Baraja takılmayacağız

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Yalman, Bayır Diamond Otel'de her hafta düzenlenen “Merhaba Gazetesi Yazı İşleri Masası Toplantısı”na katıldı. Toplantıda Merhaba Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sarıkulak, Genel Yayın Yönetmeni Recep Çınar, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İbrahim Büyükeken, Yazı İşleri Müdürü Muhammet Gümüş, Haber Müdürü Hâlid Şen, Sayfa Editörü İbrahim Başcı ve Muhabir Emre Özgül, parti çalışmaları hakkında Yalman'dan bilgiler aldı.

FARKLI KESİMLERDEN KATILIMLAR OLACAK

Genel Başkan Yardımcısı Yalman, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na vatandaşın büyük ilgi gösterdiğini söyledi. Siyasette seviyenin çok düştüğünü Karamollaoğlu'nun kutuplaştırıcı değil, kucaklayıcı söylemlerde bulunduğunu vurgulayan Yalman, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da uzlaştırıcı bir yapıda olması gerektiğinin altını çizdi. Önümüzdeki günlerde Saadet Partisi'ne önemli isimlerin katılım sağlayacaklarını dile getiren Yalman, "Şuanda partimizin oy oranı yüzde 7 civarlarında. Belirtmek isterim ki, partimizin baraj sorunu yok" açıklamalarında bulundu.

GÜNEYDOĞU'DA SAADET PARTİSİNE BÜYÜK İLGİ

Güneydoğu'da Saadet Partisi'ne büyük yönelimlerin olduğunu ifade eden Yalman, AK Parti ve HDP'ye olan ilginin bölgede her geçen gün azaldığını konuşmalarına ekledi. "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bozkurt işareti yapması, HDP'nin hendek kazması vatandaşların hoşuna gitmedi" diyen Yalman, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Afrin operasyonuna bölge halkı ilk başta çok ciddi destek verdi. Zaman geçtikten sonra Erdoğan'ın bozkurt işareti yapması,  meseleyi particiliğe çevirmesi Güneydoğu'da yaşayan vatandaşların hoşuna gitmedi. Tüm bunların yanı sıra İstanbul'da yaşayan 800 bin Kürt var. Bu kardeşlerimizin de Saadet Partisi'ne oy vermesi bekleniyor. Ayrıca bölgedeki her bir il bizim için göz bebeğidir."

GİDİŞAT İYİ DEĞİL DEĞİŞİM ŞART

Emniyet ve orduda ciddi bir ulusalcı yapılanmaların olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı şeylere göz yumduğunu hatırlatan Yalman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletten daha çok partisini düşündüğünü belirtti. Bu tutumun Erdoğan'a yakışmadığını ifade eden Yalman, "İslam’ın güncellenmesi konusu da çok sakat bir ifadedir. Ekonomi dar boğazın içinde. Şeker fabrikalarını satma kararı aldılar. Şeker fabrikalarını satmak ihanettir. Fabrikalar dolaylı olarak 12 milyon kişiye hitap ediyor. Saadet Partisi, meclise girse ne olur? Meclis, şuan tamamı ile devre dışı. Her şey tek bir adamın elinde. Meclisin bir ehemmiyeti kalmadı. Gidişat iyi değil. Değişim artık şart" diye konuştu.

Parti olarak hiçbir parti ile ittifak görüşmesi yapmadıklarını özellikle vurgulayan Lütfi Yalman, şunları kaydetti: "Bizim milletvekili olma, bakanlık kapma gibi bir derdimiz yok. Tek derdimiz vatanımız ve ümmet. Hakimler, savcılar şuan hiçbir karar veremiyor. Verenler de suçsuz insanların günahına giriyor. Binlerce insan suçsuz yere içeride yatıyor. İttifak görüşmesi yaparsak, yapacağımız partiye bazı ilkeler sunacağız. Oldu da ittifak görüşmesi yaptık diyelim. Yaptığımız partiye Amerikancılığın olmayacağını belirteceğiz. Avrupa Birliği'ne girebilmek için taviz verilmemesi gerektiğini ifade edeceğiz. Faizle mücadele edebilecek güçlerini sorgulayacağız. AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şu fevriliklerinden vazgeçtiğini görsek ve saydığım maddeleri yerine getirdiğini bilsek başka yere niye gidelim. Şöyle de bir durum var; AK Partiye kapılarımızı tamamen kapatmadık, kapımız gıyadalı durumda."

DEVLET BAHÇELİ'Yİ KURTARMAK İÇİN İTTİFAK YAPILDI

AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin yaptığı ittifak ile ilgili de görüşlerini belirten Yalman, yapılan bu ittifakın Cumhur ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını vurguladı. İttifakın milli olması için bütün partilerin bir araya gelmesi gerektiğini kaydeden Yalman, "İktidar ve muhalefet partileri şuan Saadet Partisi'nin ağzından çıkacak bir cümleye bakıyor. Gözler, partimizde. Partimizin özgül bir ağırlığı var. Yapılan ittifak tamamı ile MHP lideri Devlet Bahçeli'yi kurtarma ittifakı. Seçimlerde yüzde 10 barajına da gerek yok. Her partinin en az mecliste bir tane vekili veya iki tana sözcüsü olması gerekir. Millet, Saadet Partisi'ni mecliste görmek istiyor, öyle de bir gerçek var" dedi.

OHALİN UZAMASI İÇİN GEREKÇE KALMADI

Olağan Üstü Hal (OHAL) ve seçim sisteminin yanlışlıklarından da bahseden Yalman, şunları ifade ederek, konuşmasını noktaladı: "OHAL altında seçim yapılmaz. Kalkması lazım, OHAL'lik bir durum kalmadı. OHAL, istismar ediliyor. Kanunlar çiğneniyor. Suçsuz günahsız insanlar mesleğinden ihraç ediliyor. Mağdurların bir kısmı görevine iade edildi. Bazı kısmı ise mahkemeye bile başvuramıyor. OHAL'de bulunduğumuz için dava açamıyor. Sandıklar taşınacak, seçmen listeleri karıştırılacak. Güneydoğu'da oylar çalınacak kaygısı varsa bu kurallar bir tek Güneydoğu'da yapılsın. Mühürsüz oylar kabul edilebilecek gibi değil. Seçim kanunu gerçekten hileye çok açık. Sandık görevlilerini bile Valiler belirleyecek. Valilerin atamasını kim yapıyor? Bir partinin genel başkanı. Kaygılarımız var."

EMRE ÖZGÜL

Foto altı:

Lütfi Yalman