Aile kurumu çöküyor

Yanlış aile politikaları, ekonomik sıkıntılar, değerlerden kopuş toplumun temel taşı olan aile yapısına darbeyi indirdi. Evlilik yaşı TÜİK verilerine göre 28 yaşına doğru gelirken son 5 yıl içerisinde evlenen çift sayısı azalırken; boşanmalarda gözle görülür oranda bir artış yaşandı. Evlilikler eskisi gibi “Bir ömür boyu” değil, kısa sürüyor. Evlilik kurumunun bitmesine sebep olan birçok faktör bulunuyor. Boşanma oransal değil, daha çok rakamsal artıyor. Birçok çift boşanma döneminde zor ve stresli zamanlardan geçiyor. Kentleşme oranı arttıkça insanlar, geniş aile sisteminin dışına çıkıp çekirdek aile sistemini benimsemeye başlıyor. Uzmanlar, boşanmanın nedenlerini; şiddetli geçimsizlik, eğitim seviyesindeki düşüklük, çiftler arasındaki iletişimsizlik, güvensizlik, evlilikten beklentinin artması, ekonomik nedenler ve lüks yaşama isteği, alkol, kumar ve şans oyunlarına düşkünlük, aşırı kıskançlık gibi faktörlerin ön plana çıktığını belirten Her Yerde Adalet Platformu Genel Başkanı Avukat Özkan Öztürk, “Toplumsal hastalıkların hemen hemen tümü, doğrudan aile hayatının çöküşünden kaynaklanmaktadır. Çocuk Esirgeme Kurumu veya ıslah evlerindeki çocukların geçmişine baktığınızda, dağılmış bir aile bulacaksınız. Uyuşturucu bağımlısından alkol bağımlısına ya da okula ayak uyduramayıp atılan çocuklara kadar hepsinde aynısını göreceksiniz. Bütün bunların arkasında bozuk bir aile düzeni ya da kopmak üzere olan veya hiç olmayan ebeveyn ilişkilerinin sonucu olarak sefil bir aile yapısı neden olmaktadır” dedi.

“AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAŞKANLIĞI SOSYOLOJİK ÇALIŞMALAR YAPMALI” 

 Boşanma sayılarındaki artışı dile getiren Öztürk, “Maalesef ülkemizde  son yıllarda evlilik oranlarının düştüğünü;düşen evlilik oranlarına rağmen önü alınamaz biçimde boşanmaların arttığına şahit olmaktayız.Boşanma vakıaları üzerine ülkemizde istatistik veri sunan TÜİK kurumu raporları ne denli büyük bir tehlike ve tehdidin içerisinde olduğumuzu alenen bizlere sunmaktadır. Fakat ne acıdır ki bu hususlar sadece istatistik veri olarak bizlere sunuluyor. Ülkemizin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı isminde bir bakanlık var ne hikmetse bu bakanlık yetkilileri tarafından evlilik kurumunun neden çamura saplandığı; ülkede  önlenemeyen biçimde neden boşanma vakalarında bir artışın olduğu hususlarında ve özellikle boşanmaların sebepleri üzerinde bir açıklama yahut bir sosyolojik araştırmanın yapılmadığını da görmekteyiz. Özellikle TÜİK verileri ışığında ki boşanma vakıaları dikkate alınarak bu hususları söz konusu bakanlık tarafından üzerinde nedenleri üzerinde çalışmaların yapılması elzemdir” ifadelerini kullandı

 “EVLİLİKTE İLK 5 YIL OLDUKÇA ÖNEMLİ”

Aile parçalanmalarını ülkeyi vuran bir tsunami olduğunu belirten Avukat Öztürk, sözlerine şöyle devam etti: “İstatistik verilere bakıldığında evlenen çiftlerin sayısı 2019 yılında 542 Bin 314 iken 2020 yılında bu oran yüzde 10.1 azalarak 487 bin 270 e düşmüştür.Boşanan  çiftlerin yaşadıkları şehirlere bakıldığında batıdaki illerde boşanmaların çok hızlı olduğu görülmektedir.Boşanma istatistikleri incelendiğinde boşanmaların  yüzde 35 ,3 ü evliliğin ilk beş yılında gerçekleştiğini görüyoruz.O sebeple ilk 5 yıl evlilikler açısından kritik eşik diyebiliriz.TÜİK verileri incelendiğinde 2020 yılında 135 bin 22 çift boşanırken124 bin 742 çocuk velayete verilmiştir.”

SON YILLARDA EVLİLİK ORANLARINDA CİDDİ BİR DÜŞÜŞ YAŞANIYOR

Son yıllarda evlilikler de ciddi oranda bir düşüş yaşandığını belirten Öztürk, "Örnek verecek olursak 2020 yılında ki veriler incelendiğinde, 2019 yılına göre yüzde 2.3 azalmayı görüyoruz. En az evliliğin yapıldığı 2002 yılında 510 bin 155 çift evlenmişti.Türkiye'nin nüfusu o zaman 63.5 milyondu. Evlilik oranlarında ki düşüşün ekonomik kriz ile de yakından ilgisi bulunmaktadır.Geçen yıllara göre son yılda evlilik oranları düşmüşse bunda ekonomik sebepler ilk akla gelen nedenlerdir” şeklinde konuştu

 “TV KANALLARI AHLAK YAPISINA ZARAR VERİYOR” 

 TV programlarının Aile ahlak yapısını zedelediğini belirten Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı: “Toplumu birinci derecede etkileyen medya organlarının aile üzerinde oluşturduğu tahribat basite alınmayacak kadar büyüktür. Özellikle bazı TV kanallarının gündüz kuşağı programlarında toplumun önünde sergilenen ahlaksızlıklar, cinsel suçlar ve cinayetlerle aile kurumunu açıkça hedef alındığını görüyoruz. Gündüz kuşağı programları ile başlayan süreç Tv' ler de akşamüstü ahlaki dejenerasyona sebep olan diziler eli ile aile kurumuna asimetrik bir saldırı yapılmaktadır. Sadakatsiz yaşam; alkol; fuhuş bu programlarda özendirilmektedir. Son derece dikkatli olunmalı ve ailemize yönelen bu saldırılara karşı önlemlerimizi almalıyız.”

SAİT ÇELİK 

Her Yerde Adalet Platformu Genel Başkanı Avukat Özkan Öztürk