Bir nesil yok oluyor

Bir nesil yok oluyor
Ahlak ve maneviyattan yoksun, örf ve adetlerimiz ile bağdaşmayan diziler, özellikle çocuk ve gençleri uçuruma sürüklüyor. Gayrimeşru ilişkileri olağan gösteren diziler, toplumun temel taşı olan aile hayatına da büyük zararlar veriyor

Çocuk ve gençler büyük bir tehlike altında. Televizyon kanallarında boy boy yayınlanan ve lise çağındaki gençleri hedef alan okul dizilerine gün geçtikçe bir yenisi ekleniyor. Kültürümüzle ters düşen bu diziler, çocuk ve gençleri birçok yönden olumsuz etkiliyor. Dizideki yaşantıyı kendi hayatına uyarlamak isteyen gençler, normal yaşamdan kendini soyutlayarak boşluk içine düşüyor.

Dizilerde yayınlanan yanlış birliktelikler, şiddet olayları, emek harcanmadan kısa yoldan para kazanma isteği ve lüks yaşam gibi birçok faktör; genç izleyicileri dönüşü olmayan hatalara sürüklüyor. Bu konudaki rahatsızlıklarını dile getiren uzmanlar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve bilhassa Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)'ün sıkıntı ile yakından ilgilenmesini istiyor.

KÜLTÜRÜMÜZE DİNAMİT KOYDULAR

Gençlere yönelik yapılan okul dizilerinin asıl amacının aile müessesini yıkmak olduğunu söyleyen Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Konya Şube Başkanı Mehmet Parlak, bu olayın aslını 1. Yalta Konferansı sonucunda yeni dünya düzenini kurarken alınan kararlara bağladı. Avrupa Birliği (AB)'nin kendi içinde can çekiştiğini ve çok köklü bir geçmişe sahip olduğumuz halde batı kültürünü kendimize örnek aldığımızı dile getiren Parlak, “Bin yıl İslam'a hizmet etmiş bir ümmet olarak gidip AB kapısında beklemek büyük suç. Dizilerle kültürümüzü yozlaştırmaya çalışıyorlar. Dizilerde gayrimeşru ilişkiler sıradan bir şey gibi veriliyor. Bunların hepsi bilinçli yapılıyor. Çünkü İslam coğrafyasının en büyük dayanağı Türkiye. Bizi tehlike olarak gördükleri için içimizden parçalamaya çalışıyorlar. Aile bir toplumun en önemli yapı taşıdır. Dizilerle aile hayatımıza zarar veriyorlar. Gençleri ve bize ait olan çoğu mirası yok etmek için çabalayıp duruyorlar. Önce ahlak ve maneviyatla bu kötü gidişata dur denilebilir. Çocuklarımıza batı kültürünü yansıtan çizgi sinemaları veriliyor. Geleceğimize ışık tutmuş çok büyük değerlerimiz var. Onların hayatları bu çizgi filmlere konu olabilir. Fetihler, zaferler gençlerimize diziler yoluyla anlatılmalı. TRT, devletin kanalı. Bu konuda gerekli hassasiyeti göstermeli. Aile temeli bu gidişatla önümüzdeki yıllarda kökünden yıkılabilir” dedi.

GENÇLERİMİZİ YANLIŞA SÜRÜKLÜYOR

Bir nesli yok etmenin hırsızlıktan, adam öldürmekten daha tehlikeli olduğunu belirten Parlak, gençleri kurtarmanın peşinde olduklarını ifade etti. “Dinimizde nesil emniyeti var” diyen Parlak, şunları kaydetti: “Şu anki ifsad çok fazla. Kısa sürede kültür oluşturulamazken bu diziler yoluyla hemen bir kültür tarzı kolaylıkla benimsenebiliyor. Diziler, çocuk ve gençlerimizi yanlış şeylerin arkasından götürüyor. Televizyondaki diziler kendine ait bir gerçeklik oluşturarak, gençleri o hayata özendiriyor. Biz ise gençlerimizin okumasından ve eğitilmesinden yanayız. Sosyal ve kültürel etkinlikler ile tarihi ve geleceğini iyi anlamasının tarafındayız. Yozlaşmaya sebep olan eğitim ve kent sistemindeki sorunların bir an önce çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. Neslimizi ahlak ve maneviyattan yoksunlaştıran dizilere karşı ağır yaptırım ve cezalar getirilmesini talep ediyoruz.”

GENÇLERİMİZ GERÇEK HAYATTAN UZAKLAŞTIRILIYOR

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan ve televizyon programları ile ilgili önemli çalışmalar yapan Selçuk Üniversitesi Etkileşim ve Uzlaşım Topluluğu Akademik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, bu programlarla inançsız bir nesil oluşturulmak istendiğini dile getirdi. Gençler üzerinde bu dizilerin birçok olumsuz etkisinin olduğunu da belirten Küçükbezirci, şunları kaydetti: “Eksiğimiz çok fazla. Olaya hak batıl mücadelesi olarak bakmalıyız. Bu dizilere kendini kaptıran gençler, özendiği hayata ulaşmak için her şeyi yapabiliyor. Velilere bu anlamda önemli sorumluluklar düşüyor. Önceden öğütleri nasihatleri evin baş köşesindeki nene dedelerimizden öğrenirken, şimdi evin baş köşesine televizyonlar getirildi. Çocuk ve gençlerimizi ekranlar yetiştirmesin. Tehlikenin farkında değiliz. Diziler, toplumumuzu yanlış yerlere yönlendiriyor. Dizilerdeki giyim, ilişki ve daha birçok şey kültürümüze çok ters.  Dini ve milli bütünlüğümüz ile alakalı değil. Gençlerimiz, sadece dizilere inanmaya başladı.”

EMRE ÖZGÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum