Bir ailede 4 eczacı

Bir ailede 4 eczacı

36 yıllık eczacı Ahmet Başcı’nın oğlu, kızı ve gelini de eczacı. Yılların eczacısı son dönemde yaşanan sorunlar nedeniyle sıkıntılı. Oğlu Tolga Başcı ise babası gibi uzun yıllar mesleği sürdürmekte kararlı

BABANIN MESLEK SEVGİSİ YÖNLENDİRDİKonya’da 1974’ten bu yana serbest eczacılık yapan Ahmet Başcı’nın oğlu, kızı ve gelini de aynı mesleği icra ediyor. Ahmet Başcı’nın oğlu Tolga Başcı babası gibi Konya’da serbest eczacılık yapıyor. Kızı Elif, İskenderun’da serbest eczacı. Tolga Başcı’nın eşi de kamu eczacısı. Eczacılık mesleğinde iki farklı kuşakta yer alan Ahmet ve Tolga Başcı, mesleklerine ilişkin düşüncelerini yaklaşımlarını bizimle paylaştı. Ahmet Başcı, yaşanan sıkıntıların kendisine mesleği bırakmayı düşündürdüğünü belirtirken oğul Tolga Başcı ise babası gibi uzun yıllar eczacılık mesleğini saygın bir şekilde sürdürmeyi hedeflediğini kaydetti.

“KIZIMIN DA, ECZANEMİN ADI DA ELİF”
* Ahmet Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
- 1950, Konya doğumluyum. Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden 1973 yılında mezun oldum. 1974’te Cumhuriyetimizin 50. yılı anısına Konya’da 50. eczaneyi ‘Elif Eczanesi’ adı altında açarak mesleğe başladım. Eşimle karar vermiştik; ‘kızımız olursa adını Elif koyacağız veya eczane açarsak da ‘Elif Eczanesi’ adını vereceğiz’ diye. Allah her ikisini de nasip etti. 2 çocuğum ve 2 torunum var. Kızım Elif de, oğlum Tolga da benim gibi eczacı. Eczanemiz, 1974-1989 yılları arasında Kunduracılar Çarşısı, Çıkrıkçılar İçi’nde idi. 1989 yılından bu yana Mevlana Çarşısı’nda hizmet veriyorum. 1976 yılından bu ayna Eczacı Odası yönetiminde değişik görevlerde bulundum. Son 5 dönemdir de Haysiyet Divanı Başkanlığı görevini yürütüyorum. 2004-2009 döneminde Ak Parti’den Meram Belediye Meclis Üyeliği yaptım. Sonraki dönemde ise kendi isteğimle aday olmadım.
* 36 yıl önce eczacılık mesleğinin genel durumu nasıldı, şimdi ise durum nasıl?
— 36 yıl mesleğe başladığım tarihlerde ben eczacı olduğumu hissediyordum. Eczacı, farmakolojiyi, ilacın her türlüsünü bilen, hastaların ilaç danışmanlığını yapan kimsedir. Ben o tarihlerde hastalarımla meşgul olabiliyor, ilacı anlatabiliyor, hastalarıma moral verebiliyordu, dertleşebiliyordum. Hastalar, yakın çevresiyle bile paylaşamadığı derdini benimle paylaşabilirdi. Hastalarımızın aile sırlarını bile biliyordum. Bu uzun ve verimli hizmet döneminin neticesi olarak 36 yıllık müşterilerim var. 36 yıl boyunca reçetesiz ayakta kalmamızın sırrı budur. Bugün ise 36 sene sonra hastalarımızla muayene ücreti nedeniyle kavga yapıyor, yukarıda saydığım hizmetlerin hiçbirini yerine getiremiyorum. Eczanede muayene ücreti ile karşılaşan hasta, (ben vermiştim, bu ücret de nereden çıktı?) diyerek tepki gösteriyor. Eczacılık bu değil! O gün ben eczacı olduğumun farkındaydım, bugün ise bedava tahsildarlık yapıyorum! Eczacının vazifesi bu değil. Eczacı insanlara güven telkin etmiştir. Ben iki çocuğumu da yetiştirmiş, eczacı yapmışım ama benim duyduğum hazzı bugün çocuklarım duymuyor. Ben bunun acısını çekiyorum.
Anlaşılan o ki; eczacılık fakültelerinde öğretim müfredatının değişmesi gerekiyor. Eczacılara, ‘şu ilaç ödenir, şu ilaç ödenmez’ eğitiminin verilmesi gerekiyor!
* Mesleğe başladığınız dönemde ekonomik açıdan sıkıntılı değil miydiniz?
— Belki bugünkü gibi para kazanamıyorduk ama o dönemde topluma girdiğimiz zaman saygı görürdük. Kıt imkânlarla mesleğin hazzına varıyorduk. Eczacının değeri vardı. O dönem insanlar kasketini-şapkasını çıkartarak, elindeki sigarayı söndürerek eczaneye girerdi. Şimdi de sigarayı söndürerek giriyorlar ama yasal zorunluluktan!
“KIZIM DA, OĞLUM DA OKULLARINI BİRİNCİLİKLE BİTİRDİ”
* 2 çocuğunuz da sizin gibi eczacı. Bu ilginç bir durum. Çocuklarınızı mesleğe siz mi yönlendirdiniz?
— Bunu istedim ama mesleğe yönelmeleri, aslında çocuklarımın kendi tercihleridir. Kızım Elif, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni 1997 yılında birincilikle bitirdi. Oğlum Tolga da İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden birincilikle mezun oldu. Ben, ‘bir eczacının en azından bir çocuğunun eczacı olması lazım’ derdim. Çünkü böyle olmaz ise, eczacı öldüğünde eczane de kapanır. Ama çocuklar eczacı olursa, eczane de faaliyete devam eder. Allah bana 2 çocuğumun da eczacı olmasını nasip etti. Bundan mutluluk duyuyorum. Oğlum Konya’da, kızım ise İskenderun’da serbest eczacılık yapıyor. Ailemizde eczacı sayısı oğlum ve kızımla sınırlı değil, gelinim de eczacı, SGK’da görev yapıyor.
“BÖYLE GİDERSE ÇOK SEVDİĞİM MESLEĞİMİ BIRAKACAĞIM”
* Eczacılık mesleğinin günümüzde karşı karşıya kaldığı sorunlar göz önüne alındığında geleceği nasıl görüyorsunuz? Mesleği daha uzun yıllar sürdürmeyi düşünüyor musunuz?
— Mesleğin durumunu iyi görmüyorum. Bu nedenle bırakmayı düşünüyorum. Böyle giderse çok sevdiğim mesleğimden ayrılmak zorunda kalacağım. Meslek olarak-manevi anlamda son dönemde epey yıprandık, devam edecek gücü kendimde görmüyorum. Sürekli ihmal ediliyoruz. Sayın Bakan’ın sözüne rağmen eczacının zararının karşılanması için en ufak bir adım atılmadı. 110 TL’ye aldığım ilacı 70 TL’ye satmak zorunda kaldım. Zararım nasıl karşılanacak, mümkün değil! Eczacılık, severek girdiğim, iki çocuğumun da tercih ettiği meslek. Ama bu karmaşadan dolayı bırakıp bırakmama çelişkisi yaşıyorum. Çoğu eczaneyi böyle bir acı son bekliyor. TEB’in verilerine göre bu süreç içerisinde 10 bine yakın eczane kapanabilir.
* Bu kadar dertli olmanızın en önemli nedeni son dönemde ilaç indirimlerinin faturasının eczacılara çıkartılması mı?
— Ticarette kâr-zarar kardeştir. Yeri gelir, zarar de edersiniz. İlaç fiyatlarındaki düşüşe karşı değiliz. Ancak eczacı, bütçe talimatı okumaktan ilaç danışmanlığı yapamaz hale gelmiştir. Bu sistemsizlik, sık sık değişen şartlar, uzun süren belirsizlik beni çok sevdiğim mesleğimden soğuttu. Her sabah eczaneme, ‘bu sabah sistem çalışacak mı, çalışmayacak mı’ korkusunu duyarak geliyorum. 36 yıllık eczacının bu korkuyu yaşamak zorunda kalması olacak iş değil!
* Meslekte önemli bir tecrübeye sahip bir eczacı olarak genç meslektaşlarınıza tavsiyeniz nedir?
— Genç eczacılara tavsiyem; mesleklerini sevsinler. Çünkü günümüzde yaşanan sıkıntılar bir yana, bu meslek onlara para ve saygınlık kazandırıyor. Mesleklerini dürüstlük ve hakkaniyet içerisinde yapsınlar.
**
TOLGA BAŞCI: BABAMIN İZİNDE GİTMEK İSTİYORUM
Başcı Ailesi’nin eczacılık mesleğinde ikinci kuşak temsilcisi Tolga Başcı, 1981 Konya doğumlu. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden 2003 yılında birincilikle mezun olan Tolga Başcı, aynı yıl Konya’da eczanesini açtı. Halen Konya’da serbest eczacılık yapan Tolga Başcı’nın kendisi gibi eczacı olan eşi SGK’da görev yapıyor…
Tolga Başcı şu değerlendirmeleri yapıyor: “Küçük yaşlarımdan itibaren babamın eczanesinde çalışmaya ve mesleği sevmeye başladım. Eğer başarabilirsem, babamın yolunda ilerleyip, aynı dürüstlük ve meslek sevgisi ile eczacılıkta yıllarımı doldurmak istiyorum. Ancak babamın, bu mesleğe 36 yılını vermiş bir insan olarak ‘bırakacağım’ demesi beni çok üzüyor. Çünkü ben onun eczanesinde bu mesleği sevdim. Allah ömür-sağlık verirse babam gibi uzun yıllar mesleği sürdürmek niyetindeyim. Ama uzun yıllardan da önemlisi mesleği etik çerçevede sürdürmeyi tercih ederim. Dürüstlük ve güven konusunda babamın izinde gitmek isterim. Çünkü etik davranmayan, etik sınırların dışına çıkan eczacıların mesleğe verdiği zarar çok fazla. Küçük hesaplar peşinde koşarken saygınlığın yitirildiğinin farkında değiliz.”
 ÇETİN ORANLI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.