En büyük eğitim ailede

En büyük eğitim ailede

Eğitim Şurası’nda konuşan AGD Meram Şube Başkanı Bekir Tekkaymaz, maddeci düşünen anne ve babaların yaygınlaştığına dikkat çekerek, “Anneler babalar çocukların ilk mektebi olan ailenin bir bireyi ve o mektebin öğreticisidir.Üretken bir nesil yetiştirmiyor

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Eğitim Şurası Zindankale Süleyman Şah Salonu'nda gerçekleştirildi. Programa, ÖĞ-DER Genel Başkan Yardımcısı Kadir Kaya,  ÖĞ-DER Konya Şube Başkanı Yavuz Aydın, Merhaba Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kerem İşkan, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Korkmaz, AGD Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak, Eğitim Bir-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Şenol Metin, akademisyenler ve öğretmenler katıldı. Farklı oturumlar ile gerçekleştirilen program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Şuradaki konuşmacılar, eğitimde yerel problemler, aile, çevre, bilgisayar ve televizyonun eğitime etkisi gibi birçok konuya değindi. Programın açılış konuşmasını ÖĞ-DER Konya Şube Başkanı Yavuz Aydın yaptı. Eğitimde ahlak ve maneviyatın temel prensip olduğunu belirten Aydın, “Her şey insan için, insan da Allah içindir. Eğitim efendimizin sünnetine uygun kurallardan geçmelidir. Meslekleri yıldıza benzetecek olursak, öğretmenlik bir güneştir. Hiçbir meslek ile karşılaştırılamayacak kadar kutsaldır. Çünkü malzemesi insandır. Eğitimcilik çok farklı bir müessesedir. Görüyoruz ki eğitimde istikamet sorunları yaşanıyor. Bu sorunlar batının değerleriyle çözüme kavuşamaz. Bu sıkıntının tek çözümü kendi değerimize ve özümüze dönmektir. Bizim özümüzde iman vardır. Bu vazifeyi en uç noktaya taşımak için bugün bir aradayız” dedi.

GELENEKSEL HALE GELMESİ ANLAMLI

ÖĞ-DER Genel Başkan Yardımcısı Kadir Kaya ise şunları söyledi: “Türkiye'nin birçok ilinde bu programlar gerçekleştirilecek. Farklı farklı görüşlerin programda yer alması bizlerin mesafe alması için yerinde oluyor. Bu programlar ile güzel fikirler ortaya çıkıyor. Yararlı kararlar alınıyor. Bugün ki programda alınacak kararların, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Gönüllü çalışmalar, ahlak ve maneviyat çerçevesinde olunca değerli oluyor. Milli, manevi değerlere kavuşmak, ıslah çalışmaları yapmak için elimizden gelini yapıyoruz. Yeni sistem öğrencilerimizi ve yapımızı ahlak olarak kötüye götürüyor. Bu sıkıntıya hep birlikte dur demek için buradayız.”

MEVCUT HÜKÜMET EĞİTİME ZARAR VERDİ

Daha sonra söz alan Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Biçer,  Konya'nın eğitim potansiyelinin yüksek olduğunu fakat var olan tüm imkanlara rağmen eğitime kattığı niteliğin zayıf olduğunu belirterek,  şunları kaydetti: “Konya'nın eğitim kalitesi düşük. Konya'da eğitim koordinasyonu anlamında büyük eksikleri var. Türkiye'de veya Konya'da nitelik isteyen çocuklara eğitim verecek bir sistem yok. Çoğu insan işsiz. Gençlerimizin psikolojileri bozuldu. Bu olay, Türkiye açısından terörden daha tehlikeli bir boyut alacağa benziyor. Devlet liberal politikaya kaydı.”

AHLAKİ DEĞERLERİMİZİ TAHRİBATA UĞRUYOR

Televizyonun ve dizi kültürünün her geçen gün toplumu daha fazla etkisi altına aldığını ifade eden AGD Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak da, neslin her geçen gün daha da kötüye gittiğini söyledi. Parlak, “Gençliğimiz büyük sıkıntıda. Kitle iletişim araçlarının ve sosyal medyanın böylesine yaygınlaştığı bir dönemde saldırılara açık bir konumdayız. Bu kullanım her yaştan insana tesir etmeyi başardı. Eğitim nereye gidiyor? Elimizden akıllı telefonlar veya tabletler düşmez oldu. İnanç yoksunu, yaratılış gayesini bilmeyen gençlikten millete saadet getirecek çözümler beklememiz çok yanlış. Batıya özenti arttı. Başıboşluk arttı. Genç zihinler abluka altına alındı. Eğitim teorik bilginin ötesine geçemiyor. Kimlik bunalımları arttı. Müfredatın bir ideali yok. Ahlak ve maneviyatlı bir sistem yok. Genç beyinler sanallaştırıldı. Gerçek dünyanın ötesinde bir dünya algısı oluştu gençlerde. Efendimiz Hz. Muhammed'in (S.A.S) hayatı, yaşayışı çocuklara aktarılmalı. Küçük yaşlarda Kur'an-ı Kerim eğitimleri verilmeli. Gençlerin beklentileri karşılanıp, iyi bir iletişim kurulmalı. Gençlik bir kez yaşanır fakat onu da tadında ve sınırında yaşamak gerekir. Bu bilinç tüm gençlere aşılanmalıdır” ifadelerine yer verdi.

ÇOCUKLARIMIZI BAŞKALARINA TESLİM ETTİK

Programda konuşan AGD Meram Şube Başkanı Bekir Tekkaymaz da maddeci düşünen anne ve babaların yaygınlaştığına dikkat çekerek, şunların altını çizdi: “Anneler babalar çocukların ilk mektebi olan ailenin bir bireyi ve o mektebin öğreticisidir. Çocuklar karakter gelişimini 6 yaşında tamamlar. Şahsiyet gelişimi önemli bir olgudur. Anne medeniyetin mayasıdır. Umut nesli yetiştirmek istiyorsak aile olarak bizlere büyük görevler düşmektedir. Maalesef algı farklılaştı. Çocuklarımıza verilen anlamsız isimler çoğaldı. Çocuklarımıza anlamlı isimler koyalım. Nice anneler fatihler yetiştirirken bu durumdan bugün söz etmek neredeyse olağansızlaştı. Çocuklarımızı başkalarına teslim ettik. Çocuklarımız ile beraber olmuyoruz. Üretken bir nesil yetiştirmiyoruz. Donuklaşmış bir yapıya büründük. Çocuklarımızın yanlışlarını görmeyecek kadar körleştik.”

TELEVİZYONSUZ SAATLERE SAHİP ÇIKALIM

Merhaba Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Kanal 42 Haber Daire Başkanı Kerem İşkan ise sosyal medya ve televizyonun eğitim üzerine olumsuz etkilerini anlattı. Gazeteci-Yazar Kerem İşkan, dünyadaki çoğu televizyon camiasının, dizi ve program hazırlayan şirketlerin yüzde 85'inin Musevilerin elinde olduğunu ifade etti. Müslümanlar olarak bazı noktaların kaçırıldığını ve düşmanın hafife alındığını da belirten İşkan, konuşmasına şöyle devam etti: “İnsanlara mesaj vererek, davamızı yaşatacak nesiller yetiştiremedik. Sosyal medya ciddi algıların ve operasyonların yaşandığı bir yer. Düşmanın silahı ile silahlanmamız gerekirken biz bunu başaramadık.  Karşıdaki düşmanı hafife alıyoruz. İnternet'te yayınlanan dizilerin yine yüzde 85'i Ateizmi vurguluyor. Küresel güçler toplumu yönetiyor. İnternet'e veya kitle iletişim araçlarına olan bağlılık her geçen gün artıyor. Televizyonlar inceldikçe insanlar hem bağımlı hale geldi hem de kilo aldı. Sosyal medya kullanımını önlemek kesinlikle ütopik bir yaklaşımdır. Yapılması gereken tek şey kullanım aşamasında bu sıkıntıyı kendi lehimize nasıl çevirebileceğimizdir. Bu araçlar kontrollü kullanılmalıdır. Bunlarla uğraşırken zaman sınırlaması yapmalıyız. İnsanlar kaygılı. İnternet öldürebiliyor. Çocuklar elindeki aletler ile dünyanın en karanlık sokaklarında geziyorlar. Aileler artık sadece yemek yerken beraber vakit geçirebiliyorlar. Herkes televizyonsuz saatlere sahip çıkmalıdır.”

EMRE ÖZGÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.