Çayırbağı suyundan, yeni çıktı fırından

Çayırbağı suyundan, yeni çıktı fırından

Sabahları kahvaltı soframızı süsleyen, değişik çeşitleri olsa da özenle yoğrulmuş hamurun pekmezle birlikte kaynatılması sonucu elde edilen simidin hikayesini yarım asırdır bu mesleği yapan Durmuş ustadan dinledik

SİMİT NASIL YAPILIYOR?
Sabahın erken saatlerinde şehrin arka sokaklarında “Çayırbağı suyundan, yeni çıktı fırından, taze gevrek simit” diye çığlık atan çocukların üç beş kuruş okul harçlığı kazanabilmek için sattıkları simidin yapım sürecini 50 yıllık simitçi ustası Durmuş Ercan anlattı. Sofralara sabah simidini yetiştirebilmek için sabahın erken saatlerinde işe koyulduklarını belirten simitçi Durmuş usta, “Simit en çok sabahın erken saatlerinde tüketiliyor. Güne taze ve gevrek bir simit ile başlamak isteyen bir çok kişi simit fırınlarına veya simit satıcılarına akın ediyor. Biz de talep edilen simidi yetiştirebilmek için sabah namazından sonra işe koyuluyoruz. Henüz gün ağarmadan simidin hamurunu yoğuruyoruz. Hamur 45 dakika ile bir saat arasında dinlendikten sonra kıvamına geliyor. Simit için hazır hale gelen hamur gramajına uygun olarak parçalanır. Fitil haline getirilen hamur parçaları yuvarlanarak tekerlek şekli verilir. Daha sonra önceden kaynatılmış olan pekmez kazanına hamurlar atılır. Pekmez kazanı içerisinde hamurlar belli bir süre haşlanır. Pekmez kazanında haşlanan hamur susamlandıktan sonra fırına atılarak odun ateşinde pişirilir ve servise hazır hale gelir” diyerek simit yapım sürecini anlattı.
GERÇEK SİMİT
SADE OLUR
Simitçiliğe 10 yaşındayken başladığını ve tam 50 yıldan bu yana simitçilik yaptığını dile getiren simitçi ustası Durmuş Ercan, son dönemde üretilen farklı simit çeşitlerinin gerçek simidin özelliklerini yansıtmadığını söyledi. Simidin içine peynir, zeytin, patates ve kıyma gibi malzemeler katarak simidi çeşitlendirenlerin sayısının son yıllarda arttığını kaydeden Durmuş ustu, “Gerçek simit sade olur. Çünkü simidin içine konulan peynir, zeytin, patates ev kıyma gibi katkı maddeleri simitle birlikte pişmez. Simidin içi hamur olur. Bu da sağlık açısından ve lezzet açısından da iyi bir sonuç vermez. Diğer simit çeşitleri simitçiktir” ifadelerini kullandı.
KONYA’NIN SİMİDİ
DÜNYACA ÜNLÜ
Konya’nın sade simidinin meşhur olduğunu dile getiren Durmuş usta, “Konya simidi Türkiye’nin her yerinde bilindiği gibi değişik ülkelerden gelen turistlerin de beğenisini toplamıştır. Bir çok turist Konya’ya geldiğinde özel olarak bizi ziyaret etmektedir” dedi. Bundan 6 yıl önce Konya’ya gelen bir Japon turistin kendisine Japonya’da iş teklif ettiğini anlatan Durmuş Usta, yaşının ilerlemesi nedeniyle bu teklifi kabul etmediğini söyledi. İşini iyi yapanların er ya da geç keşfedileceğini dile getiren Durmuş Usta, gençlere işleri ne olursa olsun en iyi şekilde yapmaları tavsiyesinde bulundu.
ODUN ATEŞİYLE
KARDEŞ OLDUK
30 yıldan bu yana simitçilik yaparak geçimini sağlayan Haydar Narin de, hazırlanan simitleri pişirmek için yaz kış demeden sürekli odun ateşi ile yanan simit fırının karşısında durduğunu söyledi. 30 yıldan bu yana simit fırından çalıştığını ve kendisini simit fırını ile kardeş gibi gördüğünü dile getiren Haydar Narin, “Yaz kış demeden yüksek ateşin karşısında durmak zorundayım. Başta çok zorluk çektim ama dile kolay 30 yıldan bu yana simitçilik yapmaktayım. Kışın soğuk havalarda ateşin karşısında çalışıyor olmak avantaj olarak görünse de içinde bulunduğumuz yaz aylarında havanın da sıcak olması nedeniyle oldukça zorlanıyorum. Sürekli su, ayran ve benzeri sıvılar tüketerek kendimi serinletmeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı. 

RASİM ATALAY

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.