Cumhurbaşkanına mektup!
Cumhurbaşkanına mektup!
Sayın Cumhurbaşkanım, bu köşe yazısını Konya'dan yazıyorum
Teşkilat ile ilgili bazı rahatsızlıkları dile getirmekte fayda var.
Teşkilat denince doğrudan il başkanlığını kastetmiyorum.
Çok kapsamlı yazıyorum.
A'sından Z'sine kadar.
**
24 Haziran seçimlerinde AK Parti Konya'da büyük bir oy kaybı yaşadı.
Oy düşüklüğünün sebepleri, çokça tartışıldı.
Genel itibari ile suç, Tahir Akyürek'in 2. sıradan vekil adayı olarak gösterilmesine bağlandı.
**
Oysa gerçek böyle değildi.
Sayın Akyürek, siyasi olarak liyakatli bir adamdı.
Büyük oy düşüklüğünün tek nedeni Akyürek olamazdı.
Tahir beyin vekil adayı gösterilmesi, oy düşüklüğüne sadece yüzde 1-2 oranında etki etti.
**
Sayın Cumhurbaşkanım;
Referandum ve seçim sürecince çokça saha çalışması ve gözlem yaptım.
Konuşmadığım mesleki örgüt erbabı kalmadı.
Vatandaş, teşkilatın bazı hallerinden şikayetçiydi.
Esnaf ve vatandaş, kendilerini dinleyen bir teşkilatın varlığına ihtiyaç duyuyordu.
Bu konuyu da defalarca yazılarımda dile getirdim.
Ama Angı ve birkaçı dışında dinleyen olmadı, herkes kendi bildiğini okudu.
Üstelik vatandaşa üstten bakan bir tavrın, hayırlı sonuçlar doğurmayacağı da belliydi.
Münakaşaya girmenin doğru olmadığı dönemlerde bile teşkilattan bazıları, adeta kör olmuşcasına neyi savunduğunu bile şaşırdı.
**
Sayın Cumhurbaşkanım;
"AK Parti İl Başkanı Sayın Hasan Angı, bu olayların neresindeydi" derseniz açıklıkla onu da ifade ederim.
Hasan Başkan, katıldığı bütün programlarda vatandaşı dinledi, kimse ile ağız dalaşına girmedi.
Ben, gerçekten buna şahidim.
Bir gün olsun birini de kırmadı hele ki bir gazeteciyi.
Sonuç itibari ile Hasan Başkan, Konya nezdinde fakat genelde yüzde 53'ü temsil ettiğinin farkındaydı.
Oysa daha bu işin farkında olmayan bazıları vardı.
Kraldan çok kralcılar;
Size, il başkanınız Angı'ya, savunduğunuz ideolojiye... Yani aklınıza ne gelirse, hoş olmayan tutumları ile zarar verdiler.
**
Sayın Cumhurbaşkanım;
Sizin halk ile iç içe olun uyarınızı, "Sosyal medya üzerinden klavye mücahitliği yaparak, asarak, keserek, vatandaşı insan yerine koymayarak, haklı eleştirilere kulak tıkayarak, tek doğru benim doğrumdur zihniyetinden sıyrılamadığı için partinize zarar verenler", yerine getirdiğini zannetti, fakat yanıldılar.
**
GAZETECİYİ TEHDİT EDEN BAŞKAN YARDIMCISI!
Bu toplumun gözde temsilcilerinden sadece biri, gazetecilerdir.
Nerede bir eksiklik, yanlışlık, doğru gitmeyen iş varsa, onları vatandaşın huzuru için ortaya çıkarmakla yükümlülerdir.
Ali Dığrak isimli Teşkilattan Sorumlu İl Başkan Yardımcısının, sosyal medya hesabım üzerinden kömür fiyatları ile ilgili fırsatçıları hedef alarak yaptığım paylaşımın ardından, şahsıma tehditvari konuşması, "Tetikçilik yapma Emre beyefendi, Dikkatli yaz, laf ebeliği yapma" gibi ifadeleri kullanması sizin de takdirinizdir kesinlikle kabul edilemez.
Teşkilatın bu isimlere göz yummaması gerekiyor.
Teşkilat mensupları, iktidarı temsil ettiklerini unutmamalıdır.
Seçim döneminde vatandaşı küçümseyen, olmaması gerektiği halde gazetecileri hedef alarak tehdit eden, gazetecileri tetikçilik ile suçlayan bir teşkilatçılık anlayışı olamaz.
Son olarak Sayın Cumhurbaşkanım;
Takdir, yine size ve şehirdeki temsilciniz Sayın Angı'ya aittir.
Politikalar eleştirilir.
Eleştiri de usulüne göre olur.
Ayrıca fırsatçıları da gün yüzüne çıkarmak kadar doğal bir hakkımız daha yoktur.
Ama tüm bunları yaparken, teşkilattan birilerinin hedefine oturtulmak, bizi boşverin okuyucularımıza yapılan çok büyük bir haksızlık ve saygısızlıktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.