Bir hayat hikâyesi ‘İsmail Aytaç’

Bir hayat hikâyesi ‘İsmail Aytaç’

Yeryüzünde bin bir dert ile uğraşan milyonlarca insan var. Kiminin bir yuvası yok, kimi mutluluğu hiç tatmamış. Kimi gülmeyi unutmuş. İsmail dede de bunlardan sadece biri

88 yaşındaki İsmail Aytaç’ta bu hayatta herkes ile havayı soluyan, aynı amaç için mücadele eden fakat diğerleri kadar şanslı olmayan bir insan. Neredeyse bir asra merdiven dayayan ömrünün büyük bölümünü çalışmakla ve çocuklarına bakmakla geçiren İsmail dede, bu halinden şikâyet etmediği gibi ilerleyen yaşına rağmen mücadele etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Yıllarca acı çekmesine, sayısız dertlerle karşılaşmasına rağmen ne yüzündeki tebessümü atmış bir kenara ne de gülmeyi unutmuş. 8 çocuk, 110 torun. Dile kolay. Neredeyse bir köy nüfusu kadar geniş olan bir ailenin büyüğü olmasına rağmen insanlara hep gülümseyen, hep seven ve hep güvenen İsmail dede bu huyunun mükâfatını da fazlası ile aldığını söylerken, “Çocuklarımın ekonomik durumu biraz iyi olsa bende bilirim yaşıtlarım gibi bir kenara çekilerek son günlerimi huzur içerisinde dinlenerek geçirmeyi. Ama olmuyor. Yaşadığımız ekonomik sıkıntıya bir nebze olsun merhem olmak için çalışmaya devam ederim” dedi. Bu ifadelerin sahibini Konya’da belki görmeyen kalmamıştır. Büyükşehir Belediyesi Yeraltı Çarşısının girişinde selpak mendil, çakmak, kalem gibi ufak tefek şeyleri satarak geçimini sağlıyor İsmail dede. Bunun için biraz daha şanslı olduğunu söyleyen İsmail Aytaç, “Büyütüp yetiştirdiğim çocuklarımın hepsi kendi dertlerinde. Ben onlardan bir şey isteyemem. Hepsinin ayrı bir sevgisi var yüreğimde. Hepsinin büyüttüm, evlendirdim. Bundan da gurur duydum. Ama hiçbir zaman hiç birinden şikâyet etmedim” diyerek çocuklarına ve torunlarına olan düşkünlüğünü gösterdi. Hanımını kaybettikten sonra oğlunun yanında kalmaya başlamış. İsmail Aytaç, 30 sene önce ailesiyle birlikte Van’dan Konya’ya gelmiş. Geliş nedenleri ise işin olmaması ve geçim sıkıntısı. Çocuklarının geleceğini düşünüyor ve topluyor eşyalarını, ekmeğini aramak için Konya’nın yolunu tutuyor. O günleri ise İsmail Aytaç şöyle anlatıyor, “Bundan 30 sene önce Van böyle değildi. Eğer bölgede arsan, evin, işin yoksa yaşamak çok zordu. Çok sayıda genç işsiz geziyordu. Bölgede terörle birlikte ekonomik sıkıntı da vardı. Birçok ailede bu yüzden ayrıldı, memleketinden, toprağından. Tabiî ki bizde baba toprağından iş olmadığı için ayrılmak zorunda kaldık.” Memlekete ise kızının birinin orada olması sebebiyle sene de bir defa Van’a gittiğini söylüyor. Van’a gitmeden de duramadığını anlatan İsmail Aytaç, memleketine gittiğinde hem torunlarını ve kızını gördüğünü hem de memleketinin havasını içine çekerek hasret giderdiğini ifade ediyor. Gece 3’te kalktığını anlatan İsmail Aytaç, kaktıktan sonra abdest alarak, sabah namazını kıldığını ardından da kahvaltıyı yaparak her gün satış yaptığı yere geldiğini aktardı. 10 yıldır aynı yerde satış yaptığını da anlatan İsmail Aytaç, Yeraltı Çarşısı yapılmadan evvel belediyenin önünde satış yaptığını, fakat çarşı yapıldıktan sonra belediye yetkililerinin kendisine çarşının girişindeki şimdiki yeri verdiklerini söylüyor. Bu durumdan da çok mutlu olmuş. Çünkü kışın karından ve yağmurundan korunduğunu söylüyor. Günlük kazancının ise çok fazla olmadığını ifade eden İsmail Aytaç, bazen 10 TL bazen de 20 TL kazandığını bildirerek, ‘boş oturmaktan iyidir’ diyor. En büyük derdinin ise kışın odun kömür derdi olduğunu söyleyen Aytaç, ekonomik nedenlerden dolayı kömür ve odun almakta zorlandığını anlatıyor. Yardım için muhtara gittiğinde ise, muhtarın kendisine, ‘Sen çalışıyorsun. Bir işin var’ diyerek odun ve kömür yardımı vermiyormuş. Halinden memnun olan İsmail Aytaç, biraz da yalnızlıktan dem vuruyor. Eşini kaybettikten sonra yalnızlığa düştüğünü aktarıyor ve bu yüzden de hayatını paylaşacak bir eş aradığını anlatıyor. Sağlığının da evvel Allah yerinde olduğunu aktarıyor. İkinci bir eşi de cebinden çıkarabileceğini söylüyor. Fakat şimdiye kadar ne memlekette ne de Konya’da bir eş bulamadığını dile getirerek, bulduklarının ise kendisine gelmediğine belirtiyor.
HASAN AYHAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.