Bayramda sıla-i rahim yapalım

Bayramda sıla-i rahim yapalım

NEÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Dinimizde Ramazan Bayramı’na yaratılış bayramı denilir. Bayramlar sıla-i rahim yapmak için büyük bir fırsattır. Bugünlerde yaşlılarımızı ve akrabalarımızı ziyaret edelim” dedi

Kadir Gecesi'nin idrak edilmesinin ardından, Müslümanlar heyecanla Ramazan Bayramı'nı beklemeye başladılar. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan dini takvime göre on bir ayın sultanı 2 Nisan'da ilk orucun tutulması ile başladı. Bir ay boyunca farz olan oruç ibadeti yerine getirildikten sonra 1 Mayıs’ta bayram başlayacak.

DİNİMİZDE RAMAZAN BAYRAMI’NA YARATILIŞ BAYRAMI DENİLİR

Ramazan Bayramının dinimizce önemine değinen NEÜ İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Dinimizde Ramazan Bayramı’na yaratılış bayramı denilir. Hz. Peygamber (a.s) bir rivayette “oruç tutan kimsenin iki sevinç anı vardır. Bunlardan birisi iftarını açtığı zaman, diğeri de Rabbine kavuşma anıdır” buyurmuşlardır. Gerçekten de sabahtan akşama kadar bir Müslüman; yemesini, içmesini, nefsani arzularını bir kenara bırakıyor hem midesine hem organlarına ve hem de kalbine Allah’ın rızasını kazanmak adına oruç tutturuyor. Görev bitince yine O’nun emrine uyarak orucunu açıyor. Bu bir sevinç anı. İkincisi ise, bir ay tuttuğumuz orucun nihâyetinde ‘Rabbimize kavuşmak’ olarak nitelendirilen Ramazan Bayramı’na ulaşma zamanıdır. İşte müminin hayatında bu iki güzel haslet bayram sevinci olarak yorumlanmıştır” diye konuştu.

adsiz-001.jpg

AİLE BÜYÜKLERİ, BAYRAMLARDA MUTLAKA EVDE OLMALIDIR

Aile ortamının çocuklarımızın doya doya mensûbiyet duygusunu içselleştirdiği ve sosyalizasyon sürecine kolayca katıldığı bir ortam olduğunu vurgulayan Altıntaş, “Genç kuşak, birinci ve ikinci neslin hayat tecrübelerinden istifade eder; ailede sosyal, dini, kültürel ve iktisadi alanda sosyal dayanışma örnekleri ve değerlerin aktarımı yaşanır. Bireyin ruhsal gelişimi bu tip aile yapılarında daha sağlıklı ve dengeli bir seyir izler. Böyle bir gelenekle beslenen milletlerin geleceği aydınlıktır. Bu sebeple aile büyükleri, bayramlarda mutlaka evde olmalıdır. Ailede bulunan çocuklarımız bayramların ne anlama geldiğini bütün benlikleriyle içselleştirmelidir. Çünkü gittikçe dindarlık bilincimiz azalmakla kalmıyor, sosyal ilişkiler de, bu gidişattan büyük zarar görüyor” şeklinde konuştu.

GELENEKLERİMİZ YENİ NESİLLERE AKTARMALIYIZ 

“Bayramların, büyüklerimize saygının ve küçüklerimize sevgi, merhamet ve şefkatin öğretildiği en güzel zamanlar olduğuna değinen  Altıntaş, “Müslüman kültüründe ortak ahlâk anlayışı, çocukların anne ve babalarına müteşekkir ve saygılı olmalarını zorunlu kılar. Eğer bayramlarımız gereği gibi değerlendirilmezse, evvela ailede meydana gelecek bu savrulma, içeriden bu kuruma büyük zarar verecektir.  Manevi değer yargılarının askıya alındığı bütün toplumlarda, ailenin iki temel direği olan anne ve babaya karşı saygı ve sevgi bağları zayıflayacaktır. Böylesi sonuçların ortaya çıkmasını, akrabalarla olan ilişkilerin kopmasını istemiyorsak, hele hele çocuklarımızın dini ve millî kimliklerinin zarar görmesini hiç istemiyorsak, mümkün olduğu sürece dini bayramlarımızı bütün aile bireyleriyle birlikte kutlamamız gerekir. Böylece çocuklarımıza bayram coşkusunu yaşatmak suretiyle onların tarihine, kültürüne, değerlerine, milletine, medeniyet ve dinine yabancılaşmamasını sağlamış oluruz” ifadelerini kullandı. 

SAİT ÇELİK 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum