Ahıska Türkleri sürgününün 70. yılı

Ahıska Türkleri sürgününün 70. yılı

70 yıl önce vatanlarından sürgün edilen Ahıska Türkleri Selçuk Üniversitesi'nde düzenlenen etkinlikle anıldı. 1944'deki sürgünü yaşayan 93 yaşındaki Keleş Taharoğlu, “Ahıska Türkleri büyük bir dram yaşadı. Allah vatanımızı ve milletimizi korusun” dedi

14 Kasım 1944'de Sovyetler Birliği'nin devlet başkanı Stalin tarafından Sibirya'ya sürgün edilen Ahıska Türkleri, düzenlenen etkinliklerle anılıyor. 70 yıl önce vatanlarından sürgün edilen Ahıska Türkleri anıldı. Süleyman Demirel Kültür Merkezi Malazgirt Salonu'nda gerçekleştirilen etkinlikte duygusal anlar yaşandı. Programa, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hayri Erten, farklı şehirlerden gelen akademisyenler, Selçuk Üniversitesi öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

BU BİR MATEM GÜNÜDÜR

Programa Kur'an-ı Kerim okunarak başlanıldı. Programın açılış konuşmasını Konya Ahıskalı Öğrenciler Birliği Başkanı Ramil Guseynov yaptı. Konuşması sırasında duygularına hakim olamayan Guseynov, “Ahıska Türklerinin dini, dili, kültürü ve ırkı şu anda Türkiye sınırları içinde yaşayan Anadolu insanından farklı değildir. Ne kadar acıdır ki ortak değerlere sahip olduğunuz biz Ahıska Türk’ü kardeşleriniz zamanında sizlerden koparılarak sürgün edilmiş, vatan kapıları yüzüne kapanmış ve hala sürgün yaşar haldeyiz. Kolay değil tabiî ki sürgün görmüş bir milletin öyküsünü, acı dramını kalplerde taşımak. Bu yüzden bazen ağladık, düşmanlarımız görmesinler gülmesinler dedik ama göz yaşlarımıza hakim olamadık. Bu bir matem günüdür. Ancak bizler burada hep ağlayacak ve üzülecek değiliz” dedi.

BÜTÜNLÜĞÜNÜZÜ KORUYUN

Kürsüye daha sonra Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hayri Erten çıktı. Duygulu anların ardından konuşmanın zor olduğunu belirten Erten; “Duygulu anların ardından konuşmak çok zor. Ahıskalı olmasamda sizlerle olmaktan gurur duyuyorum. Sözlerime zulme boyun bükmeyen ecdatlarımızı selamlayarak başlıyorum. Sovyetler Birliği bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışmıştır. Onların devlet politikası bu amaçlar üzerine inşa edilmiştir. Amaçları sürgüne maruz bıraktıkları insanların bir daha yurtlarına dönmelerini istememeleri. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Şimdi iş en çokta gençlerimize düşüyor. Gençlere bir şeyler söylemek istiyorum. Zaman birlik ve beraberlik zamanıdır. Birlik ve bütünlük içinde olun. Zaman iyi bir eğitim alarak kültürünüzü ve tarihinizi savunma zamanıdır. Türkiye devletinin yardımıyla ülkemizde okuyup tahsil alıyorsunuz. Bu hepimiz için sevindirici bir durum. Benim temennim, elinizden gelen her neyse, amacınıza ulaşmak için çaba sarfetmenizdir. Nitelikli eleman düzeyinde yetişerek tarih ve kültürünüze sahip çıkmanızdır” diye konuştu.

TAHAROĞLU SÜRGÜNÜ YAŞADI

Programın en dikkat çeken noktası ise 93 yaşındaki Keleş Taharoğlu'nun konuşmalarıydı. Sürgüne maruz kalan ve yaşadığı o acı verici olayı tekrar yaşıyormuşçasına anlatan Taharoğlu, duygularını şöyle ifade etti; “Allah o günleri bir daha bize yaşatmasın. Ben 93 yaşındayım. Şimdi çoğunuz bana bu amcanın burada ne işi var diyeceksiniz. Ama ben sizleri görmek ve helallik almak için bugün buradayım. Dedeminde, babamında, benimde kimliğimizde Türk yazıyor. Biz Türkiye’nin kardeşiyiz. Biz yabancı değiliz. Allah vatanımıza, milletimize ve bütünlüğümüze zeval vermesin.” Program yapılan ikramla son buldu.

EMRE ÖZGÜL merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.