıra kendisine gelince her değeri ayağının altına aldığı gibi bu değeri de ayağının altına aldı.

Cumhurbaşkanı seçim çalışması kapsamında Erzincan'a gelen Oktay Öztürk, parti binasında basın açıklaması yaptı. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, "10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. Bu vesile ile bütün arkadaşlarımız Türkiye satına dağılmış bir vaziyette. Vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Partili arkadaşlarımızla yöneticilerimizle bir araya gelip değerlendirmeler yapıyoruz. Bu seçimin önemi üzerinde duruyoruz. Malumlarınız ilk defa halk tarafından cumhurbaşkanı seçilecek. İlk defa diyorum hemen itiraz geliyor. Aslında ikinci gibi görünüyor. Kenan Evren de halk oylamasıyla seçilmiştir ama anlam itibariyle bu biraz farklı. İçerisinde bulunduğumuz şartları göz önüne aldığımız vakit bu seçim kendiliğinden bir önem arz ediyor. 12 yıldır iktidar da bulunan bir partinin genel başkanı bugüne kadar elde ettiği güç ile o kadar sarhoş bir hale gelmiş ki, artık meseleyi cumhurbaşkanlığı seçiminden çıkarmış rejim değişikliğine götürüyor. Kendisine her hangi bir yetki verilmediği halde bir yetki talebinde bulunmadığı halde ki bulunduğu halde onun belli prosedürü belli yolları vardır." şeklinde konuştu.

Erdoğan'ın işi cumhurbaşkanı makamından çıkarıp, devlet başkanlığı, başkanlık sistemini getireceği iddiası ile seçime girildiğini anlatan Öztürk şunları ifade etti: "Adil olmayan namüsait şartlarda bir seçimi idrak ediyoruz. Aday Erdoğan, etik değerleri dikkate aldığımız vakit bu seçime bulunduğu makamı terk ederek girmesi gerekirken ki, bu ölçüyü de 30 Mart seçimlerinde kendisi koymuştu. 3 bakanın kanunlara baktığımız vakit istifasını gerektirecek bir husus olmamasına rağmen kendisi etik değildir, deyip seçimlere giderken 3 bakanı istifa ettirmişti. Ama sıra kendisine gelince her değeri ayağının altına aldığı gibi bu değeri de ayağının altına aldı. Devletin bütün imkanlarını kullanmak suretiyle, valisinden, emniyet müdürüne, kaymakamına bütün devletten maaş alan bütün memurlar bir partinin organları gibi çalışır bir vaziyette. Bunun karşısında sadece ve sadece kendi imkanları ile mücadele eden diğer iki aday var. İnşallah diyoruz ki bu yarış sürecindeki adaletsizlik adil bir sonucun ortaya sebebiyet verir. Buna ziyadesiyle ihtiyacımız var. Bugüne kadar kullandığı şiddet dilini ayrımcılık dilini insanları kategorize etme üslubunu inancını Allah korusun bu makama geldiği zaman oraya taşıyacağından hiç endişemiz yok. İçerisinde bulunduğumuz bölgenin şartlarını da göz önüne aldığımız vakit de, bu kitlenin altından kalkabileceği bir yapı değil. Bu endişelerimizi paylaşıyoruz. Her şeye rağmen demokrasinin işlevsellik kazanmasını dikkate alarak inşallah bu yanlışlar sandığa kadar devam eder. Sandıkta milletin gönlüne su serpecek bir netice çıkar. Çünkü birliğe ve beraberliğe ziyadesiyle ihtiyacımız olduğu bir dönemden geçiyoruz. Aday Erdoğan bugüne kadar ülkeyi 36 parçaya bölmüştü. Seçim sürecine girdiğimiz andan itibaren kaybetme korkusu mudur nedir, bu parçaları biraz daha artırmaya başladı. Adeta gözü dönmüş bir vaziyette yeni parçalar ekledi. Dışarıda doğmuşlar, içerde doğmuşlar diye es kaza sizin yakınlarınız dışarıda bir ülkede doğmuş olabilirler ama bu ülkede her hangi bir makama talip oldukları vakit aday Erdoğan’ın hukukuna göre bulun geçerliliği yoktur. Böyle bir zihniyetin Cumhurbaşkanlığı gibi müstesna ve istisnai bir makam da hayatiyetini devam ettirmesini biz memleket açısından fevkalade tehlikeli zararlı görüyoruz ve olmaması gereken bir yapı olarak değerlendiriyoruz."

Cumhurbaşkanlığının istisnai, müstesna bir makam olduğunu vurgulayan Genel Başkan Yardımcısı Öztürk,"İstisnaların arkasından müstesna bir insanın oraya çıkması gerekiyor. Bugüne kadar 12 yıl boyunca nerede bir haksızlık, hukuksuzluk, kanunsuzluk, şaibe var. Hepsinin öznesi olmuş bir insanın bu makamı layıkıyla temsil edemeyeceğini inancını taşıyoruz. Herkese adalet kapılarını açan, hukuku işler hale getiren aday Erdoğan sıra kendisine geldiği vakit, bütün idealleri ayakları altına almıştır. Biz kendisine şunu söyledik. Bütün bu şaibeler ortadayken bunları hukuk açıklığa kavuşturmadan eğer iftira ise müsebbidleri gerekli cezayı görmeden, iftira değilse gerçekliği var ise kendini bu makama layık görmekten imtina ederek bu süreci götürmen gerekirdi. Ama bütün bunları kanun olarak iki dudağı arasından çıkan cümleler ile ifade etmeye çalıştı. Kendisi hakkında ortaya atılan iddiaları bunlar kumpastır, komplo teorisidir, demekle adaleti tecelli ettirdiği inancında. Demokrasilerde böyle bir yok yoktur. Hukuk böyle işlemez. Adalet böyle tesis edilmez. Bütün bu şaibeleri bu iddiaları ortadan kaldırdıktan sonra aday olsaydı, söyleyecek hiçbir lafımız yoktu.

Hakkında bir sürü şüphenin, bir sürü iddianın delilleri ile beraber yalan ve yanlış olduğu açıklığa kavuşturulmamış bir kişinin o makama oturduğunu düşünün. Bu kişinin şahsında Türk milletine, Türk devletine insanların bakışını düşünün, itibarımızı iki paralık ettiği gibi geldiği makamda da itibarımızın iki paralık hali devam edecek. Sadece yüzde 51’in oyunu almak suretiyle bu makama geldiği vakit burada bir hakkın oturabileceğini, Türkiye’ye huzuru getirebileceğine inanamıyoruz." diye konuştu.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.