Barakada yaşam mücadelesi

Barakada yaşam mücadelesi

1999 yılına yaşanan Marmara Depreminin ardından Adapazarından Konyaya ailesi ile birlikte gelen Osman Halıcıoğlu (52) derme çatma bir barakada yaşam mücadelesi veriyor. Aile, valilik tarafından ver

1999 yılına yaşanan Marmara Depremi’nin ardından Adapazarı’ndan Konya’ya ailesi ile birlikte gelen Osman Halıcıoğlu (52) derme çatma bir barakada yaşam mücadelesi veriyor. Aile, valilik tarafından verilen minibüsle kağıt toplayarak geçinmeye çalışıyor

 

17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara Depremi’nde Adapazarı’nda bulunan evleri yıkılan ve daha sonra Adapazarı’ndan Konya’ya göç eden Halıcıoğlu ailesi 12 yıldır Konya’da yaşıyor. Konya’ya ilk geldiklerinde Karatay’daki Eski Garaj mevkiinde bulunan eski bir eve yerleşen Osman Halıcıoğlu, evin belediye tarafından istimlak edilerek yıkılması üzerine sokakta kaldı. Kalacak yer bulamayan aile Selçuklu TOKİ’de bir marketin yan tarafına karton ve bez parçalarından yaptıkları barakada kalıyor. Havanın soğuması ile birlikte şartları daha da zorlaşan aile şimdi bu barakada yaşam mücadelesi veriyor. Topladıkları kartonları satarak ve çevredekilerin desteğiyle ayakta duran aile, barakanın kötü bir görüntü oluşturduğu şeklindeki şikayetler nedeniyle belediye ekipleri tarafından yıkılmasından endişe ediyor. Halıcıoğlu ailesinin tek isteği, başlarını sokabilecekleri bir eve yerleşebilmek.

 

‘DEPREMDEN SONRA AİLEM DAĞILDI’

 

Selçuklu TOKİ’nin yakınlarında karton ve bez parçalarından yaptığı barakada yaşayan Osman Halıcıoğlu, “Eşim ve 9 çocuğum ile birlikte 1999 depreminden sonra Adapazarı’nda duramadık. Çünkü orada yaşadığımız her gün depremin izlerini görüyor, aynı felaketi tekrar tekrar yaşıyor gibi oluyorduk. Orada daha fazla kalamazdık. Her gün aynı acıyı hissetmek istemiyorduk. Oradaki her an deprem manzaraları gözümün önünde duruyor, enkaz yığınları arasındaki cesetler hayalime geliyor, acıdan kıvranan insanların çığlıkları kulaklarımda yankılanıyor. Bu nedenle imkansızlıklar nedeniyle hiçbirini okutamadığım 3’ü erkek, 6’sı kız 9 çocuğum ile birlikte Adapazarı’ndan ayrıldık. En büyük oğlum, İzmir’de kağıt topluyor. Diğer oğlum da Konya’da evlendikten sonra kendi evine çıktı ve o da kağıt toplayarak geçinmeye çalışıyor. Kızlarımın her biri bir yere gitti, çoğu zaman onlardan haber dahi alamıyoruz. Eşim Resmiye, en küçük kızım 12 yaşındaki Elif ve en küçük oğlum 5 yaşındaki Kerim ile birlikte buraya yerleştik. Ben de kağıt toplayarak ailemin geçimini sağlamaya çalışıyorum. Yaşımın ilerlemiş olmasından dolayı hiç kimse bana iş vermiyor. Bir şekilde geçinip gidiyoruz ama başımızı sokacak bir evimiz yok. Konya’nın yerlisi olmadığım ve düzenli bir işim olmadığı için kimse evini bana kiralamıyor” diyerek içinde bulunduğu durumu anlattı.

 

AYLIK GELİRİ SADECE 150 LİRA

 

Konya Valiliği’nin yardımları ile kendisine 1979 model bir minibüs verildiğini ve bu minibüsle kağıt ve benzeri atıkları toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını ifade eden Osman Halıcıoğlu, “Marketlerden, hastanelerden ve bazı iş yerlerinden atılan karton kağıtlar ve benzeri çöpleri toplayıp barakamda biriktiriyorum. Aylık ortalama 1-1,5 ton kağıt topluyorum. Bu kağıtları geri dönüşüm tesisleri gelip benden alıyor. 1,5 ton kağıdı satıp 150 TL para alıyorum. Bu para benim neyime yetsin. Ben bununla nasıl ev tutuyum. Kızım Elif okula gidiyor. Şu an burada 4 kişiyiz. Bu para ailemin karnını doyurmaya dahi yetmez. Allahtan buradaki market sahibi bize destek veriyor. Öğlen yemeklerini buradan yiyoruz. Kış geldi, baraka da soğuk olmaya başladı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Allah kimseyi çaresiz bırakmasın” diye konuştu.

 

MUM IŞIĞINDA OTURUYORLAR

 

Elektriği ve suyu olmayan barakada su ihtiyaçlarını da marketten karşıladıklarını söyleyen Halıcıoğlu, elektrik olmadığı için akşam hava karardıktan sonra mum yakarak, mum ışığında oturduklarını söyledi. Hava çok soğuk olduğu zaman dışarıya bir ateş yakıp ateşin yanında sabahladıklarını dile getiren Osman Halıcıoğlu, “Daha önce belediyeler ve kaymakamlıktan yardım yapılıyordu. En azından kötü de olsa başımızı sokacağımız bir evimiz vardı. Buradayken kömür yardımı alıyorduk. Ama şimdi araba verdikleri için yardım da yapmıyorlar. Ben hepsini bir kenara koyup kışı nasıl geçireceğimi düşünüyorum. Şimdilerde hava soğuk da olsa bir şekilde idare ediliyor. Ama kısa bir süre sonra hava iyiden iyiye soğuyacak, yağmur ve kar yağacak. O zaman ben ne yapacağım” dedi.

 

BARAKAYI DA YIKTIRMAK İSTİYORLAR

 

Yaklaşık 5 ay önce yaptığı barakadan da çevredekilerin rahatsız olmaya başladığını bildiren çaresiz baba Osman Halıcıoğlu, “Aslında benim kimseye zararımın olmadığını buradaki herkes öğrendi. Allah razı olsun az çok yardım da yapılıyor. Zaten yardımlar olmasa burada bağıra bağıra öleceğiz. Ama belediyeye burada kötü bir görüntü oluştuğu şeklinde şikayetler olmuş. 3 gün önce bir polis ekibi geldi. Bizden şikayet olduğunu ve barakayı yıkmamız gerektiğini söyledi. Çaresiz kabul ettim, başka çıkar yolu yok zaten. Şimdi zabıta ekipleri ne zaman gelecek diye korkuyla bekliyoruz. Barakayı da elimizden alırlarsa artık minibüsün içine sığınacağız” ifadelerini kullandı.

 

RASİM ATALAY

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.