Avrupa Birliği ve Türkiye -17-
AVRUPA BİRLİĞİ VE ERMENİ MESELESİ
Avrupa Birliği tarafından 18 Haziran 1987 tarihinde alınan bir kararla Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni soykırımı yaptığı iddia edilerek, Türk Milleti’ni hedef alan “Ermeni Karar Tasarısı” kabul edilmiştir.
Avrupa Parlamentosunca kabul edilen “Ermeni Karar Tasarısı”nın tam metni şöyledir:
“AT Kültür İşleri Konseyi’nin 13 Kasım 1987 tarihinde, Topluluk toprakları içinde ve dışındaki Avrupa mimarisi eserlerinin korunması yolundaki kararını göz önünde tutarak,
Ermeni halkının tarihini tanımanın Ermenilerin din, dil, kültürel ve etnik alanda bir etnik olarak tanıma anlamına geleceği inancını taşıyarak,
Ermenilerin 1915 olaylarını, Birleşmiş Milletlerin tanımına göre bir soykırım olarak nitelediklerini göz önünde tutarak,
Türk Hükümeti’nin soykırım suçlamasını dayanaksız kabul edip reddettiğini göz önünde tutarak,
Türk Hükümeti’nin bugüne kadar 1915 soykırımını tanımayı reddederek, Ermeni halkını tarihine sahip olma hakkından mahrum bıraktığını göstererek,
Ermeni soykırımının Türkiye tarafından tanınmasının, Ermenileri ahali olarak tatmine yönelik bir hareket olduğu ve bunun tanımının Türk Hükümeti’ni şereflendireceğini göz önünde tutarak,
Ermeni grupların 1973-1986 yılları arasında suçsuz insanların ölümüne ve yaralanmasına yol açan saçma terörizmini kınayarak ve Ermeni halkının büyük çoğunluğunun bunu tasvip etmediğini kaydederek,
1) 1915-1917 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu Ermenilerine yapılan trajik olayların, 9 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun tanımına göre bir soykırım olduğu görüşü taşır. Ancak, bugünkü Türkiye’nin bundan sorumlu tutulamayacağını kabul eder.
2) Söz konusu olayların bir soykırım olarak tanınmasının Türkiye’den hiçbir siyasi, hukuki ya da maddi bir talebe yol açmayacağını belirtir.
3) AT Bakanlar Konseyi’nin Türk Hükümeti’nin bu soykırımı tanımasını sağlamak için girişimde bulunmaya çağırır ve Türkiye ile Ermeni temsilcileri arasında siyasi bir diyalogun başlatılmasını ister.
4) Şimdiki Türk Hükümeti’nin tanımayı reddettiği, Jön Türklerin gerçekleştirdiği Ermeni soykırımını tanımamanın, Yunanistan ile olan anlaşmazlıklarda uluslararası hukuka uyulmasının, Kürtlerin varlığını reddetmesinin, Kıbrıs’taki işgalci kuvvetlerini çekmemesinin, gerçek bir demokrasi olmamasının, dini özgürlüklere, insan haklarına uymamasının Türkiye’nin AT üyeliğinin incelenmesinin önündeki vazgeçilmez engeller olduğu görüşünü taşır.
5) Ermeni azınlıklar sorununun Türkiye ile Topluluk ilişkileri çerçevesine oturtulması görüşünü savunur ve bir ülkede, demokrasinin bu ülkenin tarihindeki etnik ve kültürel farklılıkları tanıdığı sürece yerleşebileceğine dikkat çeker.
6) Topluluk üyesi ülkeleri, 20. yüzyılda yapılan Ermeni ve Yahudi soykırımlarını anma günü belirlemeye davet eder.
7) Uğradıkları trajedi göz önüne alınarak, Ermenilerin kimliklerini geliştirme, azınlık haklarının güvence altına alınması ve Türk Anayasası’nda yer alan insan haklarından hiçbir engel olmadan yararlanma isteklerine katılır.
8) Türkiye’de yaşayan Ermeni azınlığa dil, din, kültür, eğitim ve kimlik konularında hakkaniyetle davranılması ve Ermenilerin dini eserlerinin korunması yolundaki isteğine katılır.
9) Türkiye’yi Lozan Anlaşması uyarınca, Müslüman olmayan azınlıkların haklarını gözetmeye davet eder.
10) AT’yi, Türkiye ile yaptığı ortaklık anlaşmasını, Hıristiyan ve diğer medeni eserlerin korunması için, kültürel alana da genişletmeye çağırır.
11) İran’daki Ermeni topluluğun din ve dil konusundaki güçlüklerinden kaygı duyduğunu ifade eder.
12) Sovyetler Birliği’ndeki Ermeni halkının temel haklarının ihlal edilmesini kınar.
13) Ermeni halkını temsil etmeyen örgütlerin terör ve şiddet eylemlerini sert bir şekilde kınar.
14) Türk ve Ermeni halkları arasındaki görüşmelerin yapılması yolundaki girişimleri destekler.
15) Parlamento başkanını, bu kararın komisyona, AT Zirvesi’ne, AT Dışişleri Bakanlarına, Türkiye-AT Ortaklık Konseyi’ne, Türk, İran ve Sovyet hükümetlerine ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne iletmekle görevlendirir.”
Avrupa Birliği tarafından hazırlanan Ermeni Karar Tasarısı Raporu’nda, Türkiye’nin Osmanlı döneminden günümüze kadar olan siyasi durum ele alınarak, Türk Milleti hesaba çekilmek istenmiştir. Hatta Avrupa Birliği daha da ileri giderek, Türkiye’ye verilmesi öngörülen 720 milyon dolarlık mali protokolün serbest bırakılması için AB üyesi olan Yunanistan vasıtasıyla Türkiye’ye baskı yapma yoluna gitmiştir. Yunanistan, mali protokolün serbest bırakılması için “720 milyon dolar alın, Kıbrıs’taki askerinizi çekin” şartını koşmuştur. Bunun üzerine AB’ye üye olmakta ısrarlı ve kararlı olan zamanın Devlet Bakanı Ali Bozer, 15 Mart 1988 tarihinde tepki göstermiştir. Ali Bozer, “AET Raporu’nda Türkiye’nin 1923 yılından bu yana siyasi durumu ele alınmakta. Eğer, Türkiye’yi ameliyat masasına yatırıp, 1923’den beri tüm olayları ele alınırsa, bu “sen bizim aramıza gelme” demektir. Biz kapıyı bir yere kadar vururuz” demiştir.
Devam Edecek
Avrupa Birliği tarafından 18 Haziran 1987 tarihinde alınan bir kararla Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni soykırımı yaptığı iddia edilerek, Türk Milleti’ni hedef alan “Ermeni Karar Tasarısı” kabul edilmiştir.
Avrupa Parlamentosunca kabul edilen “Ermeni Karar Tasarısı”nın tam metni şöyledir:
“AT Kültür İşleri Konseyi’nin 13 Kasım 1987 tarihinde, Topluluk toprakları içinde ve dışındaki Avrupa mimarisi eserlerinin korunması yolundaki kararını göz önünde tutarak,
Ermeni halkının tarihini tanımanın Ermenilerin din, dil, kültürel ve etnik alanda bir etnik olarak tanıma anlamına geleceği inancını taşıyarak,
Ermenilerin 1915 olaylarını, Birleşmiş Milletlerin tanımına göre bir soykırım olarak nitelediklerini göz önünde tutarak,
Türk Hükümeti’nin soykırım suçlamasını dayanaksız kabul edip reddettiğini göz önünde tutarak,
Türk Hükümeti’nin bugüne kadar 1915 soykırımını tanımayı reddederek, Ermeni halkını tarihine sahip olma hakkından mahrum bıraktığını göstererek,
Ermeni soykırımının Türkiye tarafından tanınmasının, Ermenileri ahali olarak tatmine yönelik bir hareket olduğu ve bunun tanımının Türk Hükümeti’ni şereflendireceğini göz önünde tutarak,
Ermeni grupların 1973-1986 yılları arasında suçsuz insanların ölümüne ve yaralanmasına yol açan saçma terörizmini kınayarak ve Ermeni halkının büyük çoğunluğunun bunu tasvip etmediğini kaydederek,
1) 1915-1917 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu Ermenilerine yapılan trajik olayların, 9 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun tanımına göre bir soykırım olduğu görüşü taşır. Ancak, bugünkü Türkiye’nin bundan sorumlu tutulamayacağını kabul eder.
2) Söz konusu olayların bir soykırım olarak tanınmasının Türkiye’den hiçbir siyasi, hukuki ya da maddi bir talebe yol açmayacağını belirtir.
3) AT Bakanlar Konseyi’nin Türk Hükümeti’nin bu soykırımı tanımasını sağlamak için girişimde bulunmaya çağırır ve Türkiye ile Ermeni temsilcileri arasında siyasi bir diyalogun başlatılmasını ister.
4) Şimdiki Türk Hükümeti’nin tanımayı reddettiği, Jön Türklerin gerçekleştirdiği Ermeni soykırımını tanımamanın, Yunanistan ile olan anlaşmazlıklarda uluslararası hukuka uyulmasının, Kürtlerin varlığını reddetmesinin, Kıbrıs’taki işgalci kuvvetlerini çekmemesinin, gerçek bir demokrasi olmamasının, dini özgürlüklere, insan haklarına uymamasının Türkiye’nin AT üyeliğinin incelenmesinin önündeki vazgeçilmez engeller olduğu görüşünü taşır.
5) Ermeni azınlıklar sorununun Türkiye ile Topluluk ilişkileri çerçevesine oturtulması görüşünü savunur ve bir ülkede, demokrasinin bu ülkenin tarihindeki etnik ve kültürel farklılıkları tanıdığı sürece yerleşebileceğine dikkat çeker.
6) Topluluk üyesi ülkeleri, 20. yüzyılda yapılan Ermeni ve Yahudi soykırımlarını anma günü belirlemeye davet eder.
7) Uğradıkları trajedi göz önüne alınarak, Ermenilerin kimliklerini geliştirme, azınlık haklarının güvence altına alınması ve Türk Anayasası’nda yer alan insan haklarından hiçbir engel olmadan yararlanma isteklerine katılır.
8) Türkiye’de yaşayan Ermeni azınlığa dil, din, kültür, eğitim ve kimlik konularında hakkaniyetle davranılması ve Ermenilerin dini eserlerinin korunması yolundaki isteğine katılır.
9) Türkiye’yi Lozan Anlaşması uyarınca, Müslüman olmayan azınlıkların haklarını gözetmeye davet eder.
10) AT’yi, Türkiye ile yaptığı ortaklık anlaşmasını, Hıristiyan ve diğer medeni eserlerin korunması için, kültürel alana da genişletmeye çağırır.
11) İran’daki Ermeni topluluğun din ve dil konusundaki güçlüklerinden kaygı duyduğunu ifade eder.
12) Sovyetler Birliği’ndeki Ermeni halkının temel haklarının ihlal edilmesini kınar.
13) Ermeni halkını temsil etmeyen örgütlerin terör ve şiddet eylemlerini sert bir şekilde kınar.
14) Türk ve Ermeni halkları arasındaki görüşmelerin yapılması yolundaki girişimleri destekler.
15) Parlamento başkanını, bu kararın komisyona, AT Zirvesi’ne, AT Dışişleri Bakanlarına, Türkiye-AT Ortaklık Konseyi’ne, Türk, İran ve Sovyet hükümetlerine ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne iletmekle görevlendirir.”
Avrupa Birliği tarafından hazırlanan Ermeni Karar Tasarısı Raporu’nda, Türkiye’nin Osmanlı döneminden günümüze kadar olan siyasi durum ele alınarak, Türk Milleti hesaba çekilmek istenmiştir. Hatta Avrupa Birliği daha da ileri giderek, Türkiye’ye verilmesi öngörülen 720 milyon dolarlık mali protokolün serbest bırakılması için AB üyesi olan Yunanistan vasıtasıyla Türkiye’ye baskı yapma yoluna gitmiştir. Yunanistan, mali protokolün serbest bırakılması için “720 milyon dolar alın, Kıbrıs’taki askerinizi çekin” şartını koşmuştur. Bunun üzerine AB’ye üye olmakta ısrarlı ve kararlı olan zamanın Devlet Bakanı Ali Bozer, 15 Mart 1988 tarihinde tepki göstermiştir. Ali Bozer, “AET Raporu’nda Türkiye’nin 1923 yılından bu yana siyasi durumu ele alınmakta. Eğer, Türkiye’yi ameliyat masasına yatırıp, 1923’den beri tüm olayları ele alınırsa, bu “sen bizim aramıza gelme” demektir. Biz kapıyı bir yere kadar vururuz” demiştir.
Devam Edecek
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.