Aydın Tabip Odası: Devlet Muhtaç Vatandaşın Gelirine Muhtaç

Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, yaptığı yazılı açıklamada hükümetin sağlık politikalarını eleştirdi. Devletin, muhtaç vatandaşın gelirine muhtaç olduğunu iddia ederek, “Devletin muhtaç vatandaşın parasına muhtaç hale gelmesi, cepten yapılan sağlık harcamalarının giderek artması uygulamaları, sağlık hizmetlerinin tamamen özelleşmesi, vatandaşın iliğinin ve kemiğinin paraya çevrilmesi işleminden başka bir şey değildir. Bu kadar vahşi kapitalist uygulamalar ne için yapılıyor? Bu kaynaklar nerelere, kimlere, neye aktarılıyor diye bakınca ise çok daha dramatik sonuçlar görülmekte.” dedi.

Devletin, geliri asgari ücretin üçte birinden daha az olan muhtaç vatandaşların katkı payını ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen bunun uygulanmadığını belirten Oda Başkanı Aydın, "Muhtaç vatandaşların sağlık hizmeti alırken katkı paylarını önce cebinden ödemesi, bilahare bu paraları Sosyal Yardımlaşma Vakfı’ndan tahsil etmeleri istendi. Sağlık kurumları, bu kapsama giren 4 milyon muhtaç vatandaştan, alınan sağlık hizmetinin niteliğine göre 12 ile 50 TL arasında değişen tutarlarda katkı payı tahsil ediyor fakat bugün geldiğimiz uygulama sonucu devletin, vatandaştan bilahare ödeme karşılığında tahsil ettiği paraları ödemediği açıklandı. Bakıldığında devletin vatandaşa verdiği sözü tutmadığı, kendi çıkardığı kanunu bile uygulamadığı veya muhtacın parasına bile muhtaç olduğu görülmektedir. Oysa şu anda Türkiye'de yoksulluk sınırı 4 bin TL, açlık sınırı bin 200 TL, asgari ücret 891 TL.” şeklinde konuştu.

Sağlıkta dönüşümle sağlık harcamalarının giderek arttığını, 2013 yılında 84 milyar 390 milyon liraya ulaştığını kaydeden Aydın, “Sağlıkta dönüşümle bireylerin cepten yaptıkları sağlık harcamaları giderek artmaktadır. Nitekim cepten yapılan sağlık harcamasının, toplam sağlık harcaması içindeki payı 2012 yılında yüzde 15,8 düzeyindeyken 2013 yılında yüzde 16,8 e çıktı. Devletin ise genel sağlık harcaması içindeki payı 2012 yılında yüzde 79,2 düzeyindeyken 2013 yılında yüzde 78,2 düzeyine gerilemiştir. Bu ülkenin emekçileri, kadınları, çocukları ölüm tarlalarına dönen yollarda, madenlerde göçük altında kalırken ve ölürken, emeğinin karşılığı alamazlarken onların alınterleri, gözyaşları maalesef sarayların inşaatında birer tuğla görevi görmektedir. Oysa bu saraylara harcanan paralarla madenlerde işçilerin ölmemesi için 2 bin 550 yaşam odası kurulabilir, 81 ile tam donanımlı ve 100 yataklı devlet hastaneleri yapılabilir, bin 362 adet ilik bankası kurulabilir, 274 tam donanımlı okul kurulabilir, 100 bin öğretmen atanabilir, 92 üniversite inşa edilebilir, asgari ücretli 1 milyon 537 bin 598 emekçinin bir aylık parası verilebilirdi. Sosyal bir devlet, özellikle ülkenin katma değerlerinin paylaşılması noktasında tabandan tavana doğru hakça ve kardeşçe bir paylaşıma giderken asla vicdanını kaybetmemeli, muhtaç vatandaşın lokmasına ortak olmamalı, onun hastalığını gelir kapısı olarak görmemeli, muhtacın yanında yer alabilmelidir.” ifadelerini kullandı. CİHAN