Ali Galip Doğan Hocam’a acil şifalar…
Konya ilim adamı ve hoca efendiler açısından zengin bir şehir.
Taa Sultan Alaaddin’in dünya alimlerini bu şehre davet etmesi ve başta Mevlana ailesi olmak üzere pek çok ilim ve gönül erbabının teşrifi ile şehrimiz asırlarca feyiz ve bereket kazanmıştır.
Şu an bu şehirde bizzat tanıdığım, ders aldığım pek çok hoca efendi var. Hepsine hürmetlerimi sunarım.
Ancak bunların bir kısmı ilim adamı olduğu halde ilmini belki de kendine saklar. Radyo, televizyon, gazete, sosyal medya, sosyal hayat bilmez. Ne o halkı tanır, ne de halk onu tanır.
Bir kısmı fazla bir ilmi, tecrübesi olmadığı halde işin reklam tarafını sever, boy gösterir.
Bazı hocalarımızda ilim, unvan, sıfat… vardır ama siyaset ve basiret noktasında tam güven vermez.
Bazıları da hadis, tasavvuf, mezhep, itikad, amel… konularında sıkıntılıdır.
Şu günlerde sıhhatı ile ilgili ilahi imtihandan geçen Ali Galip Doğan Hocam, yukarıda saydığım birkaç noktadan baktığımızda hakikaten gönlümüzde müstesna ve ender bir yere sahiptir.
Gazetede yazar, radyo-televizyonda konuşur, internet-sosyal medya dünyasında vardır, salonlarda konferanslarda, sohbetlerde vardır.
Camide, kürside, köyde, şehirde, yurt içinde, yurt dışında vardır.
Sivil toplum hayatında aktiftir, siyasetin içindedir.
Halkla, gençle, öğrenciyle, fakir fukara, hayır işleri ile beraberdir, ömrü irşad, tebliğ ve hayırla doludur.
Gönül alemi üçler, yediler, kırklar, erenler, evliyalar… ile haşır-neşirdir. Manevi alanda kim, nerede, hangi hizmet ile görevlidir, Konya’da bu işleri en iyi bilenlerden biridir.
İtikadı, ameli, ihlası, mezhebi, meşrebi, istikameti ile insana güven verir.
Cihad aşkı, hizmet aşkı, himmet aşkı ile doludur.
Sık sık gittiği Beytulllah’ın huzurundan sevenlerine ismen duaeder ve bunu da telefon mesajıyla dostlarına bildirir.
Bendeniz kendisini hiçbir dünyalık kasdım olmadan mahza “Allah için” sever ve hürmet ederim. O da fakire “Baba dostu, baba yadigarı…” diyerek iltifat eder. Huzeyfe Camii’ndeki, salon toplantılarındaki her faaliyete bizzat arayarak davet eder.
Merhum mahdumu Osman Doğan’ın hayatını anlatan belgesel filme baktığımda gıpta ile hep “Keşke biz de böyle bir baba olabilsek, böyle bir evlat yetiştirebilsek te amel defterimiz kapanmasa” diye temenni etmiş ve farkına varmadan gözümden damlalar inmiştir.
Ali Galip Hocamla birkaç özel televizyon programı yaptım. İlmi ve manevi dünyasındaki derinliği anlamaktan aciz kaldım.
Bugünlerde rahatsız olan muhterem Hocam’a Allah’tan acil şifalar diliyorum.
Bütün Müslüman kardeşlerimi de kandillerle dolu şu mübarek üç aylarda, mübarek Cuma gününde kendisi için duaya davet ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.