Yolumuz İslam vatanımız Türkiye
Kısacık olan şu dünyanın kıyametlerini, alametlerini saymakla bitmiyor. Her insan bir dünyayı barındırıyor. Eğitim seviyesi, yetişme koşulları ve milli hassasiyetlerimiz başlıca üzerine durmamız gereken konulardandır.
İnsanlar okullarda sorunlu eğitim değil zorunlu eğitim almaktadırlar. Belirli bir müfredat, belirli başlıca konular olmak üzere standarda bindirilmiş bir eğitim dünyası.
Eğitimdeki bardağın taşmasını sağlayacak gerçek eğitimlerin olmadığı kanaatindeyim. Standartlar ve korkular bardağın taşmasına, zihinlerdeki cevherin dışarı çıkmasına engel olmaktadır.
Eğitimi veren sektörden bıkmış, eğitimi alan da yolun başında pes etmiş vaziyette olan bir dünyadayız.
Şunu belirtmeliyim ki bu ülke de “-celik”, “-cılık” kavramları başını almış gitmiş vaziyette. Bir bütün asla olunamıyor. Kim olursa olsun kabuğunun dışına çıkmıyor. Kendini eleştirmiyor, karşısındakini takdir etmeyen bir diyarda varlığımızı sürdürüyoruz.
Her ne olursa olsun hizmetin hayırlı olanı takdir edilmeli, kıymetsiz olanının da daha iyi hale getirilmesi için önerilerde bulunulmalı.
İnsan dediğimiz varlık ırkına, milletine, partisine göre ayrı ayrı yaratılmamıştır. İnsanlığın şuuru en iyi şekilde yaşanmalı insana insan gibi kıymet verilmelidir. Kimseleri benimsediği ideolojiden dolayı eleştirmemeli yanlış gördüğü unsurları doğrularıyla birlikte anlatmalıdır. Hedef ve gaye bir olmalıdır. Biz bu devletin vatandaşı isek, bu ülkenin hizmetinde olmalıyız demektir. Bu ülkeye düşman olmak demek değildir.
Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşıyorsan insani kavramları, insan sevgisini, insan saygısı gibi doğruluk ve dürüstlük kavramlarına yakışan unsurları yerine getirmeli ve bunlara koşulsuz uymalıyız. Kendi doğrularımızı evrensel doğrular gibi anlatmak yerine benlik kavramını terk ederek kişilik ve insanlık doğrularına riayet etmeliyiz.
Bir olmalıyız, birlik olmalıyız, diri olmalıyız.
Yukarıda bahsettiğim “-celik”, “-cılık” kavramlarını terk etmeliyiz. O cemaat, bu dernek, şu vakıf gibi ayrım gözetmeksizin bu ülkeye hizmet etmeli, başarıyı alkışlamalı ve hizmette yarışmalıyız.
Yolumuz İSLAM…
Yukarıda insanlığın nasıl olması gerektiğini kendi çerçevemden anlatmaya gayret ettim. Ama bu başlığa da gereken yazıyı da sona koymak istedim.
Bu yazıyı yazarken sizde soracaksınız. Bu kadar anlatıyor da kendisi bu düzene uyuyor mu çalışıyor mu? Bende Allah’ın bir aciz kuluyum. Elbette ki hatalarım doğrularımdan da çoktur. Ama şunu söylemem gerekir ki doğruyu alkışlıyorum, bilmediğimi de öğrenmek için gerekeni yapmaya gayret ediyorum.
Şu bir gerçek ki benlik unsurlarından arınarak Müslüman bir birey olarak dinimizin emrettiği üzere doğruluk ve hizmet üzerine sıkıca sarılmalıyız.
Sarıldığımız bu davada hoşgörü ve muhabbeti en güzel şekilde göstermeliyiz. Bu yolda “-celik”, “-cılık” gibi unsurlardan arınıp Kur’an-ı Kerime sıkıca sarılmalıyız.. Tek olmalıyız ve Bir olmalıyız.
Müslüman bir birey olarak diyardan diyara doğruluk için çaba göstermeliyiz. Dinimizin emrettiği gibi önce emredilene uyup sonra tebliği yerine getirmeliyiz.
Allah bu yolda hizmet edenlerden olmayı cümlemize nasip eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.