Erbakan Konya’da dualarla anıldı

Milli Görüş Hareketi Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının 11’inci sene-i devriyesinde Konya’da dualarla anıldı. Anadolu Gençlik Derneği Konya Şubesi Şehitler Gecesi temasıyla Erbakan’ı anma programı düzenledi. Nov Otel’de gerçekleştirilen programa Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Lütfi Yalman, AGD- MGV Eski Genel Başkanı İlyas Tongüç, Necmettin Erbakan Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Gürbüz, Saadet partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, Konya İl Müftü Yardımcısı Abdullah Yalman, Anadolu Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Korkmaz, Cansuyu Konya Temsilcisi İsmail Tozan, Anadolu Gençlik Derneği Konya Eski Şube Başkanı Yusuf Güneş, Konya Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Mehmet Demirel ve çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.

CİHAT EDEN BİR MÜSLÜMAN OLARAK ANILMAK İÇİN ÇALIŞTI

Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Konya Şube Başkanı Ceylani Kılıç, Erbakan hocanın Cihat eden Müslüman olarak anılmak için çalışmalar yaptığını vurguladı. Kılıç, “İlim, fikir, siyaset, devlet ve dava adamı Milli Görüş Lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın vefatının seneyi devriyesindeyiz. Merhum Erbakan Hocamız ülkemizde ve dünyada insanlık için pek çok hayırlı hizmetlere imza atmış, her kesimden ve her görüşten insanların takdirini toplamış ahlak ve maneviyatı önceliğine almış, bir devlet ve millet adamıdır.

Vefatının 11. senesinde ülke ve dünya genelinde yaşanan kaos ve kriz ortamı bir kez daha gösteriyor ki, Erbakan Hocamızın ideallerine ve hedeflerine, dün olduğu gibi bugün daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Merhum Erbakan Hocamız küresel güçlerin insanlık üzerindeki tüm kurgularını, planlarını ve hegemonyalarını deşifre etmiş, milletimizin inancı, tarihi ve milli ruhuyla topyekün kalkınmayı esas alarak, başta Müslümanların, ezilen ve sömürülen tüm insanların kurtuluş reçetelerini bizlere sunmuştur. Merhum Erbakan Hocamız inancımıza sımsıkı sarılmamızı asla pes etmememizi, her ne olursa olsun doğru bildiğimiz yoldan dönmememizi, iyinin, doğrunun, faydalının, adil ve güzelin hâkim olması için gücümüzün sonuna kadar mücadele etmemizi bizlere öğretmiştir. ‘Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, tüfeği değil imanlı ve inançlı gençliğidir.’ Öğretisi bizlere rehber olmuştur. Mazlum toplumlara yeniden kimlik, özgüven kazandırmış ve sivil toplum bilincinin oluşmasını sağlamıştır. Hakkı alınan değil hakkını arayan nesiller yetiştirmiştir. Bu mücadelede ömrünü davası uğruna vakfeden savunan bir adam olmuştur” diye konuştu. 

MİLLİ GÖRÜŞ HAREKATI CİHAT HAREKATIDIR 

Erbakan’ı anma programında konuşan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Lütfi Yalman, “Erbakan’ın imam hatip okullarından, ahlâk ve maneviyattan bahsetmesi, tanıdığımız hocaların, Allah dostu diye bilinen muhterem zevatın onu sahiplenmesi imam hatipliler ve dini hassasiyeti olan Konyalılar üzerinde müthiş bir tesir yapmıştır. Konya’nın o zamanki manevi direklerinden dişçi Mehmet Efendi’nin ifadesi ile: ‘Konya’nın ve Türkiye’nin üzerine Erbakan güneşi doğuyordu.’

Konya’da çok güzel bir manevi hava oluşmuş, imam hatipliler ve yüksek İslam enstitüsü talebe ve hocaları arı gibi çalışıyordu. Bir siyasetçi miting meydanlarında konuşmalarına ilk defa ‘esselamü aleyküm’ diyerek başlıyordu” dedi. Yalman daha sonra Erbakan’ın Cihad şuuru ile çalılaştığını belirterek şöyle konuştu: “ Konya ve Türkiye, siyasette yeni bir bakış ve yeni bir anlayışla karşılaşmıştı. Siyasete nezaket ve seviye gelmiş, yeni kavramlar siyasi arenaya düşmüştü” diyen Yalman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ ‘Milli Görüş’,  ‘renksiz görüş’ ‘Horoz dövüşü’ ‘AB gavur âşıklığı’ ‘Montaj değil, yerli sanayi’ ‘Şahsiyetli dış politika’ ‘sanayide milli hamle’ gibi nice efsane sözler ilk defa Türkiye siyasetinin gündemine düşmüştü. Yüzünü sadece AB’ye ve Batı’ya dönen siyaset, Erbakan Hoca ile Doğu’ya ve Kâbe’ye bakmayı öğrendi. 1974’e kadar Türkiye’den Doğu’ya, İslam ülkelerine hiç uçak seferleri yapılmıyordu. Ancak İsrail’e, Tel Aviv’e uçak seferleri vardı. Erbakan Hoca’nın gayret ve dirayeti ile İslam ülkelerine uçak seferleri başlatıldı. Türkiye’de FKÖ ilk defa büro açtı, bütün İslam ülkelerinde de bürolarının açılmasına öncülük etti. MSP/CHP hükümeti yıkıldı, Milliyetçi Cephe hükümetleri kuruldu. Türkiye’nin ağır sanayi hamlesi başladı. Türkiye; şeker, çimento, kâğıt, tekstil fabrikaları ile adeta donatılıyordu. Konya’da motor ve traktör fabrikası, Ilgın Şeker, Karaman tekstil ve bisküvi, Ereğli tekstil vb. fabrikaları kuruldu. Erbakan Hocamız ve Milli Görüş Harekâtı; yıkılmış bir imparatorluğun, parçalanmış bir İslam coğrafyasının, benliğinden, tarihinden, mukaddesatından, ahlaki ve manevi değerlerinden uzaklaştırılmış nesillerin ve evlatlarının yeniden uyanışı ve şahlanışı için bir ihtiyaçtan doğmuştur. Ve anladık ki; Yozlaşan, Hakk’tan ve halktan kopan, emperyalizm ve Siyonizm’in güdümünde yürüyen bir siyaset ve yönetim anlayışının Türkiye ve İslam coğrafyasındaki ifsatını ve tahribatını durdurmak için zaruretten ortaya çıkmış bir ihlas, ıslah ve cihat harekâtıdır. Bu gençlik İslam Birliği konusunda diretecek, mücadele edecek. Elbette ki bu gençlik hiç kimse konuşmasa iktidarlar dile getirmese bile D-8'ler demeye devam edecektir Allah'ın izniyle. Bizim hareketimiz bir ehlisünnet hareketidir. Şiilerle filan karıştırmaya çalışan aklı evvellere buradan sesleniyoruz. Milli Görüş Harekatı bir ehli sünnet harekatıdır.” 

HOCAMIZN  EN ÖNEMLİ MOTTOSU ÖNCE AHLAK MANEVİYAT DEMİSİYDİ

 Erbakan’ı anma programında konuşan Necmettin Erbakan Üniversitesi Radyo, Televizyon Ve Sinema Bölümü Doç. Dr. Salih Gürbüz, Erbakan’ın siyasal iletişimdi en önemli mottosunun önce ahlak ve maneviyat olduğunu vurguladı. Gürbüz, daha sonra şöyle konuştu:  Erbakan Hoca'nın bütün siyasal iletişiminde en önemli mottolarından birisi ahlak ve maneviyat. Baktığımız zaman günümüz gençliğini, özellikle ahlak ve maneviyat anlamında, sosyal medya çağında, medya ortamında, ciddi anlamda geriye gittiğiyle karşılaşıyoruz.

Evet, her ne kadar teknolojide iletişim ve bilişim teknolojilerinde ileriye gidiyor olsak da maalesef manevi maneviyat ve ahlak anlamında inanılmaz derecede sömürülmekteyiz. Bu sömürüye dur diyebilmek adına da rahmetli Erbakan Hocamız gibi çağlara damga vuran ve bizleri önümüzdeki yılları da çağları da aydınlatacak olan büyüklerin anlatılarından, öğretilerinden sürekli olarak nasiplenmekten geçiyor. Ve bunu sadece böylesi gecelerde senede bir iki gün hatırlamakla da yetinmemek hayatımıza ve fiiliyatımıza yansıtmaktan geçiyor olduğunu söylemek gerekiyor. Erbakan Hoca'mın davasından bahsediyoruz en başta, özellikle şu sözü, ‘Biz insanlığın kurtuluşuna talibiz.’ Erbakan Hoca'mın bir derdi vardı. Biz ne kadar dertliyiz?  Bizim bu çağda biz insanlar olarak en büyük problemimiz ne? Mutsuzluk,  huzursuzluk, stres, depresyon. Sebebi ne bunun? Dertsizliğimiz. Erbakan Hoca'mızın nasihatine gerçekten ve Erbakan Hoca'mız gibi bu şekilde nasihatlere nasihat vermiş büyüklerin nasihatlerine sarılabilseydik. Bizim problemlerimiz olabildiğince az olacaktı. Bu çağ bu kadar problemli bir çağ olmayacaktı. Hepimiz baktığımız zaman kendimize baktığımız zaman ne kadar dertliyiz,  Ne kadar kardeşimiz için dertlenebiliyoruz? Kardeşimiz için üzülebiliyoruz.
‘Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve Müslüman kardeşi için vardır. Biz birbirimiz için varız.’ sloganıyla hareket eden bir insandık. Ve bu mesajı bizlere ulaştırmış ve bizim de bunu yaşayarak diğer nesillere aktarmamızı bizlere nasihat demişti.  Biz ne kadar yaşıyoruz? Ne kadar elimizi taşın altına koyuyoruz, ne kadar gündelik hayatımızda bir kardeşimizin derdine derman oluyoruz. ”

ŞEHADETİ BOŞ BİR İDDİA OLARAK KONUŞAMAYIZ

Bugün şahadet ve cihat gibi kavramların toplumda unutturulmaya çalışıldığına değinen İlyas Tongüç, “Bu gecenin şehitler gecesi olarak anılması hususunda da arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Çünkü cihat kavramları, şahadet kavramları bugün toplumda maalesef unutturulmaya çalışılan, sanki suçmuş gibi aktarılmaya çalışılan şeyler olarak gündemimize çıkarılmaya çalışılıyor.

Böyle bir noktada Anadolu Gençliğin, şehitler gecesi adı altında bu geceyi kutlaması geleceğimiz açısından ve gençlerimizin bu kavramı öğrenmeleri bakımından çok önemli.Şehitler bulundukları dönemin şahitleridirler. Şahadeti boş bir iddia olarak konuşamayız. Bugün Erbakan Hocamızı ve diğer şehitlerimizi konuştuğumuz noktayı iyi anlamak ve nefsimize iyi kabul ettirmek mecburiyetindeyiz. Bu makamı sindirebilirsek bu programın amacı hâsıl olur. Bugün toplumumuzun üzerine kül misali örtülmüş olan örtüyü üflemek suretiyle kaldırmak mecburiyetindeyiz. Çünkü biz şu anda bu değerlere muhatap olan bir topluluk olarak devam eden hayatımız için faydalı işler yapmakla yükümlüyüz” dedi. 

ERBAKAN NERELİSİNİZ DİYE SORSANIZ, SİNOPLULAR BİLE KONYALI DER

Konya’nın Necmettin Erbakan’ın hayatında ayrı bir konuma sahip olduğunun altını çizen Tongüç, “Erbakan hocamızın hayatına baktığımız zaman Konya’nın ayrı bir yeri olduğunu söylemek mümkün. Konya şerefli bir şehrimiz olarak hocamızı bağrına basmış. Konya Erbakan hocamızın memleketi olmadığı halde, memleketli gibidir. Bugün bile Türkiye'nin değişik yerlerinde Erbakan Hoca nereliydi diye sorsanız, doğru dürüst Sinop’tu diyen yoktur. Belki Sinoplular bile çok net söylüyorum, Konyalıdır diyecektir.Bu kadar iç içe, ete, kemiğe bürünmüş bir şekilde belde-i muhayyere olarak karşımıza çıkan bir şehirdir Konya. Mevlana Hazretleri gibi, Konevi Hazretleri gibi, Muhyiddin Arabi gibi daha nice büyük zatların da maneviyattılsımıyla bir mıknatıs gibi çekilip geldiği bu topraklarda bir zamanlar kurtuluş tohumları atıldığını hep birlikte müşahade ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİNİN BURADAN ÇIKMASI TESADÜF DEĞİLDİR

Konya’nın milli görüş davasındaki konumuna da değinen İlyas Tongüç, Anadolu topraklarında imanın diri olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Konya’nın mücahit kardeşlerimizle dolu olduğunu bizatihi biliyoruz. Anadolu’ya da baktığımız zaman imanın fevkalade diri olduğunu görüyoruz. Erbakan hocamızın bu milletin külüne üflesen altından iman çıka sözünü bugün milli gençliğimizin programları vesilesi ile bir kez daha görmekteyiz. Milli görüş hareketinin de varlığının Konya’dan çıkmasının tesadüf olmadığını söyleyebiliriz. Nitekim bu millet var oldukça Fatihler, Erbakanlar da var olmaya devam edecektir. Bu anlayış içerisinde Erbakan Hocamızın da milli görüş mirasını büyük gayretlerle ortaya koyduğunu görmekteyiz. Erbakan hocamız milli görüş mirası ile siyonizmin merkez karargâhını da darmadağın etmiştir.”

SAİT ÇELİK