'Diplomatlarımıza Doğrultulan Silahlar, Erdoğan'ın Gönderdiği Silahlardır'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Musul'da Türk diplomatlarına doğrultulan silahların hükümetin verdiği silahlar olduğunu iddia ederek, "Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği silahlardır. Günlerden bu yana bu eli kanlı terör örgütünü, 'Ortadoğu politikasında aktif pozisyon alacağız.' diye Türkiye'de eğiten bu hükümet değil mi? Türkiye'deki sığınmacı kampları diye kurdukları kampları da esasen dışarıya kapatıp eğitim kampına dönüştüren bu hükümet değil mi?" dedi.

CHP Balıkesir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen bölge toplantısında, Cumhurbaşkanlığı seçimi konuşuldu. Balıkesir, Çanakkale, Bursa ve Yalova'dan milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanları ve partililerin katıldığı toplantı, Karesi AVM salonunda yapıldı. Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Tezcan, Balıkesir milletvekilleri Namık Havutça, Haluk Ahmet Gümüş ve Ayşe Nedret Akova, Çanakkale milletvekilleri Serdar Soydan ve Ali Sarıbaş, Bursa milletvekilleri Aykan Erdemir, İlhan Demiröz ve Turhan Tayan, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, Manyas Belediye Başkanı Tancan Barçın, Yalova İl Başkanı Özcan Özel, Balıkesir İl Başkanı Muzaffer Mavuk ve çok sayıda partili katıldı.

Açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Mavuk, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görev süresinin 28 Ağustos 2014'te dolacağını hatırlatarak, seçimin önemine değindi. Hükümet ve Başbakan Erdoğan'a yönelik sert eleştirilerde bulunan Mavuk, iç ve dış politikada yaşanan olumsuzluklardan söz etti. Daha sonra söz alan hukuk ve seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, Türkiye'nin önemli günlerden geçtiğini, her gün yepyeni bir olay ve herkesi fazlasıyla üzen bir olayla uyandıklarını söyledi. Musul'da yaşananların sorumlusunun hükümetin sorumsuz dış politikası olduğunu öne sürerek, "Üç yıldır Parlamento kürsüsünden bütün milletvekillerimiz, 'Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sokmayın.' dedik. Şimdi yaşanan tablo, bir tarafta El Kaide, El Nusra ve IŞİD mezhep ve etnik kimlik siyaseti üzerinde, Ortadoğu'da terör bataklığının ortasına dalmış bir Türkiye var. Bugün diplomatlarımıza doğrultulan silahlar, bu hükümetin verdiği silahlardır. Recep Tayyip Erdoğan'ın gönderdiği silahlardır. Günlerden bu yana bu eli kanlı terör örgütünü, 'Ortadoğu politikasında aktif pozisyon alacağız.' diye Türkiye'de eğiten bu hükümet değil mi? Türkiye'deki sığınmacı kampları diye kurdukları kampları da esasen dışarıya kapatıp eğitim kampına dönüştüren bu hükümet değil mi? Kampın kapısını milletvekilimize niye kapattılar? Çünkü korktuğun ve sakladığın bir şey var. El Kaide, IŞİD ve El Nusra gibi ne yazık ki bu çetelerle Türkiye Hükümeti'ni kontrol eden çete ittifak yapmıştır. Liderleri Türkiye'de eğitilmiştir. Ellerine silahlar buradan gönderilmiştir. Sınır kalbura çevrilmiştir. Bugün Türkiye, Ortadoğu bataklığının hedefi haline gelmiştir. 'Şeytanla iş tutan, cehenneme hazır olsun.' diye bir söz vardır. Ortadoğu'da şeytanla iş tutmaya başlarsanız, Ortadoğu cehenneminin orta yerine düşersiniz."

İki ay sonra Cumhurbaşkanlığı için vatandaşların önüne sandığın geleceğini hatırlatan Bülent Tezcan, birilerinin kendi siyasi ikbal ve istikbali için Türkiye'nin demokratik sistemini takrip etmek istediğini söyledi. "Türkiye'yi bir diktatörlüğün pençesinde kıvranır hale sürüklemeye çalışıyor." diyen Tezcan, örgütlü kesimleri dolaştıklarını belirterek, "Nasıl bir Cumhurbaşkanı bulmak istiyorsunuz?" sorusuna aldıkları cevapları aktardı. Hepsinin ortak tarifinin belirli temel noktalarda buluştuğuna işaret etti. İttifakla bütün milleti kucaklayan bir Cumhurbaşkanı istendiğini, çatışma ve nefret dili kullanmayan bir Cumhurbaşkanı istendiğini dile getirdi.

Konuşmanın ardından dört ilin katılımıyla düzenlenen 11. bölge toplantısı, basın mensuplarına kapalı olarak devam etti. CİHAN