Yüzlerimizdeki maskeler
Müslümanlarda olmaması gereken özelliklerden birisi zamana, mekâna ve kişiye göre farklı tavır göstermemesidir.
Şanlı Peygamberimiz(sav) in “Bizi aldatan bizden değildir” kutlu sözü bu gerçeği her an gözümüz önünde bulundurmamız gerektiğini ifade eder.
Evimizdeki tavrımız ne ise okulumuzda da öyle olmalı tavrımız.
Okulumuzda tavrımız ne ise işimizde de öyle olmalıyız.
İşimizde nasıl isek eş, dost ve akraba arasında da öyle olmalı tavırlarımız.
Küçüklerimize nasıl merhametli davranıyorsak büyüklerimize de öylesine saygılı davranmalıyız.
Rabbimizin(cc) bizden istediği ve Resul’ümüzün(sav) örnekliği. Bu doğrultudadır.
Yani Müslümanlığımızın gereği budur.
Ama gerçekten böyle miyiz?
En başta kendimiz olmak üzere ailemize, arkadaşlarımıza, iş sahiplerine ve dost düşman herkese bu şekilde davranabiliyor muyuz?
Bu soruya “Evet” diyenlerimiz azınlıkta kalacak diye korkuyorum.
En yakın örnek olarak anayasa değişikliği referandumunun propaganda dönemindeki davranışlarımıza bir bakalım derim.
Belki de üyesi bile olmaktan çekindiğimiz partilerin yanında yer alabilmek adına neler yapıp neler söyledik muhataplarımıza.
Siyasi partilerden maddi ve manevi anlamda bir gelecek beklentimiz olmasa bile siyasi arenanın büyüsüne kapılarak kazananın yanında olmak gayesiyle olduğumuzdan farklı bir davranış içine girip girmediğimizi sorgulayabiliyor muyuz?
Ya da propaganda döneminde seçim falan bir tarafa dediğimiz bir zamanda bu defa internet ortamının sihrine kapılarak klavye arkasında nasılsa suratımız görünmüyor hesabıyla azlarımız çok göstermek gibi bir yanlış içerisine mi düşürülüverdik.
Yani diğer zamanlarda “internet ergenleri” diyerek kızdığımız, küçümsediğimiz ve arkadaş olmak bir yana selam vermek bile istemediğimiz insanlar seviyesine mi iniverdik?
Özellikle 12 Eylül darbesi öncesi olmak üzere siyaseten yaşana ANAP tecrübesinden sonra kendi köşesine çekildiği duyulan kişilerin son referandum çalışmalarında ön saflarda görülmesi üzerine arkadaşlarımıza "aha bizimki de partili olmuş" mu dedirttik acaba?
Bütün bunlara içtenlikle verilecek cevaplar bizim yüzümüzde de bir çok insanda olduğuna inandığımız şekilde bir maske olup olmadığını belirleyecektir.
Bu öyle bir belirleme olacak ki sonuç belki de bizim beklediğimizden daha farklı olacak ve korkarız ki bazılarımızız için birden fazla maskemizin olduğunu ortaya koyacaktır.
Son zamanların modası olan ailecek AVM lerde pahalı markalardan yapılan giyim kuşam alış verişleri ile birlikte yüzlerimize de bir maske alıp almadığımızı sorgulamanın zamanı geldi diye düşünüyorum.
Özellikle siyaseti sürekli kazanan tarafta olmak olarak gören kişilerin “Ben giderken arkamda neler kalıyor?” sorusunu sormalarının tam zamanı.
Ya da kaybeden taraftadır diye damgalayıp bir kenara ittiğimiz kişileri neden küçümsediğimizi sorgulamamızın tam zamanı.
Dünya dediğimiz geçici mekânımızda ellerimizle oluşturduğumuz maskeli balolarda maskesiz b,r Müslüman olmak ümidiyle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.