Enerji milli olmalı

Enerji milli olmalı

Saadet Partisi Konya İl Sekreteri Mehmet Ali Gökçek, Enerji Haftası münasebetiyle basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Gökçek, “Her alanda olduğu gibi enerji alanında da milli kaynaklarımız ve kuruluşlarımız milletimize ait olacak. Bunu başarmal

Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı binasında basın toplantısı gerçekleştirildi. Enerji Tasarrufu Haftası kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Gökçek'in gündeminde enerjinin uluslararası konumu ve insan yaşamı için önemi konuları vardı. Enerjinin üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu dile getiren Gökçek, "Enerji tasarrufu yalnız ülkemiz için değil bütün dünya ülkeleri için ve bütün insanlar, aileler ve toplum için ciddi önemi haiz bir konudur. Saadet Partisi Konya İl Teşkilatı olarak dün de bugünde enerjinin insan için, toplum için, ülkeler için ne kadar önemli olduğunun farkındayız. İnsan hayatı ile birlikte kullanıma başlanan enerji bugün geldiğimiz noktada çok önemli bir konuma oturmuş tabiri caizse dünya yeniden bu nimetin etrafında şekillendirilmektedir" dedi.

İSLAM ÜLKELERİ MÜSTEMLEKE HALİNE GETİRİLDİ

Sanayi Devriminin, enerjinin uygarlıklar için vazgeçilmez bir nimet olduğunun en önemli örneği olduğunu belirten Gökçek, konuşmalarına şöyle devam etti: "Enerji siyasi, teknik, ekonomik gelişmelere yön veren de bir güçtür. Orta Doğu'nun petrolleri 1. Dünya Savaşının çıkarılmasının sebeplerindendir. Yine 1. Dünya Savaşının çıkarılmasının sebeplerinden Osmanlı Devletinin yıkılması, Filistin'de Yahudi devletinin kurulması hedefleri ile Orta doğu ve İslam ülkelerindeki zenginliklerin özellikle petrolün batının eline geçmesi ve ülkeleri adına bu enerji kaynakları işletme planları önemli rol oynamıştır. Bunun için Osmanlı'dan sonra Filistin toprakları İngilizlerin, daha sonra İngilizlerin bu toprakları Yahudilere vermesi ile Yahudilerin eline geçmiş oldu. Birinci Dünya Savaşından sonra batılılar tarafından İslam ülkelerinin, sınırları cetvelle çizilerek müstemleke haline getirildi. İslam ülkelerinin tarihi, kültürel zenginlikleri yağmalandı, petrollerine ve madenlerine el koyuldu. Yüz yılı aşkın bir zamandır bu zenginlikler ABD ve Avrupa ülkelerine taşınmaktadır. İslam ülkelerindeki yüz yıllık bunalım ve kargaşanın sebeplerinden birisi de bu olaydır. Batılılar İslam alemini Lozan'da yapılan antlaşma ile başsız ve sahipsiz bırakınca İkinci Dünya Savaşı ile bugünkü dünya düzenini yani Birleşmiş Milletleri ve arkasından İsrail devletini kurdular. İslam ülkelerini de işbirlikçi yönetimlerle müstemleke haline getirdiler."

İSLAM COĞRAFYASINI GÖZYAŞINA BOĞDULAR

Irkçı emperyalizmin başka hedeflerinin de olduğunu ifade eden Gökçek, "Amaçları tek bir dünya devleti, Hükümeti, tek bir din Siyonizm, tek bir ekonomik merkez bugün ki ismiyle küresel sermaye kurmak için 2000'li yılların başında bir proje uygulamaya koymuştur. Bu proje için, Büyük Orta doğu Projesi ile Fas'dan Endonezya'ya kadar 22 İslam ülkesinin sınırlarının değiştirilmesi, Arap Baharı ile bütün İslam ülkelerinde kaos oluşturmak ve güneş enerjisi projesini yani DESERTEC'i gerçekleştirmek ve Büyük İsrail'in kurulması adına Fırat ile Nil arasındaki toprakların ele geçirilmesi için hep çalışmıştır" dedi. İslam ülkelerinin muazzam nimetlere sahip olduğuna da değinen Gökçek, "DESERTEC Haritasında ki alanlardan altı saatte elde edilecek güneş enerjisi bütün dünyanın bir yılda kullandığı enerjiye denk bir enerjidir. Bu nimetlerin bulunduğu bölgenin tamamı İslam ülkelerine ait. Bu nedenle Siyonist ve Haçlı ittifakı bu nimeti enerjiyi ele geçirmek adına bu bölgeyi Arap Baharı Projesi, Büyük Orta doğu Projesi ile kan gölüne çevirdiler. Türkiye'mizin de Güneş Haritası çıkarılarak en çok güneş alan Antalya-Hatay-Urfa, Güneydoğu, Konya/Karapınar gibi illerimizde çokça arazi satın almışlardır. Bu bölgedeki çözüm sürecinin altında yatan gerçek budur. Uygulana sürece çözüm süreci değil, Merhum Erbakan hocamızın deyimi ile çözülme sürecidir, toprağın ayağımızın altından kayma sürecidir” ifadelerini kullandı.

PETROL İŞLETMELERİMİZ YABANCI ŞİRKETLERİN ELİNDE

Türkiye'nin bir enerji koridoru olduğunu söyleyen Gökçek, şöyle konuştu: “Harita da bunu görüyorsunuz. Türkiye, enerji transfer hattıdır. Türkiye petrol ve doğal gazın Avrupa'ya geçiş hattıdır. Türkiye medeniyetler için bir köprüdür. Maalesef enerji alanında da bu noktadayız. Ülkemiz petrol denizi üzerinde yüzüyor deniyor. Açılan kuyular 50 yıl önce ihtiyacın yüzde 5'ini karşılıyordu. Günümüzde de ihtiyacımızın yüzde 5'ini karşılamaktadır. Mevcut petrol işletmesi de yabancı şirketlerin elinde. Ülkemizin madenlerini araştırma ve işletme yetkisi çıkarılan kanunla 50 yıllığına yabancı şirketlere verilmiştir. Petrolün yüzde 95'ini ithal ediyoruz, ham petrolü işleyen rafinerilerimiz yabancılara özelleştirildi. Doğal gazın yüzde yüzünü ithal ediyoruz fakat dağıtım firmaları malum doğal gaz depolarımız bile yok. Şimdi kendimize soralım bu zengin ve kaynakları bol ülkede bu uygulamalarla nereye gidiyoruz?”

EMRE ÖZGÜL merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.