Davutoğlu'ndan o uçakla ile ilgili son açıklama

Davutoğlu'ndan o uçakla ile ilgili son açıklama

Dışişleri Bakanı Davutoğlu: Esenboğa Havalimanı'na indirilen Suriye uçağı'nda giden malzemenin mahiyeti zaten alıcı ve gönderici kurumlar açısından çok açıktır'' dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Esenboğa Havalimanı'na indirilen Suriye uçağına ilişkin, giden malzemenin mahiyetinin alıcı ve gönderici kurumlar açısından açık olduğunu belirterek, ''Türkiye attığı her adımda ince eleyip sık dokuyarak uluslararası hukukun ve ulusal mevzuatımızın gereği neyse onu yapar'' dedi.

Davutoğlu, Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumdzija ile baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından yapılan ortak basın toplantısında sorular cevapladı.

Türkiye hava sahasını kulanarak Suriye'ye giderken Ankara Esenboğa Havalimanı'na indirilen Suriye Havayolları'na ait uçağa ilişkin son gelişmelerin sorulması üzerine Davutoğlu, bu konuda gerekli açıklamaların gerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gerekse kendisi tarafından yapıldığını, bunlara eklenecek bir husus bulunmadığını kaydetti.

''Giden malzemenin mahiyeti zaten alıcı ve gönderici kurumlar açısından çok açıktır'' ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:

''Ama şunun bilinerek değerlendirilmesi lazım: Türkiye attığı her adımda ince eleyip sık dokuyarak uluslararası hukukun ve ulusal mevzuatımızın gereği neyse onu yapar. Ne kendi hava sahasının sivil uçuş görünümü altında istismar edilerek sivillere aynen Bosna'da olduğu gibi tarihi şehirlere ve sivillere bombardıman yağdıran bir rejime destek mahiyetinde uçuşların yapılmasına izin verir ne de haksız herhangi bir uçağı indirir.

Ermenistan'dan gelen uçak konusundaki tutumumuz da açık, gördünüz. İnsani yardım mahiyetindeki bir uçuşa hiçbir şekilde engel olmadık. Ama, alıcı ve vericilerin de mahiyeti itibariyle belli olduğu bir konuda ise tutumumuz açıktır. Bundan sonra da bu şekilde tutumumuzu sürdüreceğiz.''

-Karacic'in açıklamaları

Davutoğlu, Lahey'de yargılanan eski Bosnalı Sırp lider Radovan Karacic'in ''Srebrenitsa'da soykırım yapmadığı, aksine halkı koruduğu'' yönündeki açıklamalarını da değerlendirdi.

''Zalimler eğer kendilerinin işledikleri zulmün bile farkında değillerse aslında zihniyetlerinin bütünüyle zulümle bezenmiş olduğunu gösterirler'' diye konuşan Davutoğlu, ''Hepimiz, Karacic'in bir sürü masumun kanına girdiği zulüm yıllarının şahitleriyiz'' dedi.

Davutoğlu, Karacic'in son açıklamalarının, hayatını kaybeden Saraybosnalıların aziz hatırasına en büyük hakaret olduğunu belirterek, ''Karacic'in bu riyakarane ifadelerine karşı tüm Saraybosna ve Bosna Hersek halkı vakur bir şekilde hak ettiği cevabı verdi. Saraybosna bugün dimdik, onurlu bir şekilde ayaktadır, ama Karadzic Lahey'de hesap vermektedir'' diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

''Tarihin bir kuralı var: Zalimler gider, zulme karşı onurlu bir şekilde ayakta duranlar daha sonraki tarihi yazarlar. Nasıl Başçarşı'nın o güzelim kütüphanelerin, camilerin vurulması yüreğimizi yakmışsa şimdi Halep'te Kebir Camii'nin, Ulucami'nin, Emevi Camii'nin, bütün tarihi Halep'in havadan ve karadan uçak ve toplarla bombalanması aynı şekilde yüreğimizde büyük bir ateş yakıyor.''

-Türkiye-Bosna Hersek ilişkileri-

Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki ilişkilerin çok köklü tarihi temellere dayandığını da belirten Davutoğlu, Bosnalı mevkidaşı ile son birkaç ay içinde pek çok uluslararası platformda bir araya geldiğini, bugün de ikili ilişkiler ve Bosna Hersek'teki son gelişmeler konusunda detaylı görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

Lagumdzija ile yarın İstanbul'da düzenlenecek ''Balkan Savaşı'ndan Balkan Barışına'' konulu uluslararası konferansa katılacaklarını belirten Davutoğlu, yarın da diğer meslektaşlarıyla görüşmeleri sürdüreceklerini bildirdi.

Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki diplomatik ilişkilerin 20. yılı olduğuna işaret eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bosna Hersek'in toprak bütünlüğünün korunması, egemenliğinin teminat altında olması, refahının sağlanması hepimiz için hem Balkanlar'daki barış için stratejik bir zorunluluk hem de bütün uluslararası camia için ahlaki bir gereklililiktir.

Bizim için Bosna Hersek'in istikrarı, huzuru ve refahı kendi ülkemizin istikrarı, huzuru, refahı gibi önemlidir. Bu konuda her türlü katkıda bulunmaya hazırız.''

Türkiye'nin Bosna Hersek'in ekonomik kalkınmasına da önem verdiğini belirten Davutoğlu, Türk şirketlerine Bosna'da yatırım çağrısında bulunduklarını, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar dolara çıkması için çalıştıklarını kaydetti.

Türkiye'nin Bosna Hersek'in NATO ve AB üyeliği konusunda da yoğun çaba sarf ettiğini ifade eden Davutoğlu, Bosna Hersek'te geçen hafta yapılan mahalli seçimlerin açık ve şeffaf bir ortamda geçmesinden duyduğu memnuniyeti yineledi.

Davutoğlu, özellikle etnik bir kıyımın yaşandığı Srebrenitsa'da, Boşnakların ortak bir adayla seçimlere girmesinin ve tüm Boşnak partilerin desteklemesi sonucunda Çarim Durakoviç'in seçilmesinin önemli bir başarı olduğunu da söyledi.

Davutoğlu, ''Hiçbir gerekçe Srebrenitsa'da yaşanan soykırımın meşrulaştırılmasına araç kılınamaz. Srebrenitsa halkının iradesi, her zaman o toprağın altında bulunan şehitlerin iradesiyle özdeş bir şekilde Srebtenitsa'da yaşayacaktır'' ifadesini kullandı.

Davutoğlu, ''Balkanların bütün acı hatıraları silerek, geleceğe ümitle bakan bir barış, huzur ve refah havzası olmasına önem veriyoruz. Savaşın acılarının silinmesi ve savaşta evlerinden, yurtlarından ayrılanların geri dönüşleri için Türkiye'nin sağladığı 100 milyon dolarlık kredi konusunda da çok ciddi mesafeler alındı, önemli projeler uygulanmaya başlandı'' diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.