Çocuk haczi bir insanlık suçudur!

Türkiye, artan boşanmalarla birlikte bir süredir 'hacizli' çocuklar gerçeğini yaşıyor. Boşanmış ailelerde taraflardan birinin çocuğu diğerine göstermemesi durumunda, anne ya da baba çocuğunu görmek için onu bir eşya gibi 'haczetmek' zorunda bırakılıyor. Türkiye'de 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı yasa ile birlikte aile kurumunun temeline dinamit konuldu. Ebeveynlerin boşanmasında en çok çocuklar mağdur oluyor. İcra yoluyla çocuklarını gören babaların yaşadığı sıkıntılar çözüm bekliyor.  Anne ile babanın “borçlu” ve “alacaklı” şeklinde yazıldığı tutanaklarda, çocuğu haczetmek için “mal müdürlüklerine” para ödemesi yapılıyor. Çocuklar 200 liradan başlayan fiyatlarla haczedilirken, devlet de “eşya yerine konan” çocukların üzerinden para kazanıyor.

ÇOCUĞU ALMAK İÇİN EVE İCRA MEMURU GİDİYOR!

Bu uygulamaya yasayla izin verilirken, haczetme işlemi sırasında çocuğu almak için eve icra memuru, psikolog, polis ile anne ya da babadan biri de gidiyor. Bu sırada icra müdürlüğü memuru tarafından tutulan “Çocuk Teslim Tutanağı”nda, “alacaklı” ve “borçlu” hanelerinde anne ve babanın adı yazılırken, tutanakta ayrıntılı olarak haczin uygulanışı, “Çocuk dışı görünüşü sağlıklı olarak alındı”, “Çocuk, ‘Ben babama/anneme gitmek istiyorum’ dedi” şeklinde ayrıntılı ifadelerle anlatılıyor. Yetkililerden, en büyük zararı çocukların gördüğü bu uygulamanın bir an önce değiştirilmesi ve çocukları yıpratmayacak bir hâl alması bekleniyor.

PARASIZLIKTAN ÇOCUKLARINI GÖREMİYORLAR

Türkiye'nin 7 şehrinde icra yoluyla çocuklarını gören babalar seslerini daha iyi duyurabilmek için bir araya geldi ve dernek kurdu. Türkiye genelinde 40 bin baba icra yoluyla çocuğunu görürken, Konya'da bu rakam 3 bin civarında.  Birçoğu asgari ücretli olan babalar, zaman zaman adliyeye parayı ödeyemediği anlar bile oluyor. Nafaka ve haciz parası altında ezilen bazı babalar büyük  maddi sıkıntı yaşıyor. Parasızlık yüzünden bazı babalar çocuklarını yılda bir defa ancak görebiliyor. Haciz olayının en büyük mağduru ise çocuklar oluyor.

MAĞDUR ÇOCUKLARIN SAYISI 30 BİNİ GEÇTİ

Konya'da geçtiğimiz aylarda kurulan Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği (MA-ÇOBDER) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Köse, "Dernekte şu an 25 üyemiz var. Çünkü mağduriyet çok. Konyamızda bile gözü kapalı 3 bin mağdur çıkar. İnsanlar hakkını arayamıyor. Bu kanunun getirdiği mağduriyetin haddi hesabı yok. Geçen yıl 409 kadın öldürüldü. 2012 yılında çıkan bu yasa aileyi koruma şiddetin önüne geçme amaçlı çıkarıldı. Ama tam tersi bir durum yaşandı. Şiddeti daha da artırıyor. Çocuğunu görmeye giden babaya, kayınlar tarafından, kayınbaba tarafından şiddet uygulanıyor. Bıçak çekiliyor. Adam çocuğunu göremiyor. Asgari ücretle çalışıyor. Ayda 600 TL parayı icra dairesine veriyor. Sonra çocuğu ve eski karısını için nafaka ödüyor. Adamın maaş gitti zaten.  Nafakayı ödemeyince haciz ve hapis cezası var" dedi.

EKONOMİK VE PSİKOLOJİK ŞİDDET GÖRÜYORUZ

Bazı babaların çocuklarını aylarca yıllarca göremediğine dikkat çeken Murat Köse, şunları söyledi:

“Eski eşlerimiz çocuklarımızı göstermediği için babalar olarak onları icra yolu ile görüyoruz. Bu çok utanç verici bir durum. Çocuklarımızla hasret giderebilmek için icraya 300 TL para yatırmamız gerekiyor. Buluşma sabahında arabasıyla önce haciz memurunu, ardından pedagogu alması lazım. İcra memuru, çocuğunu ona ‘haciz tutanağı'yla teslim ediyor. Tutanakta borçlu anne, alacaklı baba, borç miktarı ise ‘çocuk teslimi' şeklinde yer alıyor. Haciz yöntemi hem çocuğa psikolojik şiddet hem de babaya ekonomik ve psikolojik şiddettir."

BU YASAYI AB ÜLKELERİ DESTEKLİYOR

"Çocukların psikolojisini olumsuz etkileyen bu durum fazladan ekonomik külfet oluşturuyor" diyen Köse, "Aracıyla gidenler her seferinde 250 TL, taksi tutmak zorunda kalanlar ise 400 TL'yi gözden çıkarıyor. Kimileri çocuğunu haciz yoluyla almamak için boşandığı eşinin kapısında saatlerce dil dökerken, kimileri parası olmadığı için çocuklarını göremiyor. Türkiye genelinde çocuk hakları ile 7 dernek var. Burada misyonumuz öncelikle mağdur olan çocuklar. Cesaretli adım atamıyorlar. Bazı feminist dernekleri dış ülkeler tarafından fonlanıyor. Bunlardan biri de Hollanda. Bu dernekler aile yapımıza büyük zarar verdi. Bizim derneğimizin maddi bir geliri yok. Sorunları yeteri kadar dile getiremiyoruz" diye konuştu.

AYDA 500 TL DEVLETİN KASASINA GİDİYOR

İcra ve iflas kanunun verdiği fırsatı kullanan kadınların çocukları babalarına göstermemek için her şeyi yaptığını kaydeden Köse, "Boşanan insanlar birbirine karşı iyi düşünceli olmayınca ilk fırsatta bu yasayı kullanıyorlar. Her iki haftada bir çocuğunuzu görmek istiyorsanız Adliye'ye  dilekçe yazacaksınız. 250 TL para yatıracaksınız. Toplamı aylık olarak 500 TL çocuğumuzu görmek için harcıyoruz. Bu devletin kasasına giden para. Bu ticareti bir rant haline geldi. Paran yoksa çocuğunu göremeyeceksiniz. Adliye'de karşı karşıyayız ve ben çocuğumu sevemiyorum. Bu çok trajik bir durum bir baba için. Tek taraflı velayet sistemi zulmü var."

BABA' İMAJI ZAVALLIYA DÖNÜŞÜYOR

"Bu yasa kadını koruma adı altında çıkarıldı. Fakat kadını koruduğu yok aksine çocukları mağdur ediyor" diyen Köse, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Babalar da mağdur oluyor. Gücün ve güvenin sembolü olan babası, çocuğa zavallı bitkin ve çaresiz görünüyor. Aile yıkım yasalarıyla bu ülkenin temelini dinamitlediler. Topla tüfekle bu ülkeyi alamayanlar aile kavramını çökertti. Aile diye bir şey kalmadı. Hollanda kendi keyfi için bu STK'ları fonluyor. Bu yasayı kendi ülkelerinde uygulamıyorlar fakat Türkiye'de uygulanması için dernekleri fonluyor. Hükümetimiz bunlardan çekinmeyecek. Bu sorunun çözümü için bir an önce gerekli adımlar atılmalıdır."

İBRAHİM BÜYÜKEKEN merhabahaber.com