‘zirve Davasında Somut Deliller Var; ‘paralel Yaptı’ Demek Kabak Tadı Verdi’

‘zirve Davasında Somut Deliller Var; ‘paralel Yaptı’ Demek Kabak Tadı Verdi’

Malatya Zirve Yayınevi davasında müdahil avukatlardan Erdal Doğan, Ergenekon, Balyoz ve Zirve davalarının 'paralel yapı' kompozisyonu içerisinde değerlendirilmeye çalışıldığını söyledi. Bu durumun trajikomik bir hal aldığını belirten...

Malatya Zirve Yayınevi davasında müdahil avukatlardan Erdal Doğan, Ergenekon, Balyoz ve Zirve davalarının 'paralel yapı' kompozisyonu içerisinde değerlendirilmeye çalışıldığını söyledi. Bu durumun trajikomik bir hal aldığını belirten Doğan, "Buna inanan gazeteciler, siyasiler var. Hatta buna inanabilecek ve bunla ilgili karar verebilecek yargıçlar ve savcılar olabileceğini düşünüyoruz. Umarım bu komik durum, trajik bir durumla sonuçlanmaz. ‘Kabak tadı verdi’ derler ya, artık böyle bir durum söz konusu." dedi. Doğan, “Zirve sanıklarının geçmişte Erdoğan’a bir küfür etmediği kalıyordu. 17 Aralık’tan sonra Erdoğan onlar için ‘Sayın Başbakan’ ‘Sayın Cumhurbaşkanı’ oldu.” ifadelerini kullandı.

Malatya Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan 2007'de 3 Hıristiyan vatandaş boğazları kesilerek katledildi. Olay anında suçüstü yakalanan 5 kişi suç aletleriyle birlikte yakalandı. 5 yıl tutuklu kalan sanıklar, tutukluluk süresinin kısalmasıyla birlikte tahliye edildi.

Davada 7 yıl geride kaldı. Geçen 7 yılda davaya bakan heyetin 3 defa değiştiğini anlatan Avukat Erdal Doğan, "Bu heyetler yasal prosedür ve rutin mantığıyla da değişmiş olsa da böyle davalarda doğal yargıçlık ilkesi gereği yargılamanın bütünlüğü, adil ve etkin yargılama açısından savcıların ve özellikle yargıçların değişmemesi lazım. Manipülasyonların evraklarla dolu olduğu ve eylemlerin iddianame içerisinde yer aldığı bir davada yargıçların dosyaya ve davaya hakimiyeti açısından önemi çok daha artıyor. Bu nedenden dolayı üçüncü kez heyetin değişmesi bu dava için negatif bir durum oluşturmuştur. 6 Mart'taki değişiklikle tutuklama sürelerinin 5 yıla indirilmesiyle birlikte özellikle cinayet mahallinde yakalanan 5 tane genç tahliye edildi." diye konuştu.

'ADLİ KONTROL İHLALİNE RAĞMEN YENİDEN TUTUKLAMA OLMADI'

Zanlılar tahliye edildikten sonra müdahil vekilleri olarak elektronik kelepçeli izlenmesi ve adli kontrol taleplerinin yerine getirildiğini kaydeden Doğan, şöyle devam etti: "Bu kelepçeleri izleyen birim ve adli kontrol memurları, bu gençlerin kuralı ihlal ettiğiyle ilgili birden fazla tutanak tutmuşlar. Hakim götürerek yerinde keşif yapmışlar. İhlali yerinde tespit etmiş ve bunu mahkemeye sunmuşlar. Bu ihlalin sonucu yeniden tutuklamadır. Heyet, bu işlemler yapılmış olmasına rağmen bunu dikkate almayarak ‘adli kontrolün devamına’ diyerek tutuklamayı gerçekleştirmedi. Bu çok büyük bir risk. Çünkü 3 Hıristiyan'ın öldürülmesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbetten yargılanan sanıklardan bahsediyorsunuz. Bunların kaçma olasılıkları çok yüksek. CMK 113. madde gereğince yeniden tutuklama gerektirir ancak bu talebimizi mahkeme dikkate almadı."

'17 VE 25 ARALIK YOLSUZLUK SORUŞTURMASI SONRASINDA HER ŞEY ‘PARALEL’E YÜKLENDİ'

Ergenekon, Balyoz ve haliyle Zirve Yayınevi davasının ‘paralel yapı’ kompozisyonu içerisinde değerlendirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Doğan, "17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturması sonrasında paralel yapı oluşturuldu ve her şey buna yüklenildi. Bu konuyla ilgili sanıkların kamuoyunu hazırlama konusunda röportajlar ve özellikle mahkemedeki tutumları dikkate değer. Geçmişte Başbakan iken Erdoğan'a bir küfür etmedikleri kalıyordu, şimdi bu yeni 17 ve 25 Aralık sonrasındaki Erdoğan'ın paralel yapı mücadelesiyle birlikte, Erdoğan onlar için Sayın Başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı oldu. Hukukçular ve gazeteciler, durumdan vazife çıkarmaya hazır olanlar dosyayı açıp okusalar olayın içerisinde çok somut delilleri görecekler. Cinayet öncesindeki ortam hazırlanmasıyla, özellikle maktul ve çevreleriyle ilgili manipülasyonlar, dezenformasyonlar ve aynı zamanda psikolojik harbin unsurları olan hedef göstermeler ve konuyla ilgili tetikçileri hazırlamalar hem sesli hem görüntülü hem belgeli onlarca, yüzlerce belgeyi göreceklerdir. Bunların nasıl hazırlandığıyla ilgili de somut tanık bilgileri var." dedi.

'İLKER ÇINAR'IN YÖNLENDİRİLDİĞİ SÖYLENEREK YALAN HABER YAPILIYOR'

Daha önce gizli tanık olarak dinlenmiş ve deşifre olmuş İlker Çınar'ın davanın seyri açısından önemine değinen Doğan, "Bu çok önemli bir tanıktır evet ama yalnızca bu tanık üzerinden bu dosya oluşturulmuş değil. Bunu besleyecek bir sürü tanıklar ve belgeler zaten mevcut. Bu tanıkla ilgili dezenformasyon çok sıklıkla yapılmakla birlikte yalan haberlerle bu şahsın pişman olduğu ve bu konuyla ilgili kendisinin yönlendirildiği konusuyla ilgili basında yalan haberler de oluşmaya başlandı. Bunla ilgili biraz eğilimli olan hakim ve savcıların da inanma olasılıkları da var. Siyaseten de var. Bu risk davayı takip eden bizler için var. Psikolojik harp ve hedef göstermeyle ilgili tartışma götürmez çok belge var. Hükümetin emrinde olan MİT'in vermiş olduğu 277 sayfalık rapor var. Raporda ve bilgi eklerinde bu cinayetin kimler tarafından işlendiğini anlatıyor. Mecliste muhtıralara karşı oluşturulan komisyona da MİT bu belgeleri gönderiyor." şeklinde konuştu.

'HAKKINDA SOMUT BELGE OLANLARIN SUÇU ‘PARALEL’E ATMASI TRAJİKOMİK'

Zirve katliamı olduğunda Malatya'da görev yapan ve şu anda tutuklu bulunan Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger'in, olaydan kendisinin ve jandarmanın haberi olmadığını söylemesi ve 'Paralel yapılanmayı' suçlamasına belgelerle cevap veren Doğan, "Yargılanan bütün sanıklarla ve özellikle Malatya'da jandarmada görev yapmış dönemin komutanlarıyla ilgili nasıl belge hazırladıkları, seminer oluşturdukları hususuyla ilgili kesin bir somut belge var. Konuyla ilgili hem tanık, hem belge, hem ses kayıtları ve sanıkların yakını tarafından teslim edilen yine bir belge de söz konusu. Dezenformasyon ve manipülasyonla ilgili ortam hazırlamalar ve maktul ve çevresiyle ilgili hedef göstermeyle ilgili brifing, konferans, hazırlık evrakları oluşturma gibi sanıkların faaliyetleri dosyalar da var. Kamuoyunun bu dosyaları okuma şansı olmadığı gibi böyle bir tercihi de olmuyor. Şu anda trend her şeyi paralele yıkma. ‘Paralel yapı var, paralel yaptı ya da onların çevresindeki gazeteciler bu işi peydahladı, onlar tanıklar üzerinde baskı yaptı' deniyor. Artık bir komediye dönüşmüş ve bu trajikomik hale biz gülüyoruz ama buna inanan siyasiler, gazeteciler var. Hatta buna inanabilecek ve bunla ilgili karar verebilecek yargıçlar ve savcılar olabileceğini düşünüyoruz. Korkumuz bu. Şu anda komik olarak görüyoruz ama sonuçta belki de bu komedi olmayacak. Bu karara doğru bir hedef çiziliyor. Böyle bir komedi halinde giden bir durum var. Umarım bu komik durum trajik bir durumla sonuçlanmaz. ‘Kabak tadı verdi’ derler ya artık böyle bir durum söz konusu." ifadelerini kullandı.

’17 ARALIK’TAN SONRA POLİSLER OLAYLARA EL ATMAKTAN ÇEKİNİYOR’

Özellikle 17 ve 25 Aralık'tan sonra polisin olaylara girmekte çekindiğine dikkat çeken Avukat Doğan, konuşmamasına şöyle devam etti: "Siyasi ya da organize herhangi bir cinayette herhangi bir şekilde polis, asker ya da devlet görevlisine dokunma hali söz konusu olduğunda asayiş, terörle mücadele veya organize şube el atmaktan çekiniyor. Bu yalnızca mankenlerde ya da modellerde değil kurumlarımızın reflekslerinde de oluşmaya başladı. Kurumlar içerisinde çalışmak isteyenlerin bir korkusu var. Memlekete hayırlı olsun. Hukuk olarak aslında konuşabilecek bir şey yok bu noktada. Tamamen siyasi bir magazine ve laçkalığa dönüşen ve kurumların gerçekten de işlerini bırakıp bir anlamda ‘paralel’ avcılığına çıktığı bir dönem söz konusu. Bu ne hukuken, ne siyaseten, ne de idareten sürdürebilir bir durum değil. Bunu bir noktadan sonra hiçbir devlet de kaldıramaz. Bu çürümeyi getirir. Çünkü kurumlar iş yapmıyor. Yargıçlar ve savcılar da gardlarını 12 Ekim'de yapılacak HSYK seçimlerine göre alıyorlar. Bu durumun Zirve Yayınevi gibi davaları da etkilemesi söz konusu."

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.