‘başbakan, Kendinden Olmayan Gazetecilere Karşı Kin Ve Nefret İçinde’

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taraf yazarı Amberin Zaman’ı ağır sözlerle eleştirmesi, Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil’in yazısının sansürlendiği iddiaları ve bazı muhalif gazetecilerin işten atılmasını değerlendirdi.

Başbakan Erdoğan’ın Amberin Zaman’a yönelik sözlerini de eleştiren Sertel, “Başbakan, kendinden olmayan gazetecilere karşı çok büyük bir kin ve nefret içinde. Bu davranış artık bitmeli. Bitmezse zaten cumhurbaşkanı seçildi, diliyorum ki ülkemize başbakan olarak seçilecek kişi gazetecilerle anlaşabilen, konuşabilen ve tartışsa bile kin ve nefret duyguları beslemeyen bir başbakan olması. Sürekli gazetecilere hakaret eden, sürekli gazetecileri işinden eden, bir dönem uzun yıllar o kin ve nefret sonucu cezaevinde gazetecileri yatırtan, şimdilerde de kimilerini gözaltına aldırtan dönem bitsin.” dedi. Türkiye’nin bunları haketmediğini dile getiren Atilla Sertel, “Şu an itibarıyla Başbakan, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otururken bile ötekileştirmeyi, ayrıştırmayı, kin ve nefreti taşıyarak yürüyor. Bunun doğru bir davranış olmadığını söylüyorum.” dedi.

‘TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE UGANDA'NIN GERİSİNDE’

Türkiye’nin basın özgürlüğü alanında Afrika ülkelerinin, Uganda’nın dahi altına indiğini savunan Sertel, “Bunu biz söylemiyoruz, bunu uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü söylüyor. Biz bu memleketin evlatlarıyız. Bizim sözümüz de dinlensin istiyoruz ama dinlemeyenler, Anayasa’yı değiştirerek tek adam yönetimine doğru gitmek isteyen bir yapı var. Yeni başbakanla ilgili ikinci dileğim aklıselim olması. Cumhurbaşkanı’nın uydusu değil, ülkenin başbakanı olması” diye konuştu.

‘DİKENSİZ GÜL BAHÇESİ İSTİYORLAR’

Türkiye’de muhalif gazeteci istenmediğini ifade eden Sertel, “Dikensiz bir gül bahçesi istiyor. Kimse eleştirmesin, kimse laf söylemesin. Belli televizyonlar, merkez medya denilen kanallarda hep aynı tipler çıkarılıyor ve hep aynı tipler konuşturuluyor. Bu basın özgürlüğü falan değil. Bu ülkede Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı eleştirmek yasak ama övmek sonuna kadar serbest. Eleştirirsen ceza, işsizlik, mahkeme kapıları var, översen şişkin maaşlar, dolgun bordrolar ve yere göğe koyamadan tüm toplantılarında ve uçaklarda baş tacı edilmek var. Bu bana saray çevresine yakın olanların, dalkavukluk yapanların karnının çok şişkince doyduğunu, diğerlerinin de zulüm, açlık ve sefalete sürüklendiğini gösteriyor. Türkiye’de bu genel yapı bozulmalı ve doğruya doğru eğriye eğri diyen bir yapı olmalı.” dedi. CİHAN