Eğitim kişilikten başlar
RÖPORTAJ: HÂLİD ŞEN
Lise döneminde öğrencilerin akıl ve duygularının birbirine karıştığını belirten Eğitimci İlhan Yılmaz, “Öğrencilerimize başta manevi değerler eğitimi veriyoruz. Kişilik oturunca öğrenci düşünüyor ki bu dersleri de tamamlamam gerekiyor” dedi
GELENEK DEVAM ETTİRİLİYOR
Enderun okulları Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren bir saray okulu idi.
Devşirilen çocuklar saraya alınarak özel bir şekilde yetiştirilirlerdi. Fatih Sultan Mehmet döneminde geliştirilmişti. Enderûn mektebine alınan çocuklara dini dersler ve müspet ilimlerin yanı sıra Osmanlı saray geleneği ve görgüsüyle, protokol kaideleri ve bürokratik işler öğretilirdi. Ayrıca öğrencilere çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi.
MANEVİ DEĞERLERİ ÖNEMSİYORUZ
1996 yılından beri eğitim ve öğretim faaliyetlerine devam eden Enderun Liseleri'nin Müdürü İlhan Yılmaz'dan Enderun misyonunu ve eğitim çalışmaları hakkında bilgi aldık. Lise döneminde öğrencileri emanet aldıklarını ve bu dönemin çok önemli olduğunun altını çizen Yılmaz, “Bu dönemde önce bizi biz yapan manevi değerlerimizin öğretilmesi, değerler eğitimi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Bu eğitim tamamlanınca zaten akademik eğitim daha da kolaylaşıyor” diye konuştu.
**Lise çağındaki gençlerin eğitimi zor mu? Nasıl bir yol izliyorsunuz?
-Eğitim süreci içerisinde 4+4+4 sisteminin biz 3. kısmında devreye giriyoruz. Lise eğitimi çok önemli. Aslında bakıldığında eğitim ana rahminden başlayıp ölüme kadar devam eden bir süreç. Bizler de yetişkinler olarak her gün yeni bir şey öğrenip çocuklarımıza aktarıyoruz. Eğitim verdiğimiz yaş dönemine bakarsak 14-18 yaş arası, halk arasında delikanlılık çağı olarak bilinen bir çağ. Öğrencilerin akıllarının ve duygularının birbirine karıştığı, çeldiricilerin fazla olduğu bir dönemde öğrencilerimiz bizlere emanet ediliyor. Biz bu süreç içerisinde hem başarı, hem de iyi karakterli bir insan olması isteniyor. Biz de çalışmalarımızı bu şekilde iki kapsamda yürütüyoruz. Birincisi bizi biz yapan değerler, manevi eğitim, değerler eğitimi dediğimiz çalışmalar. İkinci olarak öğrencilerimizi akademik olarak hayata en iyi hazırlamaya çalışıyoruz. Özellikle 9. ve 10. sınıfta öğrencilerimizin kimlik bunalımı yaşadığı, akıl ve duygunun birbirine karıştığı bir dönem. Bu dönemde bizler Kur'an eğitimine, Peygamber Efendimizin hayatının aktarılmasını, temel dini bilgileri ders olarak veriyoruz.
DUYARLI BİR KADROMUZ VAR
**Değerler eğitiminin içeriğini biraz daha açar mısınız?
-Fen Lisemizde ve Anadolu Lisemizde haftalık 7 saat dini eğitim veriyoruz. Bunların içerisinde 2 saat Kur'an, 2 saat Araçça eğitimi 2 saat temel dini bilgiler ve siyer 1 saat de din kültürü. Bu eğitim öğrencilerimizin kişiliklerinin ve kimliklerinin olgunlaşmasına katkı sağlıyor. Okulların birde örtük programları var. Bizim öğretmen kadromuz duyarlılığı ve ideali olan bir ekipten oluşuyor. Bu da okulun genel dokusuna yansıyor. Birde danışmanlık sistemimiz var. Her 15 öğrenciye 1 öğretmen ayarlıyoruz. O öğretmen haftalık olarak o öğrencilerimizle bir araya geliyor. Öğrencimiz varsa problemleri bu hocasına aktarıyor. Ciddi sorunlar var ise rehberlik servisimize aktarıyor. Öğrencimize birebir katkı sağlamaya çalışıyoruz. Öğrencilerin kültürel etkinliklerle de kişiliklerin oluşmasına katkı sağlıyoruz. Biz eğitimi sadece öğretim amaçlı düşünen bir okul değiliz. Eğitim ve öğretim beraber yürür. İyi bir kişilik, kaliteli bir insan, onun üzerine iyi bir doktor iyi bir hukuk adamı olsun arzu ediyoruz. Bu çalışmalarla öğrencilerimizde bir olgunluk oluşuyor. Bunun üzerine akademik çalışmalar yapıyoruz.
**Akademik eğitim verirken nasıl bir yol izliyorsunuz?
-Öncelikle bize gelen bir öğrencinin seviyesini belirliyoruz. Durum nedir diye tespitini yapıyoruz. Nasıl kan tahlili yaptırılır ve duruma göre çözümler üretilir aynı şekilde öğrencimizin ihtiyacına uygun çözümler sunuyoruz. Mesela bizim diğer okullarda olmayan bir uygulamamız var. Şu anda okul açılmadı, eğitim öğretim başlamadı ama biz başlattık. Öğrencilerimizin oryantasyonunu sağlama ve bu öğrencilerimizin orta okuldan gelen eksiklerini tamamlıyoruz. Bir ay içerisinde öğrencilerimizi belirli bir seviyeye getiriyoruz. Bu çalışmayı önemsiyoruz, verimini de aldık. Öğretim yılı içerisinde hafta içi yapılan çalışmaları hafta sonları yapılan çalışmalarla destekliyoruz. Hafta sonu da öğrencimizin takip edilmesi belirli bir disiplin oluşturuyor. Öğrencilerde gördüğüm en kritik nokta 'ders çalışma alışkanlığının kazandırılması'. Bir öğrenciye bu alışkanlığı kazandırabilirsek, ondan sonraki süreçte rahat ediyoruz. Bunu bir maraton gibi düşünüyoruz. Az az başlayıp, düzenli olarak çalışma temposunu artırarak bu alışkanlığı kazandırıyoruz. Tabii ki bunun meyvelerini de 11 ve 12. sınıflarda alıyoruz. Ölçme ve değerlendirme birimimize önem veriyoruz. Her 35-40 günde bir öğrencilerimizin durumlarını ölçerek öneriler sunuyor, buna göre bir çalışma sergiliyoruz. 11 ve 12. sınıflarda bu ölçüm biraz daha artıyor. Öğrencimiz de disiplin kazandığı için belirli bir noktaya geliyor.
AĞIR BİR MİSYONUMUZ VAR
**Manevi ve akademik eğitim birbirleriyle bağlantılı mı?
-Tabii ki bağlantılı. Önce kişiliğin oturtulması sonra yükleme yapılması lazım. Türkiye için gençlik önemli bir potansiyel. Bu değerlerimizin kıymetinin bilinmesi lazım. Bizler yıllarca değerlerimizden uzaklaştırılarak yaşadık. Fakat geldiğimiz noktada çok önemli gelişmeler yaşadık. Bu güzel gelişmeleri değerlendirip öğrencilerimize bu havayı veriyoruz. Belli bir süre sonra öğrenci vicdanen otokontrol ile davranışlarına bir çeki düzen veriyor. Kur'an ve dini eğitimlerin yanı sıra örnek olabilecek tanınan şahsiyetleri okulumuza getirerek model kişileri örnek alarak etkilenmelerini sağlıyoruz. Kişilik oturunca öğrenci diyor ki, bu dersleri de tamamlamam gerekiyor. Enderun'un da misyonunu anlatarak gençlerimizi özendiriyor, motive ediyoruz. Kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için çok gayret ediyoruz. Yerel ve ulusal basından gazetelere abone olduk. Süreli yayınları takip ediyoruz. Mesela bir öğrencimiz bizden bir yayın istedi diye onu getirtiyoruz. Okulumuzda ticari amaç geri planda. Enderun, devlete üst düzey kaliteli yönetici yetiştiriyordu tarihte. Bu çok ağır bir misyon. Biz bu misyonu Konya'da ne derece yapabilirizin derdindeyiz.
**Okul olarak başarılarınızdan bahseder misiniz?
-Milli Eğitim Bakanlığı'nın önümüze koyduğu 900'e yakın kriter vardı. Biz bu kriterleri tek tek uygulayarak başvurumuzu yaptık ve Türkiye çapında yapılan değerlendirmede 2. olduk. Bu bize çok şey kazandırdı. Okulumuz süreçlerle yönetiliyor. Nedir bu süreçler? Öğrenciye okurken, zamanında müdahale ediyoruz. Sonuç odaklı çalışılırsa sonuç kötü deyip tekrar başa dönmemiz gerekir. Biz süreç odaklı çalışarak sorunu anında yok ediyoruz. Bu tür çeşitli çalışmalarla eğitim kalitemizi artırdık. 2014 yerleştirmelerine baktığımız zaman 11 tıp fakültesi, 7 hukuk fakültesi, 30'dan fazla mühendislik mimarlık ve diğer seçkin bölümlere yerleştirme yaptık. Yerleştirme oranımız yüzde 76-77'yi buldu. Yüksek puan alıp tercih yapmayan öğrencilerimiz de var. Örnek olarak 4 yıl önce 90 binlerde olan bir öğrencimizi 14 binlere, 2 binlere getirmişiz. Bu bizim için önemli. Öğrenciyi aldığınız oran ne, getirdiğiniz oran ne? Özel okullar için en önemli istatistik budur. Yoksa zaten başarılı öğrenciyi alıp yerleştirmenin bir kıymeti yok.
**Üniversitelerden destek alıyor musunuz?
-Bünyemizde bilim danışma kurulumuz var. Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden kıymetli hocalarımızdan destek alıyoruz. 2 yılda bir bilim şenliği düzenliyoruz. Öğrencilerimizin yaptığı proje çalışmaları TÜBİTAK proje yarışmalarına katılıyor. Projelerimize eğitim desteği alıyoruz. Bazen Profesörlerimiz gelip burada anlatıyor, bazen de biz yerinde eğitim aldırıyoruz.
MESLEK SEÇİMİNDE AİLELER BASKIN
**Eğitim sistemimiz sınava dayalı. Meslek seçiminde gençler pek çok yanlışlar yapıyor. Öğrencilere meslek seçimi konusunda nasıl yardımcı oluyorsunuz?
-Haklısınız öğrencilerin meslek seçimi konusunda yanlışlar yapılıyor. Son seneme kadar okuyum da puana göre tercih yaparım anlayışı var. Biz bu anlayışı kırmak için rehberlik servisimizde kişilikleri ölçen, hangi mesleğe yakın olduğunu tespit eden test envanterlerimiz var. Bunları lise 1'den başlayarak uyguluyoruz. Başlangıçta gerekli yönlendirmeleri yapıyoruz. Özellikle vurgulamak istediğim aileler bu konuda çok ön planda. Öğrenciye bırakılsa çok iyi bölümlere, arzu ettiği bölüme gidebilecekken, ailesinin istediği bölüme gidiyor. Okulumuzda da yönlendirmelerimize rağmen bunun örneklerini görüyoruz. Tabi rehberlik envanterlerimizi de önemseyen velilerimiz de var. Velilerimizi bu konuda öğrencileri biraz daha özgür bırakmalarını öneriyorum.
**Sınav sistemleri sık sık değişiyor. Bu kadar sık sistemin değişmesi öğrenciyi etkiliyor mu?
-İlkokul ve orta okulda çok değişiklikler oldu. Lise kısmındaki değişikliklerin çok etkilediğini düşünmüyorum. İlk ve ortaokul çocukları etkilendi değişikliklerden. Lise çağında sınavlar değişse de anlatılan konu aynı, müfredat değişmiyor. Biz öğrencilerimize bunu söylüyoruz. Sınav değişmeyen gerçek. 2 milyon mezun oluyor, yüzde 10'u yerleşiyor. Öğrencinin iyi çalışması ve kendini hazır etmesi önemli olan. Bizim öğrencilerimizin de çok etkilenmediğini gördüm. Değişimden çok korkmamak lazım. Bu sene sistem iyi olabilir ama 2 sene sonra ihtiyaçları karşılayamayabiliyor.
**Mezunlarla ilgili çalışmalarınız var mı?
-Evet, Enderun Mezunlar Derneği'miz var. Bu dernek bizim çok önemli bir ayağımızı oluşturuyor. Bizi temsil ediyor. Öğrencilerimiz mezun olunca bizi bırakmıyorlar, biz de onları bırakmıyoruz. Şu anda gelinen noktada derneğimiz kendi kurumsal yapısını oluşturdu, ayakları üzerinde duruyor. Mezun olan her öğrencimiz doğal olarak Enderun Mezunlar Derneği üyesi oluyor. Akabinde Türkiye'nin seçkin üniversitelerine gidiyor. O üniversitede daha önce mezun ettiğimiz öğrencilerimizle tanıştırıyoruz. Barınma ve diğer konularda yardımcı oluyor. Ayrıca mezunlarımız okulumuzdaki öğrencilere yılda en az iki defa meslekleri hakkında bilgi vermeye geliyor. Bundan meslek seçimi konusunda çok verim aldık. Mezunlarımızla geleneksel olarak her yıl bir araya geliyoruz. Bunun dışında özel buluşmalar da yapıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda İstanbul'daki mezunlarımızla bir araya geldik mesela. Bir bağ, kültür oluştu. Üst yönetimimiz derneğe çok önem veriyor, destekliyor. Onlara da teşekkür ediyorum. Eğitime hepimizin destek vermesi gerekiyor. Çünkü kalkınmanın yolu eğitimden, karakterli, eğitimli insandan geçiyor. Biz üzerimize düşeni yapalım. Çaba bizden takdir Cenab-ı Hakk'tandır.
İlhan Yılmaz Kimdir?
Konya Seydişehir ilçesine bağlı Yaylacık Köyü'nde (Nuzumla) doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Konya merkezde tamamladı. İlk Okul sonrası Hafızlık eğitimi aldı. Lisans eğitimini Kayseri Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde tamamladı. 11 yıl boyunca çeşitli özel okullarda idarecilik görevini yürüttükten sonra 2007 yılında Enderun Liseleri'nde Müdür olarak göreve başladı. Halen müdürlük görevine devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.