Aktif -Eğitim-sen, Eğitimin Balonunu Patlattı

Aktif -Eğitim-sen, Eğitimin Balonunu Patlattı

Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif-Eğitim-Sen) Diyarbakır’da ‘eğitimin balonunu’ patlattı. Sendikanın Diyarbakır temsilci ve üyeleri, sendikal kadrolaşma, fişleme, tasfiye ve hukuksuz görevlendirme gibi eylemlere tepki olarak balon patlattı....

Aktif Eğitimciler Sendikası (Aktif-Eğitim-Sen) Diyarbakır’da ‘eğitimin balonunu’ patlattı. Sendikanın Diyarbakır temsilci ve üyeleri, sendikal kadrolaşma, fişleme, tasfiye ve hukuksuz görevlendirme gibi eylemlere tepki olarak balon patlattı.

Aktif-Eğitim-Sen Diyarbakır Temsilcisi Muhsin Yalçınsoy ile sendika üyeleri, Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. 2014-2015 eğitim-öğretim yılının Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanlış, yanlı ve maksatlı uygulamaları nedeniyle birçok problemle birlikte başladığın anlatan Yalçınsoy, “Bakanlığın tutumundan öyle anlaşılıyor ki bu problemler kısa vadede çözülmek şöyle dursun daha da derinleşme, çözümü giderek zorlaşan sorunlar yumağına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya. Biz, Aktif Eğitimciler Sendikası olarak, ne ülkemizin yarınlarını emanet edeceğimiz çocuklarımızın ne de bugün bu çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitim çalışanlarımızın, iktidarın ve Bakanlığın basiretsiz, hukuksuz ve maksatlı uygulamalarına mahkum edilmesine seyirci kalmayacağız.” dedi.

Yalçınsoy, çalışma barışını bozan 'siyasal ve sendikal kadrolaşmaya', 'insanlar arasında ayrımcılığı körükleyen ve ötekileştiren her türlü fişlemeye', 'liyakat yerine yandaşlığı gözeterek yapılan hukuksuz görevlendirme ve tasfiyelere', 'iyi planlanmamış bir rotasyonla eğitim çalışanlarının hayatlarının alt-üst edilmesine', 'özel okullara teşvikler verilirken, devlet okullarımızın maddi imkansızlıklara mahkum edilmesine', 'öğretmenlerimizin asli görevleri dışında nöbet görevi gibi angarya işlere zorlanmasına' hayır dediklerini dile getirdi. Milli eğitim sisteminin planlı ve sistematik olarak toplumdaki tüm kesim, görüş ve anlayışların üzerinde ve tümünü kuşatıp kucaklayan bir anlayıştan uzaklaştırılarak, sadece siyasi iktidarca makbul sayılan tek tipçi bir anlayışla siyasallaştırıldığını belirten Yalçınsoy, “Siyasi irade, bakanlığın tüm kademelerinde ve okullarımızda, partizan bir anlayışla hareket ederek siyasal ve sendikal kadrolaşmaya gitmektedir.” diye konuştu.

Siyasi iktidarın, bir yandan haksız bir şekilde okullarda siyasi, sendikal kadrolaşma politikaları uygularken diğer yandan da beğenmediği, hoşuna gitmeyen veya rahatsız olduğu görüşlere yönelik fişlemeler yaptığını anımsatan Yalçınsoy, “Bu konuda son dönemde binlerce kamu çalışanının inançları, dünya görüşleri, siyasi veya sosyal aidiyetleri nedeniyle hukuksuz olarak fişlendikleri ortaya çıkmıştır. Bölücü, ayrıştırıcı, ötekileştirici, insanları birbirine düşürmeye, toplumsal barışı, kardeşliği, birliği, beraberliği, çalışma barışını bozucu, siyasi iktidarın kendi keyfine göre belirlediği standartlara uymayanları kamudan tasfiye etmeyi amaçlayan bu fişlemelerin tamamı hukuksuzdur ve suçtur. İnancı, görüşü, aidiyeti ne olursa olsun herkes birinci sınıf vatandaştır. Bununla birlikte hukuk devletinde “Suçluluğu bağımsız mahkemelerce ispatlanmadıkça herkes masumdur” ilkesi gereği, hiç kimse haklarından mahrum bırakılamaz, fişlenemez, dışlanamaz, kamu görevlerinden mahrum edilemez.” ifadelerini kullandı.

“FATİH PROJESİ YANDAŞ SERMAYA GRUPLARINA KAYNAK AKTARMAKTAN ÖTEYE GİTMEDİ”

TEOG’da yerleştirmeleri tamamlayamayan, öğretmen atamalarını vaktinde yapamayan Milli Eğitim Bakanlığı'nın, yaşanan onca kargaşa ve kaosun ötesinde, okulları fiziki imkanlar açısından da adeta yokluğa mahkum ettiğini ifade eden Yalçınsoy, şöyle devam etti: “Şaibeli kriterlerle özel okullara teşvikler veren hükümet, devlet okullarının maddi imkansızlıklarıyla, hele hele fiziki eşitliksizlikleriyle neredeyse hiç meşgul olmamaktadır. Eğitim sistemimizi baştan aşağı modernleştireceği iddiasıyla dev bir bütçe kullanılarak uygulamaya konulan Fatih Projesi, tablet ihaleleriyle bazı yandaş sermaye gruplarına mali kaynak aktarmaktan öteye gidememiştir. Proje, ilgililerin basiretsizlikleri yüzünden adeta ölü doğan ve az sayıda okulda dağıtılarak çocukların elinde oyuncak olmaktan öte geçemeyen tabletlerle sınırlı kalmıştır. Şu anda ülkemizin birçok köyünde, kasabasında hatta şehirlerimizde 60-70 kişilik sınıflar, laboratuvarsız, boyası, badanası yenilenememiş, bakımı, onarımı yapılamamış, sırası, masası kırık dökük okullar mevcuttur. Çok sayıda okulumuz, müdürlüklerdeki belirsizlik ve ödenek yetersizliği yüzünden eğitim öğretim dönemine yokluklar içinde girmek zorunda kalmıştır. Devletin kaynaklarının, eğitim ortamları ve öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi yerine hayırsever olduğu iddia edilen iş adamlarına peşkeş çekilmesine hayır diyoruz. Bakanlık, fişleme, tasfiye, kadrolaşma vb. illegal faaliyetleri biran önce terk etmeli ve asli görevi olan eğitim-öğretime yönelmelidir. Biz çözüm odaklı bir sendika olarak söz konusu bütün konuların aktif ve teyakkuz halinde takipçisi olmaya devam edeceğiz. Birilerinin yasal sorumluluklarını yerine getirmemelerine inat, Aktif Eğitimciler olarak, devletimize, milletimize, eğitim sistemimize ve öğrencilerimize karşı sorumluluklarımızın gereği olarak aralıksız çalışmaya devam ediyoruz.” Açıklamanın ardından, eğitim sistemi ve sıkıntıları temsilen siyah ve beyaz balonlar patlatıldı.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.