BARİ ŞİİRLERİM YETİM KALMASIN

BARİ ŞİİRLERİM YETİM KALMASIN
5 binin üzerinde şiiri olan ve maddi imkânsızlıklardan dolayı kitap çıkaramayan 81 yaşındaki Konyalı Şair Kul Remzi, ölmeden önce basılı bir kitabını görmek istediğini söyleyerek, "Ben küçük yaşlarda yetim kaldım. Bari şiirlerim yetim kalmasın" dedi

RÖPORTAJ: EMRE ÖZGÜL 

11-3-003.jpg

KİMSEDEN VEFA GÖRMEDİM

"Kul Remzi" mahlası ile şairlik ve yazarlık yapan Mustafa Remzi Samancı, basılı bir kitabını görmeden ölmek istemiyor. Çocukluk yıllarında başlayan şiir ve yazı sevgisini yaklaşık 75 yıldır devam ettiren Kul Remzi, çevresindekilerin ve devlet yöneticilerinin vefasızlığından da dert yanıyor. Konya'nın yaşayan tarihi olan Kul Remzi, "Konya dışına çıkmamak için çok mücadele ettim. Ömrümü Konya'ya ve şiirlerime adadım. Şehrimiz ile ilgili çok güzel bilgiler ve şiirler var elimde. Ölmeden önce bunların yazılı olduğu bir kitabımın olmasını istiyorum. 2 buçuk yaşında babamı kaybettim, sonra da anamı. Kaldım bir başıma. Hayat ile mücadele ettim, çalıştım ve çabaladım. Bir birikimim yok, maddiyatım kitap çıkarmama elverişli değil. Elimdeki bilgilerin ve şiirlerin kaybolmasını istemiyorum. Ben, Konya'ya ve Konya halkına hizmet verdim. Vefa sırası onlarda. Konya'ya büyük mirası vermek için bana uzanacak bir yardım elini bekliyorum. Bu şehrin tarihini ve kültürünü kaybetmemesi lazım. Konya'nın ileri gelenleri benim sesimi duysun" diye konuştu.

 

ANAM YAZDIĞIM ŞİİRE İNANMADI

**Şiir yazma serüveniniz nasıl başladı?

-İsmet İnönü İlkokulu'na gidiyordum. İlkokul 2 veya 3. sınıftaydım. Çok mütevazi bir hocamız vardı. "Hadi Remzi bir şiir yaz" dedi. "Babam köylü, anam Gonyalı. Kader birleştirdi bunları" diye kısa bir şiir yazdım. Yazdığım şiiri öğretmenim ile birlikte ben de çok beğendim. Sevinç içinde koşarak rahmetli anacağımın yanına gittim. "Anne, şiir yazdım, öğretmenim çok beğendi" dedim. Annem de "Hadi lan sen bunu nereden yazacaksın" dedi. "Vallahi ben yazdım" dedim, anneme. Kızdı bana ve ekledi: "Sus bir de yemin etme" dedi. Türkçe dersindeki notum, diğer derslerimin notuna göre çok çok iyiydi. Türkçe öğretmenim, "Seni edebi olarak yetiştirmek istiyorum" dedi. Öğretmenim ile iki arkadaş gibi olduk. O gün öğrendiklerim, bugünüme ayna oldu. Tabi zamanla içimdeki yazma isteğim de artıyordu. Zamanla gece uyurken bile rüyamda şiirler yazmaya başladım ki hala daha bu özelliğim devam ediyor. Hürriyet Gazetesi'nin hayat mecmuası vardı. Oraya bir şiir gönderdim. Hayat Mecmuası'ndan bana bir teklif geldi ve Sedat Simavi bey tarafından denildi ki "Yazılarınıza yer vermek istiyoruz."  Haftada bir yazmaya başladım. Günden güne kendimi daha çok geliştirmeye başladım. Daha sonra Tercüman'da yazmaya başladım. Ahmet Kabaklı ile merhabalaşmaya başladık. İstanbul'a gidip gelmeye başladı. Konya'nın usta kalemleri ile bilgi paylaşımına girdik. Yazı ile tanışmamın kısa hikayesi bu şekilde. Ayrıca çok da okuyordum, hala da okurum. Kendimi sürekli geliştirdim. Araştırmayı da çok severim.

11-2-003.jpg

 

SAKALLI 3 ADAM BANA SU İÇİRDİ

**Şiir veya makale yazmanın bir ikram olduğuna inanıyor musunuz?

 -Kesinlikle. Türkçe öğretmenimin beni keşfetmesinden sonra bir rüya gördüm. Bir nehrin kenarındaydım. 3 tane beyaz sakallı adam geldi fakat ben yüzlerini göremedim. Topraktan yapılmış bir tasla nehirden su aldılar ve bana içirdiler. Ben, o rüyayı gördükten sonra daha çok şiir yazar oldum. İnsan aklına Allah tarafından her şey kodlanmıştır. Önemli olan kodlanan şeylerin üzerindeki tozları silebilmektir. Tozlar silindi mi, her şey gün yüzüne çıkıyor. Dediğim gibi gece 3'te rüyamda bir şiir okurum. Kalkar o şiiri unutmamak için hemen yazarım. Yolda yürürken aklımdan bir şey geçer, gönlümden şiir dökülür. İlham geliyor. Yanımda bu yüzden sürekli kağıt ve kalem taşırım. Kelimeler, ben istemeden geliyor. Bu da Allah'ın bana vermiş olduğu büyük bir ikram tabiki.

ŞİİRLERİM HASTALARA UMUT OLDU

**Yaklaşık 75 yıllık yazı serüveninizde toplamda kaç şiir yazdınız?

-5 binin üzerinde şiirim var. Her konu ile ilgili şiirler yazdım. Tasavvuf konularına da değindim, divan edebiyatı ile ilgili şiirler de yazdım. Şiirlerimi doğaçlama yazıyorum. Şiirde yazdığım kelimelerin nereden geldiğini bilemiyorum. 3+3, 2+5 11 heceyi daha çok yazıyorum. Bir de şarkı sözleri yazıyorum. Belediyelerin koroları sözlerimi şarkı, türkü haline getirdi. Antalya'ya göndermiştim bir şarkı sözü. Bir kadın kardeşimiz, düzenlenen bir programda notasız olarak sözlerimi şarkı haline getirmişti. Antalya'ya gittim, kendim de dinledim. Kadın kardeşimiz, mükemmel seslendirmişti. Bu kardeşimizin kanser olduğunu duydum daha sonra. Kardeşimize moral olsun diye şiirler yazdım ve kendisi kanseri yendi. Şiirlerim, hastalara bile umut oldu. Bu benim için çok daha önemli. 

 

GÖZÜMDEN YAŞ EKSİK OLMUYOR

**Konyalıların size yeterince sahip çıktığını düşünüyor musunuz? Kitap çıkaramadığınız için neler hissediyorsunuz?

-Mahrum kaldığım bir şey var. Ben, Konya'nın öz evladıyım. Şehrim için her zorluğu çekmişim. Konya'dan uzaklaşmamak için bütün gücümü kullandım. Ben, Konya'da kalayım, fikirlerim de Konya'da kalsın diye düşündüm. Konya'yı yeşertmeye çalışıyorum ama artık gücüm yetmiyor. Bana yardım eden yok. Bir Kayseri'yi düşünün. Bu şehirde şairlere destek veriliyor. Yıllardır bir kitap dahi bastıramadım. Yokluğum var. Ben 2 buçuk yaşında babamı kaybettim. Annemi kaybettim, her mücadeleyi kendi başıma yaparak okudum. Hiç bir gelirim yoktu. Rahmetlik annemin çok küçük bir el makinesi vardı. Komşularına entari dikerdi, onlardan aldığı para ile bizi doyururdu. Yokluktan geldim ve hala o yokluğun içinden çıkamadım. Beni duyan yok çünkü ben Konyalıyım. Bu güne kadar yapılmamış bir şeyi yaptım. "Akrostiş şiir antolojisi" oluşturdum. Türkiye çapında yazarlar birliklerinde dahi yok bu çalışma. 300 tane hazır şiirim var. Konya'nın her kesimi ile ilgili şiirlerim duruyor. 22-23 yaşlarında 3-4 kelime yazanlar bile kitap çıkarırken, benim 75 yıllık tecrübem hiç sayılıyor. Ben kimseyi hor görmüyorum. "Hocam, 81 yaşına geldin bir kitap bile çıkaramadın" diyen gençler var. Onların bu ifadelerini duyunca gözlerimden yaşlar akıyor. Sadece benim için değil, benim gibi arkadaşlara da Konya'da hiç sahip çıkılmıyor. Yakın zamanda bir arkadaşım vefat etti. Ölmeden önce o kadar arzu ediyordu ki kitabının çıkmasını fakat nasip olmadı. Maddi imkânım yok benim. Fakat birisi destek isterse ben yine de fikirlerim ile destek vermekten kendimi alıkoymam. Belediyelerimizin hiç mi desteği olmaz? Çok destek istedim, benim bir hayalim var ve gerçekleşmesi için bütün kapıları çalıyorum. Kimseden ses çıkmadı. Ben kapılarına dilenmeye gittim, beni bu hale getirdiler. Üzülüyorum. Hayalimin gerçekleşmeyeceğini biliyorum. 83 yaşındayım, yarına çıkacağım belli mi onu da bilmiyorum. Ben, bugün ölsem Atatürk'ün at ile İstasyona gelişini, Mevlana'nın önündeki İsmet İnönü İlkokulu'nun tarihini kimse bilmeyecek.  Ben, kimseden ekmek parası istemiyor. Devletim karnımı doyurmak için bir ekmek parası zaten bana reva görmüş. İstiyorum ki Konyalılar benim yanımda olsun. Bir etkinliğin içinde kendimi tanıtamıyorum.

 

**Son olarak Konyalılara ne söylemek istersiniz?

-Ben değerimi öldükten sonra alıp götüreceğim. Dünya gözü ile değerimi görmek çok mu? Nuri Kılcı vardı, Aziziye Camii önünde takılırdı hep. Vefat etti, Allah rahmet eylesin. Öldükten sonra bir anma programı yaptılar. Salon doldu, taştı. 20 sene evvel Nuri'ye bu değer verilmedi. İnsan mürüvvetini kendi görmeden, gitmeyecek kardeşim. Vefasızlık var. Toplumumuz diriye vefasız, ölüye vefalı hale geldi. Tarihe sahip çıkılmıyor. Geçen sosyal medya hesabımdan toplumsal duyarlılık ile alakalı bir paylaşım yaptım. İnsanlar, bu duyarlılığı paylaşma konusunda bile duyarsız. Lüften, duyarlılığınızı kaybetmeyin.  

 

**Kul Remzi kimdir?

-Şair Mustafa Remzi Samancı, 1937 yılında Konya'da doğdu. 60 yıllık evli olan Samancı, aynı zamanda 3 çocuk babası. Hayatını yazmaya adayan Samancı, düzenlenen çeşitli etkinliklere konuşmacı olarak davet edildi ve önemli mecralarda yazılar yazdı. 5 binin üzerinde şiir yazan Samancı, aynı zamanda çeşitli koleksiyonlarla da tarihi yaşatmanın mücadelesini vermektedir. Kul Remzi, aynı zamanda köşe yazarlığı da yapmaktadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.