Zatürreden korunmak için neler yapmalı?

Zatürreden korunmak için neler yapmalı?

Konya Vakıf Hastanesi İntaniye Uzmanı Dr. Başak Efe, dünyada her 1000 kişiden yüzde 15inin zatürreye yakalandığını belirterek, zatürreden korunma yollarını anlattı.

Konya Vakıf Hastanesi İntaniye Uzmanı Dr. Başak Efe, zatürre ile ilgili önemli ayrıntılara dikkat çekti. Dr. Başak Efe, “Üst ve alt solunum yolu hastalıkları kışın en sık karşılaştığımız hastalıkların başında yer alıyor. Günün büyük bir bölümünü kapalı ve kalabalık ortamlarda geçiriyor olmamız, zatürre, grip,  bronşit gibi hastalıklara daha sık yakalanmamıza yol açıyor” dedi. Zatürrenin dünyanın bilinen en eski hastalıklarından biri olduğuna dikkat çeken Başak Efe, “Günümüzde de en gelişmiş ülkelerde bile,  kullanılan birçok antibiyotiğe, tanı yöntemlerinin, hastane ve yoğun bakım olanaklarının çok artmasına rağmen sık görülen ve ölümlere neden olan bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütünü 'nün verilerine göre dünyada her yıl her 1000 kişiden 10-15’i zatürre’ye yakalanmaktadır. Türkiye’de ise kayıtlı olarak yaklaşık yılda 90 bin zatürre vakası görülmektedir. Ancak kayıtlı olmayan vakalarla bu sayının 500 bini bulduğu düşünülmektedir. Özellikle küçük çocuklar, yaşlılar, kalp, şeker, böbrek, bronşit hastalarında ölümlere yol açabilmektedir” diye konuştu.  Dr. Başak Efe, zatürre belirtileri, türleri ve korunma yolları hakkında şu bilgileri verdi:

BELİRTİLERİ:
Tipik Zatürre: Genellikle ateş, boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu enfeksiyonu belirtilerini takiben başlar ve hastalarda bu belirtilerden 2-3 gün sonra yüksek ateş, titreme, hızlı soluk alıp verme, halsizlik, öksürük,  çoğunlukla koyu kıvamlı sarı-yeşil renkli balgam çıkarma, nefes alırken batar tarzda göğüs ağrısı, nefes darlığı, iştahsızlık, halsizlik gibi belirtilerle hastayı yatağa düşürür. Hastada yorgunluk, halsizlik vardır ve vücut direnci zayıf düşmüştür. Endişeli bir ruh hali görülür. Ayrıca hastanın dudakları morumsu bir renktedir dudak kenarlarında uçuklar oalbilir ve dili kurumuştur. Bu belirtilerin hepsinin bir arada olması gerekmez. Bunlardan bir kaçının olması, zatürre olma ihtimalini gösterir. Vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır. Yaşlılarda zatürreyle birlikte vücut ısısı düşebilir. Sonuçta şok denen durum ortaya çıkar. Öksürük ve ateş yükselmesi olmayabilir.
Atipik Zatürre, daha sinsi bir seyir gösterir. Ateş çok yüksek değildir. Kuru inatçı bir öksürüğe karşılık, balgam hemen hiç bulunmaz. Göğüs ağrısı, nefes darlığı ve genel durum bozukluğu gibi belirtilere de çoğu zaman rastlanmaz. Baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi belirtiler sıklıkla olabilir.
TANI: Hastanın şikâyetleri ve yapılacak fiziki muayene sonrası büyük ölçüde tanı konur.  Bunun dışında akciğerin filminin çekilmesi tanı için önemlidir. Ayrıca, yapılacak kan sayımı, kanda bakterinin araştırılması, balgam kültürü gibi bazı testlerle tanı desteklenir.
TEDAVİ: Zatürrenin tedavisi hastalığın şiddetine göre değişmektedir. Bakterilerin yol açtığı zatürreler antibiyotikle tedavi edilir.  Hastalığın hafif seyrettiği, genel durumu iyi hastalarda  yakın takipte kalmak şartıyla  evde antibiyotik kullanımı ve destek tedavi verilir.  Kullanılacak antibiyotiğe ve süresine zatürrenin klinik bulguları ve olası etken mikroorganizma türüne göre hekim karar vermelidir. Yetersiz antibiyotik kullanımı tablonun ağırlaşmasına neden olabilir. Tedavinin ilk 3-5 günü içerisinde ateş düşer, diğer belirtiler geriler ve hastalık genellikle 1-2 haftada tam olarak iyileşir. Eğer 3’üncü günden sonra ateş hala yüksekse, doktora danışmak gerekir. Doktor önerisi olmadan, rasgele öksürük şurubu kullanmak yarardan çok zarar verebilir. Öksürük, vücudun balgamı atmak için ihtiyaç duyduğu normal bir savunma mekanizmasıdır.
KORUNMA
Temizliğe, el hijyenine dikkat etmeli; çocuklarımıza el yıkama alışkanlığını kazandırmalıyız. Bakterilerin bulaşmış oldukları cansız yüzeylerde bir süre daha canlılıklarını devam ettirdiklerini unutmamalıyız. Sigara içmemek, Alkolden kaçınmak, Dengeli beslenme, Aşılama Pnömokoklar zatürre dışında orta kulak enfeksiyonu, sinüzit,  menenjit gibi son derece ciddi hastalıklara ve ölüme neden olabilen bir mikroptur. Küçük çocuklar özellikle 2 yaş altı, yaşlılar,  kronik bir hastalığı olanlar bu mikroba daha duyarlıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.